Serhat'ta 8 Mart yürüyüşü: Tüm sorunların çözümü İmralı'da 2023-03-08 12:45:57   HABER MERKEZİ - 8 Mart'ı yürüyüşlerle karşılayan kadınlar, iktidarın politikaları karşısında örgütlü mücadelenin önemini vurgularken, sorunların çözümü için İmralı'yı işaret etti.     Tevgera Jinen Azad (TJA) Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi , “Dem dema jin Jiyan azadiyê ye”  şiarıyla 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Wan (Van), Colemêrg (Hakkari) ve Agirî'de yürüyüş ve açıklamalar yapıldı.    Wan’da TJA ve HDP Kadın Meclisi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “Dem dema jin jiyan azadîyê ye”  şiarıyla yürüyüş düzenledi. Maraş Caddesi’nde bir araya gelen kadınlar, “Jin jiyan azadî” ve “Dem dema jin jiyan azadî ye” pankartları ile yürüyüşe geçti. TJA aktivistleri, Barış Anneleri Meclisi, HDP milletvekilleri Muazzez Orhan, Gülistan Kılıç Koçyiğit, kentteki kadın kurumları ve çok sayıda kadının katıldığı yürüyüşte,  “Jin natirsin hesap dipirsin”, “Biji berxwedana jinan”, “Biji berxwedana zindanan”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı. Yürüyüşte, Paris’te katledilen Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez, Silopi’de katledilen Pakize Nayır, Sêvê Demir, Fatma Uyar, Jina Emînî, Nagihan Akarsel ve Deniz Poyraz fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı.    Yürüyüş öncesi, polisler Kandıra Cezaevi’nde katledilen Garibe Gezer’in dövizlerinin içeri alınmasına izin vermedi.   Semaver Kavşağı’ndan Mustafa Altay Parkı’na kadar slogan, zılgıt, ıslık ve alkışlarla yürüyen kadınlar, parkta basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama metnini TJA aktivisti Zeynep Kaya okudu.   Kadın mücadelesi   Erkek egemen faşist iktidarı zihniyetine karşı 8 Mart 1910’dan bu yana direnişçi kadınların, kadın mücadelesinin bugüne getirdiğini söyleyen Zeynep, “Bizler de TJA olarak erkek egemen devletçi zihniyete karşı mücadele alanlarımızdan olan  8 Mart’ı yaşamın her alanında tarihsel hakikatine layık bir şekilde ve 21’inci yüzyılın kadın yüzyılı olacağına olan inancımızla karşılıyoruz. Bugün dünyanın her yerinde ‘Jin, Jiyan, Azadî’  olarak yankılanan bu sesi büyütme sözü veren TJA olarak; New York’ta katledilen 129 kadından Rosa Luxemburg ve Clara Zetkin’e kadar, Leyla Qasımlardan Saralara ve Sêvêlere kadar, Aysel Doğanlardan Nagihanlara, Jîna Aminîlere ve Evîn Goyilere kadar bütün kadınların, erkek-devlet egemen ideolojiye karşı verdiği özgürlük mücadelesini selamlıyoruz” diye konuştu.   ‘Yıkımın sorumlusu iktidar’   Kürdistan, Türkiye ve Suriye’yi etkileyen Mereş merkezli depremlerde yaşanan yıkımın asıl sorumlusunun iktidar olduğunu kaydeden Zeynep, “Bir kez daha gördük ki, toplumsal sorunları açığa çıkaran ve derinleştiren esas olgu; erkek egemen devletçi sistemdir. Talan ve rant üzerine kurulu iktidar; depremin sonuçlarını önlemek bir tarafa, bu tahribatların baş sorumlusu konumundadır. Devletin deprem karşısındaki bu çözümsüzlüğü, bir kez daha yerel yönetimlerin ve örgütlü toplumun önemini bize göstermiştir. Deprem karşısında, Kürdistan’dan Türkiye’ye ve Avrupa’ya kadar kadınlar, gençler ve halklar; toplumsal örgütlenme ve dayanışmayı örerken, deprem bölgesini bir toplu katliama, bir toplu mezara çeviren iktidar, OHAL ilanıyla bu toplumsal dayanışmayı kırmaya ve suçlarını gizlemeye çalışmıştır. Yetmemiş, dayanışma merkezlerine kayyum atayarak dayanışmayı ve irademizi bir kez daha gasp etmiştir. Tıpkı, halkların iradesi kadın özgürlükçü HDP’li belediyelerin iktidar tarafından gasp ve talan edilmesi gibi…  Aynı iktidar, bir kez daha Kürtlerin, Alevilerin coğrafyasını işgal etmeye, demografyasını değiştirmeye çalışıyor. Depremde ailesini kaybetmiş çocukları savunmasız bırakarak militarist güçlerin, tarikatların, çetelerin istismarına açık bırakıyor. Fakat iyi bilinmelidir ki bizler; toplumun özyönetimine, öz gücüne ve yerellerin gücüne olan inancımızla;  çürümüş ve hantallaşmış bu iktidarın, depremi bir fırsata ve toplum kırım aracına çevirmesine izin vermedik, vermeyeceğiz” diye belirtti.   Savaş politikaları   Depremin yaşanan yıkımın büyüklüğünün iktidarın savaş politikalarından kaynaklandığını ifade eden Zeynep, “Kürdistan, Ortadoğu ve dünyanın birçok yerinde yaşanan bu savaşlar; sömürü, yıkım, yoksulluk, mültecilik, ekolojik tahribat ve yerinden göçertme gibi devasa sorunları da beraberinde getiriyor. Bu savaşın en can yakıcı olanı, Güney Kürdistan topraklarında, kimyasal silah kullanılarak ve insanlığa karşı suç işlenerek yürütüldü. Kimyasal silahların yarattığı ekolojik ve sosyolojik tahribatlar ise devasa boyutlarda. İdeolojik kaynağını kadın düşmanlığından alan bu savaş politikaları; Kürt halkının özgürlük mücadelesine bir saldırıdır. 8 Mart vesilesi ile de bir kez daha, bütün demokratik kamuoyunu ve uluslararası kuruluşları bu savaşa ‘dur’ demeye çağırıyoruz. Ayrıca Rojava’ya yapılan bütün saldırıların, yükselen kadın devrimine bir saldırı olduğunu biliyor ve bütün kadınları savaşa ve işgale karşı mücadele etmeye çağırıyoruz.”   Jîna Emînî   Rojhilat’ta başlayan “Jin jiyan azadî” eylemlerinin tüm dünyada yankı uyandırdığını vurgulayan Zeynep, “Kürt kadın Jîna Emînî’yi katleden erkek egemen soykırımcı sisteme karşı, Kürt kadınların yükselttiği ‘Jin-Jiyan-Azadî’ felsefesi; sadece Kürtlerin değil, tüm halkların ve tüm dünya kadınlarının da en büyük umudu oldu. Bu umut; kadın özgürlükçü bir yaşamı savunmanın ve direnmenin yolunu bir kez daha açtı, açıyor. Kadın özgürlük mücadelesine dönüşen bu isyan; faşist iktidarların, yarattığı enkazların ve kadına uygulanan her türlü şiddetin temelini sarsacak ve özgür bir toplumu yeniden inşa edecektir” sözlerini kullandı.    Direnen kadınlar   Erkek egemen devletin kadın özgürlük mücadelesine saldırmaya devam ettiğini söyleyen Zeynep, “Bu akıl, Paris’te Evîn Goyî’yi, Süleymaniye’de Nagihan Akarsel’i hain bir suikast ile katlederek, direnen Kürt kadınlar şahsında kadın özgürlük mücadelesini gerileteceğini düşünüyor. Oysaki yanılıyor! Çünkü hepimiz biliyoruz; ulus-devlet aklının, direnen kadınlarla karşılaşabilecek en küçük bir cesareti bile yoktur.  TJA olarak, bir an olsun alanları terk etmeyen bütün kadınların bu görkemli direnişini selamlıyoruz” dedi.  İktidarın TJA’yı illegalize etmeye çalıştığını ve yüzlerce kadının bu yüzden cezaevinde olduğunu ifade eden Zeynep, “8 Mart vesilesiyle bir kez daha, hasta tutsaklar başta olmak üzere; düşmanca politikalarla cezaevlerinde tutulan ve her türlü hukuksuzluğa rağmen içeride de dışarıda da direnmeye devam eden bütün direnişçi kadınları, o kapatılma mekanlarından çıkarana kadar mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Bu temelde de erkek-devletin bütün baskı ve yıldırma politikalarına karşı boyun eğmeyen ve direnişte ısrar eden; adalet nöbetiyle kadın direniş sembolü haline gelen Emine Şenyaşar annenin hakikat arayışını selamlıyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü’ talebi    Yaşanan bütün toplumsal sorunlarının ana nedeninin PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit olduğuna dikkat çeken Zeynep, “Başta Kürt sorunu olmak üzere bütün toplumsal sorunların esas muhatabının İmralı olduğunu bir kez daha en yüksek sesle belirtiyor ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın koşulsuz fiziki özgürlüğünü sağlamayı, mücadele çizgimizin merkezine alıyoruz. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde çeyrek asra varan tecrit politikaları derinleştikçe başta kadın kırımı olmak üzere; siyasal, toplumsal, sosyal, ekonomik ve ekolojik sorunlar da aynı oranda derinleşmekte ve toplum, bir bütün olarak baskı altına alınmaktadır. Bu vesile ile de kadın özgürlüğü başta olmak üzere toplumsal özgürlüğün sağlanmasının ve demokratik-barışçıl bir yaşamın inşasının, ancak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile mümkün olduğunu, bir kez daha vurguluyoruz. Toplumsal yaşamın her zerresine yansıyan İmralı’daki mutlak tecrit rejimini ve işkence sistemini kıracak en büyük güç, yine kadınların örgütlü mücadelesi olacaktır” diye konuştu.   Mücadele vurgusu   TJA olarak bulundukları her alanda “Jin, jiyan azadî” felsefesi temelinde mücadele etmeyi sürdüreceklerinin altını çizen Zeynep, “Ayrıca on binlerce insanın hayatını kaybettiği ve milyonlarca insanın büyük bir travma yaşadığı bu deprem sürecinde, başımıza gelmiş en büyük felaket olan ‘tek adam’ rejimine ve enkaz altında kalan faşist-cinsiyetçi iktidara karşı, kadın öncülüğünde toplumsal dayanışmayı büyütüyor ve dünya kadınlarının birlik, dayanışma ve mücadele günü olan 8 Mart’ı kutluyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.   ‘İnsanlar enkaz altındayken Kızılay  çadır, konserve, kan satıyordu’   Ardından söz alan HDP Muş Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit de, 11 kentte yaşanan depremde resmi ölüm verilerinin aksine yüzbinlerce yurttaşın yaşamını yitirdiğini vurgulayarak, enkaz altında geç müdahale sonucunda yaşamını yitiren her bir yurttaş için kadınların hesap soracağını belirtti. AKP iktidarının kadın düşmanı politikalarına karşı kadınların alanlarda mücadeleyi büyüteceklerini de kaydeden Gülistan, “Bugün depremin 31’inci günü siz hala kadınlara, yaşlılara, çocuklara depremzedelere bir çadır bile veremediniz. Hala enkazın altında cenazeler var. Ama iktidar ne diyor ‘hakkınızı helal edin’ buradan söylüyoruz hakkımızı helal etmiyoruz, etmeyeceğiz. Kürdistan, Türkiye ve dünya’da kadınlar iyi, eşit ve özgür bir yaşam için alanlarda. Keşke bugün burada duran polisler keşke depremin olduğu yerde olsalardı. İnsanlar gözlerimizin önünde enkazın altında çıkarılmayı bekledi. O zaman polis, asker, Kızılay neredeydi. Biz günlerce yardım beklerken, Kızılay çadır, konserve ve kan satıyordu. Biz buradan bir kez daha söylüyoruz: bunların hesabını soracağız” dedi.   Cezaevinde direnen kadınlar unutulmadı   Rojavada, Rojhilat’ta bir kadın devriminin olduğunu vurgulayan Gülistan, Jîna Emînî’nin mücadelesini selamlayarak, “Saclarını direniş uğruna kesen kadınların mücadelesi mücadelemizdir. Sizlerin yanındayız” diye seslendi. Gülistan, “Erkek egemen devlet, faşist AKP-MHP zihniyeti kadınlara çok zulüm etti. Özgürlüğümüze, emeğimize çok saldırdı ama başaramadı. Bugün burada binlerce kadın alanlardayız. Kimliğimiz, özgürlüğümüz için mücadele yürütüyoruz. Cezaevinde olan Ayşe Gökkan, Leyla Güven, Gültan Kışanak ve Figen Yüksekdağ’ı buradan selamlıyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.   Colemêrg     8 Mart’ı karşılayan kentlerden biri olan Colemêrg’de (Hakkari) TJA öncülüğünde Hakkari Devlet Hastanesi’nin bulunduğu alanda basın açıklaması düzenlendi. “Dem dema jin jiyan azadîyê ye” şiarıyla yapılan açıklamaya, HDP Colemêrg, Gever (Yüksekova) ve Çelê (Çukurca) Kadın Meclisi, Barış Anneleri Meclisi, DBP Kadın Meclisi, ÖHD Colemêrg Şubesi üyelerinin yanı sıra yüzlerce kadın yurttaş katıldı. Açıklamada kadınlar Kürtçe yazılı “Dem dema Jin Jiyan Azadiyê ye” pankartı ve Kürtçe, Türkçe yazılı “Güneşimizi kapatamazsınız”, “İyi hal değil kötü hal”, “Kadın olmazsa toplum özgür olamaz”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Kadınsız devrim olmaz” ve “Direnişi örgütlüyor, özgürlüğe yürüyoruz” dövizleri açtı. Açıklama öncesi yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.    ‘Kadınlar iktidara karşı yeni bir yaşamı inşa edecek’   Açıklamanın yapılacağı alan, sokak ve cadde sabahın erken saatlerinde yüzlerce polis tarafından ablukaya alındı. Yüzlerce kadının katılımıyla düzenlenen açıklamada konuşan HDP Colemêrg Merkez İlçe Eşbaşkanı Sinem Seven, 2023 yılında 8 Mart’la birlikte, kadınların özgürlük mücadelesinin AKP-MHP iktidarını yıkacağını söyledi. Sinem, “Kadınların seçimin en büyük kazananı olacağına inancımız tamdır. Erkek egemenliğine karşı Kürt kadınların ilmek ilmek ördüğü eşbaşkanlık modeli ve kadın özgürlüğünü esas alan demokratik siyaset anlayışı, bu iktidarı bitirecektir. Kadınlar, Mereş merkezli depremlerde enkazın altında kalan bu iktidara karşı, hep birlikte büyük bir zaferle yeni bir yaşamı yeniden inşa edecektir” dedi.    Açıklama, “Jin jiyan azadi”, “Bijî berxwedana jînan”, “Kadın yaşam özgürlük” sloganları ve zılgıtlarıyla sona erdi.    Mücadeleyi büyütme sözü    Colemêrg Kent Kadın Dayanışma Platformu da, Colemêrg KESK Şubeler Platformu binası önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklama İHD Colemêrg Şubesi, KESK, Eğitim Sen ve KESK Kadın Meclisi üyeleri katıldı. “Öfkemizle, isyanımızla, kadın dayanışmasını örüyor, yaşamı yeniden kuruyoruz” pankartının açıldığı açıklamada kadınlar sık sık, “Jin jiyan azadî” sloganlarını attı. Açıklamada konuşan Eğitim Sen Colemêrg Şubesi genel sekreteri Neşe Aydemir, “Savaşın, yoksulluğun, cinsiyet eşitsizliğinin ve kadını güçsüzleştiren ve erkek şiddetine karşı savunmasız bırakmayı amaçlayan bu baskıcı ve çürümüş AKP-MHP iktidar bloğuna karşı kadın mücadelemizi yükselteceğimizin sözünü veriyoruz. 8 Mart günü tüm illerde en geniş kadın platformları ile iktidarın patriarkal politikalarına karşı öfkemizle isyanımızla kadın dayanışmasını örüyor yaşamı yeniden kuruyoruz” ifadelerini kullandı.   Agirî     TJA ve HDP Kadın Meclisi öncülüğünde Bazid ilçesinde ise kadınlar HDP İlçe Örgütü binası önünde bir araya geldi. “Dem dema jin jiyan azadîyê ye”  şiarıyla yürüyüş gerçekleştiren kadınlar, "Jinên Ciwan dimeşe erd u esman diheje", "Dem dema Jin Jiyan azadîyê ye!" pankartlarını taşıdı. Kadınlar, "Kadın özgürlüğün gizli bahçesidir", "Kadınlar sokağa eyleme özgürlüğe" dövizleri ile yürürken, "Jin jiyan azadî", "Jin dimeşe erd û esman diheşe", "Bijî berxwedana Jina" ve "Hükümet istifa" sloganlarını attı.    ‘Yeni yaşamı inşa edeceğiz’   Burada söz alan HDP Agiri Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü depremzedelerle dayanışma amaçlı olarak gerçekleştirdiklerini söyledi.  Kadınların sesini, isyanını her alanda duyuracaklarını dile getiren Dilan, “1 Mart ve 8 Mart tarihleri arasında depremin yaşandığı 11 ilde Kürt kadınlar olarak, feminist kadınlar olarak, Türk kadınları olarak ve devrimci kadınlar olarak depremde etkilenen kadınların yanındaydık. Bir kez daha bunu gözlemledik ki kriz olaylarında en fazla etkilenen ve emek veren kadınlar oldu. Kadınlar enkaz başlarında, kadınlar alanlarda, kadınlar sokaklarda bu rejime karşı, erkek egemenliğine karşı bu zihniyete karşı isyan ediyor yeni yaşamı biz kuracağız sözünü veriyor. Biz acılarımıza rağmen yeni yaşamı öreceğiz” diye konuştu.    ‘Kadınlar erkek devlet şiddetine uğradı’   Bu yaşanan hukuksuzlukların, adaletsizliklerin, bozuk düzenin hesabını kadınların soracağına dikkat çeken Dilan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu iktidar 21 yıldır bu ülkenin yaşamını kıydı. Ülkeyi kadın mezarlığına dönüştürdü. Yüzlerce kadın erkek devlet şiddetine uğradı. Kadınların kazanımlarına el konuldu. Kadınların mücadelesi tasfiye edilmek istendi,  adı siyasetle toplumsal yaşamdan silinmek istendi. AKP iktidarı 20 yıldır halkların düşmanlığını yapıyor. Bu yoz düzenin fotoğrafını gerçekliğini biz bir kez daha bu afet sonucu gördük. Depremi insan felaketine dönüştüren AKP iktidarının kendisidir. Rant sistemidir, yolsuzluğudur, talanıdır. Bu halkı bu kadınları enkaz altında bırakan iktidardır. İnsanlar enkaz altında bırakan bu yoz düzenin kendisidir. Biz, bizleri enkazda bırakan, kazanımlarımıza el koyan kayyum atayanlardan hesap soracağız. Kadınlar hesap soracak, kadınlar bunu asla iktidarın yanında bırakmayacak.”    ‘Kadınlar deprem alanlarında oldu’   Kadınların depremin ilk gününden bugüne deprem alanlarında dayanışma gösterdiklerini ifade eden Dilan, kadınların halklara elini uzattığını, dayanışma içerisinde yaraları sarmaya çalıştığını sözlerine ekledi. Dilan, “Bu çürümüş ve yolsuzluklarla dibine batmış bu iktidardan bir beklentimiz yok. Kaynaklarını halka harcamayan, savaşa, ranta, tecride ve halklar arasındaki düşmanlığa harcayan iktidardan bir beklentimiz yok. Depremin vergilerini yandaşlarına harcadılar. Bu ülkede özgürlük, barış ve demokrasi gelişmesin diye insanları zindanlara atarak tecrit uygulayarak mücadelelerine engel oldular. Gün geldi halk onlara enkaz altında ‘Sesimi duyan var mı?’ diye günlerce bağırdı. Biz buna şahidiz, çocuklar, kadınlar enkaz altında bizi kurtarın diye bağırdı. Ama o el enkaz altındakilere asla uzanmadı. Deprem bölgesine elini halka uzatan AKP- MHP değildi kadınlardı, halkların partisi halkın yanında vardı” şeklinde konuştu.    ‘Jin jiyan azadî’ her yerde    “Jin jiyan azadî” sloganının dünyanın dört bir yanında yankılandığını dile getiren Dilan, sloganın yankılarının yeni bir yaşamın inşasını müjdelediğini söyledi. Dilan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kirliliğe karşı güzelliği, karanlığa karşı aydınlığı savunan ve bunun öncülüğünü yapan Kürt kadınlarına selam olsun. Bunun mücadelesini veren, direnen, Rojava’da yeni yaşamı inşa eden kadınlara selam olsun, deprem bölgelerinde yeni yaşamın umudunu taşıyan depremzede kadınlara selam olsun. Onlara sözümüz olsun ki biz yeni yaşamı ‘Jin jiyan azadi’ şiarıyla yeniden inşa edeceğiz. Kutlu olsun 8 Mart hepimize, kutlu olsun 8 Mart bize.”     Mûş   Mûş’ta da TJA ve HDP Kadın Meclisi, HDP il binası önünde bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.  HDP Mûş Milletvekili Şevin Coşkun ile çok sayıda kadının katıldığı açıklamada sık sık “Jin jiyan azadî” sloganları attı. Burada konuşan Şevin Coşkun, “İlmek ilmek yeni yaşamı örmeye devam edeceğiz. Erkek egemen zihniyetini en yakın zamanda yerle bir edeceğiz. Biz kadınlar direnmeye ve mücadeleyi büyütmeyi sürdüreceğiz” dedi.   ‘İktidardan hesap soracağız’   Bugün Türkiye’yi uçuruma sürükleyen erkek egemen zihniyetten hesap sormak için alanlarda olduklarını dile getiren Şevin, yaşanan depreme dikkat çekti. Şevin, “Bu yıl 8 Mart’ta yastayız, isyandayız. Bu yıl 8 Mart’ı depremzede kadınlarla dayanışarak geçirdik. Her ne kadar iktidar depremi ‘asrın felaketi’ diye tanımlasa da asıl felaket iktidarın kendisidir. Bizler depremin ilk gününden bu yana deprem bölgesindeydik ve ilk 72 saat boyunca kimse yoktu. Gittiğimiz her enkaz başında insanlar ‘Devlet nerede’ diye isyan ediyordu. Onlarca yurttaş iktidarın ihmalkarlığı nedeniyle donarak öldü. Bizler yapılan ihmallerin hesabını soracağız” ifadelerini kullandı.   Şevin’in konuşması ardından açıklama “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla son buldu.    Erdexan   Ardahan da TJA ve HDP Kadın Meclisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla HDP İl binası önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamayı HDP İl Eş Başkanı Dilan Hoş okudu. 8 Mart’ın tarihsel sürecini kısaca hatırlatan Dilan depremde hayatını kaybeden yurttaşlara başsağlığı dileyerek, dayanışma ruhuyla yaraları saracaklarını belirtti. Açıklama “Jin Jiyan Azadi” sloganları ile sona erdi.    Îdir   TJA ve HDP Kadın Meclisi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kapsamında basın açıklaması düzenledi. HDP İl binası önünde düzenlenen açıklamaya çok sayıda kadın katıldı. Açıklamayı TJA aktivisti Dilber Karapınar okudu. Dilber, “Dünyanın her yerinde ‘Jin, Jiyan, Azadî’  olarak yankılanan bu sesi büyütme sözü veren TJA olarak; New York’ta katledilen 129 kadından Rosa Luxemburg ve ClaraZetkin’e kadar, Leyla Qasımlardan Saralara ve Sêvêlere kadar, Aysel Doğanlardan Nagihanlara, JînaAminîlere ve EvînGoyilere kadar bütün kadınların, erkek-devlet egemen ideolojiye karşı verdiği özgürlük mücadelesini” selamlayarak konuşmasına başladı.   Erkek egemen direnen kadınları hedef aldı   Dilber, “Erkek egemen soykırımcı zihniyet ve onun ete kemiğe bürünmüş hali ulus-devlet; devrimin kadın öncülerini özellikle hedefleyerek toplumsal direnişi kırmaya çalışıyor. Bu akıl, Paris’te Evîn Goyî’yi, Süleymaniye’de Nagihan Akarsel’i hain bir suikast ile katlederek, direnen Kürt kadınlar şahsında kadın özgürlük mücadelesini gerileteceğini düşünüyor. Oysaki yanılıyor! Çünkü hepimiz biliyoruz; ulus-devlet aklının, direnen kadınlarla karşılaşılabilecek en küçük bir cesareti bile yoktur.  21. yüzyılda dünya kadın devrimine öncülük eden Kürt Kadın Hareketine ve onun özgürlük mücadelesine yönelik açılan bu topyekûn savaşa karşı kadınlar; dünyanın birçok yerinde kararlılıklarını ve öfkelerini ifade ettiler. Bizler TJA olarak; bir an olsun alanları terk etmeyen bütün kadınların bu görkemli direnişini selamlıyoruz” ifadelerini kullandı.   Açıklama, “Jin jiyan azadî” sloganlarıyla sona erdi.