‘Çözüm tecridin son bulması’ 2023-03-06 09:09:03   WAN - Cezaevlerinde süren hak ihlallerine dair konuşan tutsak Mahsun Ceylan’ın annesi Caziye Ceylan, “Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit son bulmadan hiçbir şey düzelemeyecek” dedi.   AKP-MHP’nin Kürt düşmanı politikaları, cezaevlerinde tecrit ve işkence uygulamalarıyla sürüyor. Çıplak aramadan koğuş baskınlarına, iletişim hakkının engellenmesinden infaz yakmalara, fiziki ve psikolojik her türlü işkenceden sürgünlere kadar birçok hak ihlali yaşayan tutsaklar, yakınları ya da avukatları aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışsalar da ihlaller durmuyor. Tecridin başladığı yer olan İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 23 ayı aşkın süredir haber alınamayışı da bu ihlallerin geldiği boyutu gösteriyor.   Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde olan tutsak Mahsun Ceylan’ın annesi Caziye Ceylan (65) ajansımıza konuştu. 37 yıl önce Elbak’tan (Başkale) Wan’a taşınan Caziye, oğlunun maruz kaldığı ihlalleri paylaştı.   Sürgün   Oğlu Mahsun’un 2014 yılında tutuklandığını söyleyen Caziye, Mahsun’un önce Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulduğunu, 2 yıl sonra ise Rize Kalkandere L Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edildiğini paylaştı. Buradan da yine 2 yıl sonra Elazığ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sürgün edilen Mahsun’un 4 yıldır tek kişilik hücrede olduğunu belirten Caziye, “Oğlumu neredeyse hiç göremez duruma geldim” dedi.   ‘Fotoğraf çektirmek dahi engellendi’   Tutsakların, ailelerinden uzak kentlere sürgün edilmesi politikasına dikkat çeken Caziye, “Tutsakları ailelerinden uzaklaştırarak tek hakları olan aile görüşünü yok etmeye çalışılıyorlar.  Oğlum Elazığ’da tek kişilik hücrede tutuluyor. En doğal hakkı olan görüş ve telefon hakkımıza bile izin verilmiyor. Görüşe gittiğim zaman gardiyanlar oğluma sarılmama bile izin vermedi. Aileden anne, baba ve kardeşler haricinde kimse görüşmedi. Sadece uzaktan konuşabildim ve fotoğraf dahi çekmemize izin verilmedi. Kilometrelerce uzaklıkta olmasına rağmen görüşe gittiğimiz esnada görüşmeleri kısa tutup daha hal hatırını sormadan bizi çıkarıyorlar” ifadelerini kullandı.   Kantin dayatması   Mahsun’un sağlık sorunlarının da bulunduğunu ekleyen Caziye, bu nedenle kaygılarının da büyüdüğünü vurguladı. Caziye, en son bir yıl önce oğlunu gördüğünü belirterek, “Görüşe gittiğimiz zaman işkenceye maruz kaldığını görebiliyordum. Çok zayıflamıştı.  Elinde yüzünde morluklar vardı” şeklinde konuştu. Tutsaklara yönelik hak ihlallerine dikkat çeken Caziye, şunları söyledi: “Mahsun, cezaevinde çıkan yemekleri yiyemediği için kantinden almak zorunda kalıyor. Fakat kantinde satılan ürünlerin çok pahalı olduğunu söylüyor. Tabi sorun sadece yemek değil. Eskiden kıyafet ve benzeri ihtiyaçlarını biz buradan alıp kargoyla gönderiyorduk. Fakat onları da yasakladıkları için mecburen kantinden almak zorunda kalıyor. Ancak kantinde satılan kıyafet ve benzeri şeyler hem çok kalitesiz hem de çok pahalı. Biz Mahsun’un ihtiyaçlarını buradan gönderdiğimizde kabul edilmeyip bize geri gönderiliyor. Neden kabul etmediklerini sorduğumuzda, ‘Bu tür ihtiyaçlarını ancak kantinden alabilir’ deniliyor. Buradaki tek amacın keyfiyet olduğunu düşünüyorum. Ki yapılanlar bunu gösteriyor.”   ‘Tecrit tüm topluma sirayet etti’   Cezaevlerinde uygulanan keyfi uygulamaların tamamının tecrit olduğuna dikkat çeken Caziye,  özelde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a ve bütün siyasi tutsaklara mutlak bir tecrit uygulandığını kaydetti. Caziye, “Tecrit, Abdullah Öcalan şahsında tüm topluma sirayet etmiş durumda. Bu da Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak tecrit son bulmadan hiç şeyin düzelmeyeceğini gösteriyor” dedi.