'Naylonlarla yaptığımız çadırı neden yaptığımızı soruyorlar'  

2023-02-13 11:58:47


	 

	 

	 

	Şehriban Aslan-Sema Çağlak

	 

	AMED - Depremde evleri zarar gören yurttaşlar ya kendi imkanlarıyla kurdukları ya da AFAD’ın dağıttığı çadırlarda kalıyor. Yurttaşlar, polisin kendilerine “çadırlarda keyfi kaldıklarını, evlerine dönmelerini söylediğini” paylaştı.

	 

	Mereş merkezli yaşanan depremler sonucu Amed’de 23 bina yıkılırken yüzlercesi de hasar gördü. Evleri zarar gören yurttaşlar 8 gündür ya sivil toplum örgütleri tarafından temin edilen yerlerde, ya AFAD çadırlarında ya da kendi imkânlarıyla naylonlardan yaptıkları çadırlarda kalıyor. Amed’de çadırların kurulduğu alanlardan biri de Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı.

	 

	‘Bu soğukta çadırlarda nasıl yapacağız bilmiyorum’

	 

	Parka adım atar atmaz uzun bir insan sırasıyla karşılaştık. İnsanlar dağıtılacak yemek için sıraya girip yemek almayı bekliyor. Sırayı geçtikten sonra parkta koşan çocuklarla, çadırın önünde oturup ateş yakan kadınlarla karşılaşıyoruz. İlk çadıra gittiğimizde elleri ateş yakmaktan kararan bir kadına, evinin hasar boyutunu sorduk. Kadın, “Evimizin hepsi çatlamış, kolonlarda hasar var. Mecburen geldik çadırda yaşıyoruz. Polis gelip bize çadırda keyfi kaldığımızı, evlerimize gitmemiz gerektiğini söyledi. Soruyorum size sıcak evi, yemeği olan bir insan neden gelir bu dondurucu havada çadırda kalır. Sadece bu değil ki çadır istiyoruz, çadır verilmiyor kendi imkânımızla naylonlardan çadır yaptık. Çocuklarımla bu soğukta çadırdayız. Evimiz yok, aşımız yok nasıl yapacağız bilmiyorum” diyor.

	 

	‘Herkese çadır verilmiyor’

	 

	Başka bir çadıra gittiğimizde yine çadırın önünde ateş yakmaya çalışan ve elleri isten simsiyah olan bir kadın görüyoruz. Durumunun nasıl olduğunu, çadırlarda ne zorluklar çektiğini ve röportaj verip vermeyeceğini sorduğumuzda, “Ben röportaj vermek istemiyorum. Röportaj verdiğimde belki yardım isteyeceğimi sananlar olur, utanırım veremem” diyor. Durumlarının kötü olduğunu paylaşan kadın, hiçbir insani ihtiyaçlarını karşılayamadıklarını ekliyor: “Banyo desen yok, hijyen desen yok, soğukluk var, soğuktan hasta olan bizler ve çocuklarımız var. AFAD herkese çadır vermiyor. Gidip çadır istediğimizde yok deniliyor fakat görüyoruz ki kendi tanıdıklarına veriyorlar. Parkta bulunan bilgi evi var, bilgi evine yine tanıdıklarını koyuyorlar. Naylonlarla yaptığımız çadırları neden yaptığımızı soruyorlar. Çadır dahi yapmamızı istemiyorlar.”

	 

	‘Evden can havliyle çıktık’

	 

	Gittiğimiz bir diğer çadırda kalan Mekiye Kaya, yaşanan depremde sağ kurtulduklarına sevindiklerini fakat yaşanan can kayıpları için de üzüldüklerini dile getiriyor. Mekiye, “İnsanlar perişan olmuş, herkes sokaklarda yaşıyor. 7 gündür ben ve çocuklarım buradayız. Ne battaniyemiz var, ne giyecek elbiselerimiz ne de ısınacak bir battaniye. Kendi çadırımızı da kendimiz yaptık. Çoluk çocuk ev içi terlikleriyle evden can havliyle çıktık. Gece o kadar soğuk oluyor ki çoğu zaman çadırda dayanamıyoruz eşim camide yer bulmaya çalışıp çocukları oraya götürüyor. Zaten durumumuz görünüyor. Kendi evimize gitmek istiyoruz ama korkuyoruz” sözlerini kullanıyor.

	 

	‘Yardımların ulaşılmasına izin verilmiyor’

	 

	Ardından konuşan Fatma Çoban isimli depremzede de 10 çocuğu ile birlikte çadırda kalmak zorunda olduklarını ve evlerinin hasarlı olduğunu belirtiyor. 8 gündür çadırlarda kaldıklarına dikkat çeken Fatma, “İki aileyiz ve 14 kişi kendi imkânımızla yaptığımız çadırda kalıyoruz. İlk gün geldik buraya bir tır çadır getirilmişti. İstedik bize vermediler. Yağmurun, karın yağdığı yerden çadırları alıp başka yere götürdüler. Birkaç tane dağıtıp gittiler onu da tanıdıklarına verdiler. Naylonlarla yaptığımız çadırı görüyorsunuz. Soğuktan sabaha kadar uyuyamıyoruz. Komşularımızdan aldığımız küçük bir soba koymuşuz ama boşuna. Çünkü her yeri açıkta. Aniden çıktığımız için evden bir şey de alamadık. Eşim soğuktan günlerdir istifra ediyor, hastaneye kaldırdılar. Buraya yardım getiriliyor, AFAD’a teslim ediyorlar ve yardımların AFAD’ın olduğu çadırlara verilsin diyorlar. Biz ne yapalım? Resmen bize dilenci muamelesi yapılıyor. Ayrımcılık yapıyorlar. Yardım geliyor ama bize ulaşılmasına izin verilmiyor” diyerek tepki gösteriyor.