Adalet nöbetinden mesaj: İmralı’daki tecridi kıracağız 2023-01-09 11:10:32     ANKARA - İmralı tecridine karşı süren nöbette konuşan HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, “İmralı’daki tecridi kıracak, Sayın Abdullah Öcalan ile barış müzakerelerinin başlatılması için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle Adalet Bakanlığı önünde başlattıkları nöbet eylemi, 13’üncü gününde devam etti. Nöbete milletvekilleri Kemal Bülbül, Serpil Kemalbay, Erdal Aydemir, Murat Çepni, Kemal Peköz, Celadet Gaydalı, Nuran İmir katıldı.  Nöbette Serpil Kemalbay açıklama yaptı.   ‘Devletin tepesine sirayet etmiş bir çürümüşlük karşımızda’   İktidarın varlığını sürdürmek için her geçen gün karanlığı derinleştirdiğini dile getiren Serpil, savaş ve çatışma ortamının Türkiye halklarına dayatıldığını söyledi. Serpil, “Bugün tecride karşı adalet nöbetimizin 13’üncü günündeyiz. 21 Aralık’tan beri her gün burada adalet nöbeti tutuyoruz. Türkiye’de antidemokratik yönetim anlayışı ve rejimin uygulamaları, Sayın Abdullah Öcalan başta olmak üzere cezaevlerindeki ağır tecrit koşulları, bütün bu hukuksuzluklara demokratik kamuoyu ve Türkiye toplumunun dikkatini çekmek istiyoruz. Her geçen gün çürümenin arttığı siyasi cinayetlerin yaşandığı, iktidara sızmış, devletin tepesine sirayet etmiş bir çürüme ile karşı karşıyayız. Bütün bunlara dikkat çekmek şu açıdan önemli. Türkiye’deki bu büyük yolsuzluk, sefalet, adaletsizlik, baskı ve şiddet ortamının temel nedenlerinden biri, Türkiye’deki savaş, çatışma ve çözümsüzlük politikalarının Türkiye halklarına dayatılmasıdır” dedi.   ‘Katliamların arkasında MİT var’   Tarihten bugüne Kürt halkına yönelik katliamların, Kürt sorununun demokratik çözümü için çabalayan kadın siyasetçileri ve Kürt siyasi hareketini hedef alan iktidardan kaynaklandığını belirten Serpil, “Bugün 9 Ocak. 9 Ocak birinci Paris katliamının yıl dönümü. 3 kadın siyasetçi, 2013’te Paris’te katledildi. Bu katliamda Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez hayatını kaybetti. Bu katliamın arkasında MİT’in olduğu konusunda pek çok delil olmasına rağmen Fransa devleti tarafından bu dosya kapatıldı ve Türkiye tarafından hiçbir şekilde bu dosya araştırılmadı. Yine Ocak 2016’da Şırnak başta olmak üzere Kürt coğrafyasında abluka ve bodrum katliamlarının yıldönümüne denk geliyor. 5 Ocak’ta 3 kadın siyasetçi Sêvê Demir, Pakize Nayır ve Fatma Uyar, Şırnak Silopi’de katledildi. Bu katliamların arkasında yatan şey, Kürt sorununun demokratik çözümü için çaba gösteren kadın siyasetçiler ve Kürt siyasi hareketlerini düşman olarak hedef haline getiren siyasi iktidarlardır. Bu siyasi cinayetlerin Türkiye’ye özgü olmadığını biliyoruz. Ta Mirabal Kardeşlerden, Rosa Lüksemburglardan adı çok duyulmayan Maria Suphi’nin katledilmesinde olduğu gibi bu katliamlar Deniz Poyrazlar, Nagihan Akarseller başta olmak üzere pek çok kadına yönelmiş katliamlardır. Bu katliamlar karşısında biz demokratik siyaseti savunmaya devam edeceğiz. Bu katliamlar gözdağıdır, ilk olarak kadınların vurulması, kadınların siyasi dönüşüme yaptığı katkıyı ortadan kaldırmak ve kadınlardan duyulan korkunun göstergesidir” ifadelerini kullandı.   Kadınlar değişimin parçası   Dünyada ve Kurdistan’da kadınların değişimin parçası olduğunu söyleyen Serpil, şöyle konuştu: “İran’da Jîna Emînî’de olduğu gibi onun saçının teliyle başlattığı mücadelede, bütün dünyada ‘Jin jiyan azadî’ sloganı dolaşıyor. Bu slogan sadece Kürtlerin özgürlük sloganı olmaktan çıktı, bütün kadınların adalet, özgürlük sloganı haline geldi. Bu da yerkürede kadınların mücadelesinin ne kadar küreselleştiğini gösteriyor.  Bugün buradayız, çünkü bütün politikaların temelinde savaş ve sömürü politikaları olduğunu düşünüyoruz. Hem kapitalist sistem hem emperyalist güçler bu sistemi sürdürmek adına halkların eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış taleplerini sindirmek, sessizleştirmek ve tecrit etmek istiyor. 2013’te barış sürecinin devam ettiği süreçte, 3 kadın siyasetçiyi katledenler, Türkiye demokrasi güçleri ve en önünde HDP’nin yükseltmeye çalıştığı bu talepleri susturmak, Deniz Poyraz ve Nagihan Akarsel başta olmak üzere bugünkü saldırılarını organize ediyorlar. Bu saldırılar asla bize geri adım attırmayacak. Biz yeryüzünde sadece Kürdistan’da ve Türkiye’de değil, bütün dünyada barışın, eşitliğin, özgürlüğün, adaletin sağlanması için mücadelemize devam edeceğiz. İmralı’daki tecridi kıracak, Sayın Abdullah Öcalan ile barış müzakerelerinin başlatılması için, gerekli adımların atılması için her türlü zorluğu göğüslemeye ve mücadele etmeye, dayanışmaya devam edeceğiz. Bu dayanışmanın en önemli parçası kadınlar olacak. Kadınların mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor. Onlardan öğrendiklerimizle.”