Kayıp yakınları İsa Soysal’ın akıbetini sordu 2023-01-07 12:02:08   AMED - Kayıp yakınları eylemlerinin 726'ncı haftasında 1988 yılında evine gelen sivil giyimli kişiler tarafından zorla götürülen ve kendisinden bir daha haber alınamayan İsa Soysal'ın akıbetini sordu.   İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" eyleminin 726'ncısını Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Kayıpların fotoğraflarını taşıyan aileler bu hafta 1 Ocak 1988 yılında Şirnex’in Silopî ilçesinde kaybedilen İsa Soysal'ın akıbetini sordu.   İsa Soysal’ın hikâyesini İHD Amed Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir okudu.   ‘Ailesi bir daha haber alamadı’   Evli ve üç çocuk babası İsa Soysal’ın, 1988 sonbaharında Silopî'ye bağlı Bozalan köyünün Karox (Karuğ) mezrasındaki evine gelen sivil giyimli kişiler tarafından zorla götürüldüğünü söyleyen Ezgi, İsa Soysal’dan bir daha haber alınamadığını kaydetti. Ezgi, “İsa Soysal, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordu. Daha önce hiç gözaltına alınmamıştı. Eve gelen kimliği bilinmeyen sivil iki kişi, ‘seninle işimiz var, Diyarbakır'a gideceğiz’ diyerek İsa Soysal’ı yanlarına alarak götürürler. O günden itibaren İsa Soysal’dan bir daha haber alamayan ailesi, 10 gün kadar bekledikten sonra, Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı’na giderek İsa’nın kayıp olduğunu, orada olup olmadığını sorar, ancak olumsuz cevap alır. Kardeşi başta olmak üzere ailesi ve yakınları, karakol, hastane, hapishanelerden İsa Soysal’ı sorarlar. Gelen ihbarlar üzerine Soysal ailesi, Irak’taki hastane ve hapishanelerde de İsa’yı arar ancak bir sonuç alamazlar” dedi.   ‘Köy askerler tarafından boşaltıldı’   Aile ve diğer bütün köy halkının üzerindeki baskının ilerleyen yıllarda da devam ettiğini ifade eden Ezgi, 1994 yılının başında köyün askerler tarafından boşaltıldığını belirtti. İsa Soysal’ın akıbetini aramaya devam eden ailenin hikâyesini anlatan Ezgi, sözlerinin devamında şunları söyledi: “İsa Soysal’ın yakınları döneme hâkim olan korku atmosferi nedeniyle 2009 yılına kadar resmi bir şikâyette bulunamadı. 2008 yılında gazeteci Faruk Arslan’ın kaleme aldığı ‘Karakutu: Ergenekon’un Karanlık İsmi Tuncay Güney’ isimli bir kitap yayımlandı. Kitapta, Tuncay Güney’in, 1990’lı yıllarda JİTEM tarafından öldürülen birçok kişinin Silopi Botaş Askeri Tesislerine gömülmüş olduğu beyanı yer alıyordu. Bunun üzerine Şırnak Barosu, Silopi Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu ve bahsi geçen yerlerde kazı yapılmasını talep etti. Kazıların yapılacağı yönünde çıkan haberler üzerine 54 kişinin öldürüldüğü ya da zorla kaybedildiği iddiasıyla 57 kişi tarafından soruşturmaya dâhil olma talebiyle başvuru yapıldı. İsa Soysal’ın kardeşi Musa Soysal da başvurucular arasında bulunuyordu. 2009 yılının Mart ayında Botaş Askeri Tesislerinde (eski adıyla Sinan Lokantası) yapılan kazılarda kemik ve giysi parçalarına ulaşıldı. Fakat aile burada da İsa Soysal’a ait herhangi bir bilgiye ulaşamadı. İsa Soysal o tarihten beri hala kayıp.”   Paylaşılan hikâyenin ardından gözaltında kaybettirilenler için 1 dakikalık oturma eylemiyle açıklama sona erdi.