Dersim Dağ: 3’üncü yolu güçlendireceğiz 2023-01-05 09:15:55     AMED - HDP Amed Milletvekili ve Gençlik Meclisi Sözcüsü Dersim Dağ, 24-25 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilen 3’üncü Olağan Gençlik Konferansını değerlendirerek, “Yeni, özgür, barışçıl ve eşit bir yaşamın inşası için 3’üncü yolu güçlendireceğiz” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi 3’üncü Olağan Konferansını 24-25 Aralık tarihlerinde Amed ve İstanbul'da çok sayıda gencin katılımıyla "Örgütlü gençlikle özgür bir geleceğe doğru" şiarıyla gerçekleştirdi. 2’si merkezi olmak üzere 6 kentte düzenlenen konferans İzmir, Muş, Riha ve Mersin kentlerinde de yoğun bir katılımla düzenlendi. Birçok konunun değerlendirildiği konferanslarda HDP Gençlik Meclisi, geçtiğimiz günlerde konferansın sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı.   HDP Amed Milletvekili Dersim Dağ, gerçekleştirdikleri konferanslarda yaptıkları tartışmalar ve gelecekteki yol haritalarına dair değerlendirmelerde bulundu.    “Gençler rollerini ve misyonlarını oynamaya ve örgütlülüklerini geliştirmeye hazırlar. Gençler AKP-MHP iktidarını yıkmaya da hazırlar.”   * Birçok kentte gençlerle bir araya geldiniz. Amed ve İstanbul'da da merkezi konferanslarınızı yaptınız. İktidarın tüm bu saldırılarına rağmen gençler HDP Gençlik Meclisi'nin konferanslarında bir araya geldi. Savaşın derinleştiği ve seçimlerin yaklaştığı bu süreci gençler nasıl karşılıyor?   HDP Gençlik Meclisi olarak 6 ilde konferanslar düzenledik. Merkezi konferanslarımız Amed ve İstanbul'daydı. Ama İzmir, Mersin, Muş ve Riha kentlerinde de konferanslarımızı yaptık. Bu konferanslarda hem örgütsel durumumuzu hem de savaşın tırmandığı, Türkiye ve Ortadoğu'daki krizlerin derinleştiği süreci ele aldık. Bu süreci değerlendirdik. Konferanslarımızı düzenlememizin nedeni süreci ve aynı zamanda bu süreçte duruşumuzun nasıl olacağını tartışmaktı. Gençler örgütlülükleriyle bu süreç karşısında nasıl bir duruş sergileyecekler ve bu süreci nasıl değiştirecekler? Nasıl bir rol ve misyon sahibi olacaklar, örgütlülüklerini ve mücadelelerini nasıl büyütecekler? Daha çok bu konular üzerinde durduk. Tabii bu süreçte gençlere yönelik saldırılar da artıyor. Konferanslarımızı da böyle bir süreçte gerçekleştirdik. Onlarca arkadaşımız gözaltına alındı. Nerede gençler haklarını aradıkları için, yoksulluğa ve savaşa karşı sokağa çıktıkları için gözaltına alınıp tutuklanıyor. Mücadele ve örgütlü yapı içerisinde olan gençler de casuslukla korkutulup kaçırtılmak, geri adım attırılmak isteniyor. Ama böyle bir süreçte toplu konferanslar yaptık. Bu konferansları örgütlülüğümüzü güçlendirmek için düzenledik. Ayrıca bu konferanslarımız, faşist iktidarın gençleri örgütten, mücadeleden ve hakikatten uzaklaştırmak isteyen AKP-MHP iktidarına bir cevaptı. Gençleri de tecrit etmek istiyorlar. Devletin gençler için çizdiği sınırlar içinde gençlerin yaşamasını istiyor. Buna karşılık gençler bu konferanslarda güçlü bir katılımla ve büyük bir coşkuyla görüşlerini ve bu sürece karşı nasıl durduklarını tartışarak bir kez daha ortaya koydular. Gençler rollerini ve misyonlarını oynamaya ve örgütlülüklerini geliştirmeye hazırlar. Gençler AKP-MHP iktidarını yıkmaya da hazırlar.    Gençler mücadeleyi büyüteceklerini gösterdiler   Seçime gidiyoruz. Bu seçimde gençlerin konumunun önemli bir konum olduğunu biliyoruz. Çünkü kimin seçileceğini gençlerin gücünün belirleyeceğini biliyoruz. Bu konferanslarda gençler faşizme karşı bir duruş göstereceklerini ifade ettiler.  Partiler, ittifaklar ve otoritelerden beklenen de demokrasiyi geliştirmeleridir. Bu seçim sürecinde temel hedef 3’üncü yolu güçlendirmektir. 3’üncü yol dediğimiz hattı mücadeleyle büyüteceğiz. Bu konferanslarda gençlere karşı ne kadar çok özel savaş politikası uygulandığını, korkutulmak istendiğini, mücadeleden uzaklaştırılarak beyinlerinin düşünmez hale getirilmek istendiğini gördük. AKP-MHP iktidarının aracı haline gelen üniversitelerin bilimsel eğitim için değil, toplumu kendi çıkarı için etkileyen eğitimler verdiğini biliyoruz. Ancak üniversitelerden, işyerlerinden, kamplardan ve sokaklardan gelen gençler özel savaş politikalarıyla kuşatılmış ve bu kuşatmaya direnmektedir. Bu politikaları geçersiz kılmaya çalışıyorlar. Bu seçimde gençlik AKP-MHP iktidarını geriletecektir. Yürütülen özel savaş politikalarına karşı gençler direnecek ve mücadelesini artıracaktır. AKP-MHP seçimde iktidar olamayacak. Gençler bunun müjdesini şimdiden verdi.   “Faşizm gün geçtikçe artıyor ve kendini halka dayatıyor. Faşizmin arttığını söylediğimizde kendi özeleştirimizi de vermemiz gerekiyor.”   *Konferanslarınızın asıl amacı gençliği örgütlemekti. Gençliğin örgütlü olmayışı hangi tehlikeleri barındırıyor? Örgütlenmenin sonuçları nelerdir?   Faşizm gün geçtikçe artıyor ve kendini halka dayatıyor. Faşizmin arttığını söylediğimizde kendi özeleştirimizi de vermemiz gerekiyor. Direnişimiz faşizmi yenecek düzeyde olsaydı, o zaman faşizm kendisini bu kadar halka dayatmazdı. Kültür ve kadın soykırımları bu düzeyde olmazdı. Gençlere ve kadınlara dayatılan o özel savaş politikaları bu düzeyde olmazdı. Bu süreçte herkesin kendisine de bakması ve özeleştirel yaklaşması gerekiyor. Ortadoğu'nun her yerinde, Türkiye'de ve dünyada soykırım ve faşizm artıyor. Ama bu gençlik direnişi de faşizmi geriletecek seviyede değil. Dolayısıyla HDP Gençlik Meclisi örgütlülüğü açısından da baktığımızda özeleştirel bakmamız gerekiyor. Çünkü bugün binlerce genç işsiz ve geçimini sağlayamıyor. Binlerce genç, kendisini gençlere dayatan AKP-MHP iktidarını protesto ediyor. Ama baktığında milyonlarca genç var.    Gençlik örgütlülüğü kadın ve gençlerin geleceğini belirleyecek   Bu gençlere baktığımızda hepsini HDP Gençlik Meclisi çatısı altında örgütlediğimizi söyleyemeyiz. Devrimci gençlik örgütlenmesi azaldığında faşizm ve soykırım artacaktır. Bu da beraberinde kadına, çocuğa ve halka karşı saldırıları getiriyor. Türkiye'nin her yerinde bir kriz olduğunu görüyoruz. Bu krizin sebebi faşizmin büyümesi ve AKP-MHP iktidarının kendini dayatmasıdır. Buna karşı demokrasinin, özgürlüğün, barışın ve eşitliğin sesi yükselirse faşizm geri adım atacaktır. Gençlik örgütlenmesi bugün zayıf olduğu için faşizme geri adım attıracak düzeyde değil. Dolayısıyla gençlik örgütünün sıradan bir şey olduğunu söyleyemeyiz. İnsanların, coğrafyanın, ülkenin, kadınların ve gençlerin kaderini gençlik örgütü belirliyor. Bugün halkı ve gençliği bu yalnızlıktan kurtaracak olan gençliğin örgütlenmesi ve mücadelesidir. Gençlerin rol oynama ve liderlik misyonudur. Dolayısıyla gençliğin örgütsel durumunun güçlü ve sağlam olduğunu söyleyemeyiz. Ama örgütlenmemizi güçlendirmek adına çalışmalarımız devam edecek. Konferanslarımız da bu faaliyetlerin bir parçasıydı.    “Kürt genç kadınlarını kendileri için bir işgal alanı olarak görüyorlar. Kürt topraklarını işgal ederken aynı zihniyetle Kürt genç kadınlarına saldırıyorlar.”   * Bugün Türkiye ve Kürdistan'da şiddetin en üst düzeye ulaştığını ve her gün katliamların olduğunu görüyoruz. Ayrıca cinsel saldırı, uyuşturucu kullanımı ve genel anlamda kadınları hedef alan politikalar yürütülmektedir. Bu yeni süreçte HDP Gençlik Meclisi'nin bu saldırı ve politikalara karşı mücadele hattı ne olacak?   Konferanslarımızın ana gündem maddesi özel savaş politikalarıydı. Bugün özel savaş politikalarıyla gençliğin rol ve misyonunu onlardan alıp itaatkâr gençlik yaratmak istiyorlar. Bunu özel savaş politikalarıyla yapıyorlar. Casusluk, uyuşturucu ve kadına şiddetle bu politikayı destekliyorlar. Özellikle genç Kürt kadınlarına yönelik çok özel politikalar uygulanmaktadır. İpek Er, Gülistan Doku örneklerini verdik ve burada o özel savaş politikalarını net gördük. Kürt genç kadınlarını kendileri için bir işgal alanı olarak görüyorlar. Kürt topraklarını işgal ederken aynı zihniyetle Kürt genç kadınlarına saldırıyorlar. Bu politikalar özellikle genç kadınlara yöneliktir. Bu, konferanslardaki acil gündemimizdi. Bugüne kadar özel savaş politikalarına karşı kampanyalar yürüttük. Bu kampanyayı sürdürmek için kadınlar ve gençler için farkındalık yaratmak ve bilinçlendirmek için çalışıyoruz.   Özel savaş politikalarını teşhir etmek için çalışmalarımız devam edecek   Bu kampanya ve çalışmalarımız zayıf kalmış olsa da bundan sonra bu kampanyayı güçlendirmenin ve çalışmanın gayreti içinde olmalıyız. Özel savaş politikaları durmadıkça, gençler, kadınlar ve halk üzerinde yürütülen bu politikalar durmayacaktır. Kürt halkının özgürlüğünün ve demokrasinin geriletilmesini gençlik örgütlülüğünün gücüyle ele alıyorsak, bilmeliyiz ki çıkışta buradan olacaktır. Bu politikaların ve iktidarın kazanmamasını istiyorsak gençliğin örgütlenmesini güçlendirmemiz gerekiyor. Gençlik örgütlenmesini güçlendirmek için özel savaş politikalarını yenmemiz gerekiyor. Özel savaş politikalarına karşı mücadelemizi büyütelim ve bu politikaları her yerde teşhir edelim. Şimdiye kadar özel savaş politikalarına karşı çalıştık. Bundan sonra sokak sokak, köy köy, üniversite üniversite gidip bu politikaları ortaya koyacağız. Özellikle genç kadınlara yönelik uygulanan politikaları teşhir edeceğiz.   “Gençliğin kendi özgürlüğünü Kürt Halk Önderi'nin özgürlüğünde gördüğünü çok net bir şekilde gördük. Bugün Kürt Halk Önderi tecrit edilerek gençlik de tecrit ediliyor.”   * Bildiğiniz gibi 22 aydır PKK lideri Abdullah Öcalan'dan haber alınamıyor ve ağır tecrit altında. Konferanslarınızda öne çıkan şeyler sloganlarla dile getirildi. Aynı zamanda sonuç bildirgesinde de bu gündem vardı. O halde Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü gençler için neden önemli? Yeni süreçte gençler tecride karşı nasıl mücadele etmeli?   Yaptığımız konferanslarda, gençliğin kendi özgürlüğünü Kürt Halk Önderi'nin özgürlüğünde gördüğünü çok net bir şekilde gördük. Bugün Kürt Halk Önderi tecrit edilerek gençlik de tecrit ediliyor. Gençliğin kimliği, iradesi ve dili tanınmıyor. Hep savaş içinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Ama gençliğin özgürlüğüne kavuşması için, bu bölgede barış ve huzurun tesisi için Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin kaldırılması gerekiyor. Konferansta hem tartışmalarda, hem sloganlarda, hem de gündemdeki konuşmalarda bunun değerlendirmesini yaptık. Tartışmalarını tecritle birlikte yürütüyorlardı. Çünkü savaş politikalarının tecrit ile ilgili olduğunu gördük. AKP iktidarının uyguladığı antidemokratik politikalar tecritle bağlantılıdır. Çünkü bütün kaynaklarını İmralı'dan alıyorlar. Gençler geçinemiyorlar. Gençler çalışamıyor ve yoksulluk içindeler. Gençler ana dillerinde eğitim almıyorlar. Bilimsel eğitim alamıyorlar.   Faşizm kendini tecrit üzerinden güçlendiriyor   Bütün bunların nedeni yürürlükteki savaş politikalarıdır. Çünkü Kürt düşmanlığı devrede. Bu düşmanlığın ve savaşın sebebi tecrittir. Bu politikaların gücünü nereden aldığına bakmak gerekiyor. Bu politikaların kaynağının İmralı ve Kürt Halk Önderi üzerindeki ağır tecrit olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu nedenle gençler her gündemi tartışırken kaynağı göz önünde bulundurdular. Bu bizim sonuç bildirgemizde de yer aldı. Tecrit kırılmadığı sürece gençlik özgür olamayacak. Kürt Halk Önderi fiziki olarak özgürleşmeden kadın ve halk özgür olmayacaktır. Çünkü faşizm İmralı'da çıkıyor ve orada güçleniyor. Faşizm kendisini tecrit yoluyla güçlendirir. Faşizmden kurtulmak istiyorsak tecridi kırmamız gerekiyor. Toplumun, insanların, kadınların ve gençlerin özgürlüğünü kazanmak istiyorsak tecridi kırmalıyız. Bu nedenle konferansta ana konumuz tecrit ve tecridi kırma idi. Tecride karşı mücadelenin güçlenmesiydi. Yeni sürecimizde örgütlenmeyi güçlendirmek, mücadeleyi büyütmek, faşizme karşı mücadele ve faşizmi yıkmak gündemimizde ve planlarımızda birinci gündem maddesi olarak yer aldı.   “Gençliğe çağrımız, faşist iktidarın gençliğe dayattığı politikalara karşı birlikte yeni bir hayat kurabilmemizdir. Gençlere özgür ve yeni bir hayatı birlikte kuralım diyoruz.”   * Yeni yıla girdik ve bununla birlikte seçim yaklaşıyor. Bu seçimde milyonlarca genç sandık başına gidecek. Kısacası bu ülkenin kaderini gençler belirleyecek. Öte yandan “Yeni yaşamı kuracağız” kampanyanız devam ediyor. Yeni bir yaşam kurmak için gençliğin seçimlerdeki rolü ve misyonu ne olmalıdır?    Gençlere her türlü kirli politika dayatılıyor. Ama tüm bu saldırı ve politikalara karşı yeni bir hayat kuracağız diyoruz. Özgür, huzurlu ve eşit bir yaşam inşa edeceğiz. Gençlerin kabul edildiği, hayatları için konuşma ve siyaset yapma hakkına sahip oldukları bir hayat. Bugün seçime doğru gidiyoruz. Bu seçimin sonucunu belirleyecek olan yine gençliktir. O yüzden diyoruz ki bu süreçte kadınların etkisi ne kadar çoksa gençlerin etkisi de bir o kadar olacaktır. Nasıl ki kadınlar sonucu belirliyorsa gençler de sonucu etkiliyor. Bu seçimi ve gücü belirleyecek olan kadınlar ve gençler olacaktır. Bu nedenle gençliğe çağrımız, faşist iktidarın gençliğe dayattığı politikalara karşı birlikte yeni bir hayat kurabilmemizdir. Gençlere özgür ve yeni bir hayatı birlikte kuralım diyoruz. Özgür olduğumuz, irade olarak kabul edildiğimiz, birey ve halk olarak, toplum ve bilinçli gençlerin birlikte inşa edebileceği bir hayat.    Yeni bir hayatı birlikte yaratacağız   Yeni bir hayat kurmak için 3’üncü yolu güçlendirmemiz gerekiyor. 3’üncü yol çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu yolun yeni bir hayat olduğunu biliyoruz. Gençlere, kadınlara ve halka kirli politikalar dayatan faşist iktidarlara karşı 3’üncü bir çizgimiz var diyoruz. Tüm gençleri gelip gençlik meclisimizde örgütlülüğümüze güç katmaya, 32üncü bir yol oluşturmaya, bu çizgiyi güçlendirmeye ve birlikte yeni bir hayat kurmaya çağırıyoruz.