3 yıldır soruyorlar: Gülistan Doku nerede? 2023-01-04 09:05:26     AMED - Dersim’de üç yıl önce kaybettirilen Gülisan Doku’nun akıbetine dair herhangi bir haber alınamazken ailesi, “Neden bulunmuyor, neden bulunmak istenmiyor” diye sordu.    Dersim’de Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku 5 Ocak 2020 tarihinde şüpheli bir şekilde kayboldu. Gülistan’ın ailesi, aynı gün Dersim’e gelerek, “kayıp ihbarı” başvurusunda bulundu. Kayıp ihbarı üzerine arama çalışmaları başlatılırken, yapılan araştırmalar sonunda Gülistan Doku'nun cep telefonunun en son Uzunçayır Baraj Gölü üzerindeki Sarısaltuk Viyadüğü'nde sinyal verdiği belirlendi. Gülistan’ın suya atlama ihtimali göz önünde bulundurularak, Munzur Nehri’nde arama çalışmaları yapıldı; ancak yapılan arama çalışmalarında Gülistan’a dair en ufak bir ize rastlanmadı. Ailenin ve avukatların tüm taleplerine rağmen Gülistan’ı karada arama çalışmaları yürütülmezken, devlet yetkilileri ısrarla “suda” olduğunu iddia ederek soruşturmayı titizlikle yürütmedi.   Etkili soruşturma yürütülmedi   Olayda baş şüpheli olan Zainal Abarakov ve polis olan babası Engin Yücel ise bugüne kadar gözaltına alınmadı ve haklarında olaya dair bir soruşturma yürütülmedi. Ancak geçen yıl Ağustos ayında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Gülistan Doku ile ilgili soruşturma başlatılsa da Gülistan’ın bulunması için yol kat edilmedi.   Meclis’te verilen önerge reddedildi   Gülistan’ın ailesi başvurduğu hiçbir yerden sonuç alamazken, 2022 yılının Ocak ayında Tunceli Adliyesi önünde oturma eylemi başlattı. Eyleme, kadın ve emek örgütleri ile siyasi partiler de destek verdi. Buradan da sonuç alamayan aile, aynı yılın Şubat ayında Adalet Bakanlığı’ndan görüşme talebinde bulundu. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’dan talep edilen randevu, “müsait olmadığı” gerekçesiyle reddedildi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı önünde oturma eylemine geçen aileye, polis müdahale etti. Aile üyeleri, polis tarafından yerlerde sürüklenerek gözaltına alınırken hastane kontrolünün ardından işlem yapmadan serbest bırakıldı. Sonrasında ise aile seslerini duyurmak için Meclis’e giderek siyasi parti temsilcileriyle görüştü.   Gülistan’ın akıbetinin araştırılması için verilen önergeyi 23 Şubat 2022 tarihinde reddeden AKP, baş şüpheli Zainal Abarakov’u “sadece mesajlaştığı, olayın vuku bulmasıyla alakalı olarak bir bilgisinin olmadığı” sözleriyle savundu.    İmza atmadığı ortaya çıktı   Zainal Abarakov ise 17 Mart 2022’de gözaltına alındıktan sonra, savcılıkta verdiği çelişkili ifadelere rağmen yurt dışı yasağıyla serbest bırakıldı. Zainal Abarakov hakkında adli kontrol şartı olan imzayı altı ay boyunca atmadığı ortaya çıktı.    Kadınlar ‘Gülistan nerede’ demekten vazgeçmedi   Tüm bu gelişmelerin yanı sıra Dersim’de bulunan kadın örgütleri başta olmak üzere Türkiye ve Kurdistan kentlerinde kadın örgütleri, Gülistan’ın akıbetini öğrenmek için sayısız eylem yaptı. Polisin saldırmasına rağmen eylemlerde yer alan kadınlar,  “Gülistan Doku nerede?” diye sormaktan vazgeçmedi.    Gülistan’ın kaybedilişinin 3’üncü yılı dolayısıyla annesi Bedriye ve babası Halit Doku ajansımıza konuştu.    ‘Ölü mü sağ mı artık bilmek istiyorum’   Sözlerine Zainal ve babasının arkasının güçlü olduğunu belirterek başlayan Bedriye, iki yıl boyunca her gününün Gülistan’ın akıbetini sormakla geçtiğini söyledi. Bedriye, “Bugün bizim başımıza geldi  ama yarın onların başına da gelebilir. Kızımı kaybettiler ve bizi de ‘bulacağız’ diye kandırdılar. Nereye gittiysek sonuç alamadık. Meclis’e gittik, tüm siyasi partilere gittik. HDP ve CHP bizi dinledi, yardım etti. AKP ve MHP bizimle görüşmeyi kabul etmedi. Buradan o vekillere sesleniyorum; gece yatarken ellerini vicdanlarına koysunlar. Onların evlatları okuldan ya da dışarıdan iki saat gelmediğini düşünsünler. Sadece bir saat benim yerime kendilerini koysunlar, ne kadar zor olduğunu görürler. Kimin elinden ne geliyorsa bize yardım etsinler. Ölü mü sağ mı artık bilmek istiyoruz” dedi.    ‘Ön kapıdan alıp arka kapıdan bıraktılar’   Son 3 yıldır gözlerini yoldan alamadığını, belki bir gün Gülistan’ın çıkıp geleceğine dair umudunun olduğunu kaydeden Bedriye, “Üç yıldır gözüm bu yollarda. Neden bulunmuyor, neden bulunmak istenmiyor? Adalet Bakanlığı’na gittiğimizde bize kimseyle konuşmamamızı, sesimizi duyurmamamızı ve Gülistan’ı kesinlikle bulacaklarını söyledi. Ayrıca Zainal’ı da cezaevine koyacağının sözünü verdi. Evimize döndük, kimseye bir şey demedik, en yakınlarımıza bile bir şeyden bahsetmedik. Aradan neredeyse bir ay geçti. TV’de gördük ki Zainal’ı gözaltına almışlar, biz de bize verilen sözü yerine getirdiğini sandık. Fakat ön kapıdan alıp arka kapıdan bıraktılar. Adalet nerede? Ben adalet istiyorum. Geceleri bile uyanıp pencereden dışarıya umutla bakıyorum” sözlerine yer verdi.     Kadınlara destek çağrısı   Devletin istediği takdirde Gülistan’ı 24 saat içerisinde bulabileceğini ancak bunun aksini yaparak tüm delilleri ortadan kaldırdığına dikkat çeken Bedriye,  tekrar Dersim’e gideceğini aktardı. Bedriye, “Bana destek olan herkese teşekkür ediyorum. Fakat hala desteğe ihtiyacım var. Benimle birlikte ses çıkarsınlar. Evet, benim kızım Gülistan kayıp ama eğer sesimizi büyütürsek başka Gülistanlar ortadan kaybolmaz. Başka annelerin yüreği yanmasın, çünkü benim gözyaşım üç yıldır dinmedi. Benim Gülistanım kadın haklarını arayan, haklarını bilen biriydi. Haksızlığa asla gelemezdi. Ne olduysa Zainal ile tartışma yaşandı, haksızlığa uğradı, o da şikayet edeceğini söyledi, sonrasında başına bunlar geldi. Susturmak için ortadan kaldırdılar” diye konuştu.    ‘Kızımın akıbetini soracağım’   Babası Halit Doku ise, Gülistan için şunları dile getirdi: “Kim ne derse desin o polis ve oğlu kızımı kaybettirdiler. Kızım o gece evlerine gitmiş, orada kalmış. Ne yaptılarsa onlar yaptı. Vali de onlara yardım etmiş. Kanımın son damlasına kadar ölsem de kızımın akıbetini soracağım. Devlet zaten arama konusunda hiçbir çaba göstermiyor. Kendi imkanlarımla nereye kadar giderse gitsin ben arayacağım. Ayrıca ben torunumu okuldan aldım, çünkü kızım devletin üniversitesinde okurken kayboldu ve ona sahip çıkılmadı. Benim kızım, devletin okulunda böyle olduysa torunumu asla okula göndermem. Kızlarımı binbir güçlükle okuttum. Peynir sattım, çökelek sattım sırf okusunlar diye ama bugün durum bu hale geldi. Kızım bulunsun, artık yeter diyorum.”