AKP ve KDP'ye kimyasal tepkisi 2023-01-03 09:05:23     AMED - Mehmet Şenol İnci'nin kimyasal silah kullanımı sonucu katledildiğini söyleyen annesi Süreyya İnci, yaşananlara tepki göstererek, Türkiye ve KDP'ye savaşı durdurma çağrısında bulundu.   AKP-MHP iktidarı KDP ortaklığı ile Güney Kurdistan'ın Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırılarını hız kesmeden devam ettiriyor. Saldırılar sırasında Türkiye’nin kimyasal silah kullandığına dair görüntüler basına yansımıştı. Görüntüler karşısında birçok uzman araştırma çağrısı yaparken neredeyse ülkenin her yerinde tepki ve protesto eylemleri gerçekleştirildi. İktidar, kimyasal silah kullanımını reddetse de, hala kullanıldığına dair birçok açıklama ve görüntülerin olduğu belirtiliyor.    Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı’nın Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yayınlanan açıklamasına göre 2022 yılı boyunca 3 bin 280 kez yasaklı bomba ve kimyasal silah kullanıldı. Yine aynı açıklamada 55 HPG’linin de kimyasal silah kullanımı sonucu katledildiği bilgisine yer verildi.     Kimyasal silah kullanımı sonucu hayatını kaybedenlerden biri de HPG'li Mehmet Şenol İnci (Serdem Şoreş), Haziran 2022’de Zap’ın Gîre Cehennem alanında yaşamını yitirdi.   Amed’in Hezro ilçesine bağlı Şêxan köyünden olan Mehmet Şenol’un ailesi, 6 Eylül 1975'te meydana gelen Lice depreminden etkilenerek Amed’in Rezan ilçesine taşındı. Ailenin Amed’e yerleşmesinden sonra Mehmet Şenol, ailenin 10 çocuğundan 9'uncusu olarak dünyaya geldi.  Mehmet Şenol direnişle çevrili bir şehirde büyümenin verdiği bilinçle gençlik faaliyetlerinde yer aldı. 2012-2016 yılları arasında tutuklanan Şenol, tahliye olduktan sonra 2020 yılında PKK’ye katıldı.    Kuzeni ve yeğeni de yaşamını yitirdi   Şenol'un farklı tarihlerde özgürlük mücadelesine katılan kuzeni Berivan İnci'nin 2013’te Rojava'da, yeğeni Pelda İnci'nin ise 2020 yılında Şirnex'in Gabar Dağı'nda yaşamını yitirdiğini söyleyen annesi Süreyya İnci (68), savaşa tepki göstererek oğlu hakkında konuştu.   ‘Çok paylaşımcıydı’   Şenol'un çocukken ailesine ve arkadaşlarına karşı çok iyi davrandığını ve kimsenin kalbini kırmadığını söyleyen Süreyya, şöyle devam etti: "Oğlum Şenol çok mutlu ve sıcakkanlı bir çocuktu. Arkadaşlarına ve çevresine asla zarar vermezdi. Arkadaşları için her zaman iyi şeyler yaptı. Saygın bir çocuktu. Her zaman doğru yolda olmuş ve her zaman yaşlılara yardım etmiştir. Büyüklerle büyük, küçüklerle küçüktü. Bütün dünya onun dostuydu. Dostlarının kalbini hiç kırmazdı. Oğlumu hiç kötü görmedim. Çok güler yüzlü bir çocuktu. Çocukken elindekileri arkadaşlarıyla paylaşırdı."   2012’de tutuklandı   2011'de Roboski Katliamı sonrası Amed’de protesto eylemlerinin yapıldığını hatırlatan Süreyya, "O zamanlar oğlumun faaliyetlerde yer aldığından haberim yoktu. Oğlum da katliama karşı yapılan eylemlere katıldı ve 2012 yılında tutuklanarak 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2016 yılında serbest bırakıldı. Yaklaşık bir buçuk yıl Diyarbakır Cezaevi'nde kaldıktan sonra Siirt Cezaevi'ne gönderildi. Her görüş zamanı onu ziyaret ederdik. Ziyaret sırasında arkadaşları hep oğlumdan bahsediyordu. Oğlum arkadaşlarını severdi, arkadaşları da onu çok severdi. Hapishanede de onurunu korudu. Oğlumla buluşmaya gittiğimde bütün arkadaşları etrafıma toplanırdı. Oğlum üç yıl sonra hapisten çıktı" ifadelerini kullandı.   'Zap’ta kimyasal silahla katledildi'   Süreyya, oğlunun cezaevinden çıktıktan sonra bir süre çalıştığını belirterek, "Bir gün eve geldi ve 'Mardin'e iş için gideceğim ama orada telefon çekmiyor' dedi. Gittikten sonra kendisinden herhangi bir haber alamadık. Sonra katıldığını duyduk. Bunca yıldır oğlumdan haber alamıyordum. 2020'de katıldı ve Haziran 2022'de Zap'ta kimyasal silahlarla katledildi. Günlerim Şenolsuz geçmiyor. Yüreğim yaralıdır" dedi.   ‘Kimyasal silah kullanmak suçtur’   AKP iktidarının Güneyde KDP  işbirliği yaparak kimyasal silahlarla sürdürdüğü savaşa dikkat çeken Süreyya, "Benim oğlum da orada şehit oldu. Birçok çocuğumuz orada şehit oldu. Bu savaşı kınıyor ve lanetliyorum. Savaşa ve kimyasal silah kullanımına karşıyım. Gördükçe yüreğim parçalanıyor. Ben bu ölümlere karşıyım. Onlar savaş ahlakını hiçe sayıyor. Kimyasal silahlar yüzünden çocuklarımızın cesetleri eriyor. Oğlumun uzun boylu olduğunu hatırladıkça kalbim daha da çok sızlıyor. Ölene kadar bu yarayı ve Şenol'umun acısını asla unutmayacağım. Öldüğümde çocuklarım mezarıma gelsin Şenol'umu unutup unutmadığımı sorsunlar. Bu vahşeti durduralım. Biz anneler kimyasal silah kullanımına karşıyız. Benim gibi birçok annenin de yüreği yanıyor. Türk devleti savaş ahlakına göre hareket etmelidir. Kimyasal silah kullanmak suçtur. Hem havadan hem de kimyasal silahlarla saldırıyorlar. Bu savaşı derhal durduralım. Başka bir annenin daha yüreğinin yanmasını istemiyorum” şeklinde konuştu.   ‘Savaş durdurulsun’   Türkiye ile KDP ortaklığındaki savaşa son verilmesi çağrısında bulunan Süreyya, şu ifadeleri kullandı: "Oğlum zulme ve adaletsizliğe karşı çıktı. Çocukken bile kimseyle kavga etmezdi. Ama haksızlığı asla kabul etmedi. Bir haksızlık gördüğünde karşısında dururdu. Artık savaş dursun ve bu ülkeye barış gelsin. Gençlerimizin öldürüldüğü yeter artık. Anneler çocuklarını öldürülsünler diye büyütmüyor. Bu savaşın bir an önce durmasını istiyoruz. Sonuna kadar çocuklarımızın izinde olacağız. Çocuklarımız hiçbir zaman kötü ve kirli yollarda olmadı. Hak yolundaydılar. Oğlumla gurur duyuyorum."   ‘Cenazelerini Amed’de defnetmek istiyorum’   Süreyya, konuşmasının sonunda torunu Pelda İnci'nin de 2009'da HPG’ye katıldığını ve 2020'de Gabar Dağı'nda yaşamını yitirdiğini sözlerine ekleyerek, "Torunum şehit olduktan sonra oğlum da katıldı. Torunum şehit olunca arkadaşlarına vasiyette bulunarak 'Şehit olunca cenazemi Amed'e gönderin' demiş. Hem oğlumun hem de torunumun cenazelerini Amed’e getirerek burada defnetmek istiyorum” dedi.