Marmara Cezaevleri raporu: Tecridin devamlığı sağlanmak isteniyor 2022-12-30 12:46:08     İSTANBUL - ÖHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, İmralı tecridinin Marmara Bölgesi’ndeki cezaevlerinde hayata geçirildiği bilgisini paylaşarak, 21 aydır haber alınamayan Abdullah Öcalan’a dönük tecridin devamlılığının sağlanmak istendiği tespitinde bulundu.   Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerine gerçekleştirdikleri ziyaretler sonucu hazırladıkları “6 Aylık Hak İhlalleri Raporu”nu, Beyoğlu’nda bulunan dernek binalarında düzenledikleri basın toplantısı ile açıkladı. Komisyon üyelerinin katıldığı toplantı salonuna “Tecrit insanlık suçudur” pankartı asıldı. Raporu, Hapishane Komisyonu Eş Sözcüsü avukat Vedat Ece okudu.     Komisyon, Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım ve Aralık aylarında Marmara Bölgesi’nde bulunan Bakırköy Kadın Cezaevi, Edirne F Tipi Cezaevi, Marmara 1, 2, 5 ve 7 No’lu Kapalı Cezaevi, Maltepe 1 No’lu L Tipi Cezaevi, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi, Tekirdağ 2 No’lu T Tipi Cezaevi, Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi, Kandıra 1 No’lu F Tipi Cezaevi, Ümraniye T Tipi Cezaevi, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi ve Metris 2 No’lu R Tipi Cezaevleri’ni ziyaret ederek, buralarda yaşanan hak ihlallerine raporlarında yer verdi.   Raporun detayları ise şu şekilde:   Baskınlar ve çıplak arama   Marmara Bölgesi’ndeki birçok cezaevinde tutsaklara çıplak arama dayatması yapıldığı vurgulanan raporda, özellikle Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde yeni sevk edilen tutsaklara çıplak arama dayatıldığı belirtildi. Raporda, yine oda aramaları sırasında gardiyanların uzun coplarla 15-20 kişilik gruplar halinde odalara girdikleri bilgisine yer verildi. 6 ay boyunca devam eden bu koğuş aramalarında tutsakların koğuştan çıkartılarak kontrolsüz bir şekilde arama yapıldığı ifade edilen raporda, defter, fotoğraf, şişme mont gibi eşyalara da el konulduğu, alınan eşyaların da tutsaklara geri verilmediği kaydedildi. Edirne F Tipi ve Marmara 2 No’lu Cezaevleri’nde de yine 6 ay boyunca çıplak arama dayatmasının sürdüğü bilgisinin yer aldığı raporda, Marmara 2  ve 7 No’lu Kapalı Cezaevi’nde aramalar sırasında tutsaklara ait eşyaların dağıtıldığı ve tutsakların gardiyanlar tarafından provokatif hakaret ve söylemlere maruz kaldığı ifade edildi. Yine 2 No’lu cezaevinde tutsaklara tek sıra halinde yürüme dayatıldığı, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde de avukatlarla yapılan görüşmelerde tutsaklara, cezaevlerine sevkler sırasında çıplak aramanın yapıldığı, hapishaneye sevk olan İsmail Çevik isimli tutsağa çıplak aramanın uygulandığı ve çıplak aramayı kabul etmeyen tutsakların darp edildiği, buna ilişkin de Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu bilgisi aktarıldı.   Tutsaklar tehdit ediliyor   Düzce T Tipi Cezaevi’nde de yapılan baskınlarda temizlik malzemelerine el konulduğu belirtilen raporda, buradaki tutsaklar gardiyanlar tarafından, “Yetki benim elimde olsa bunlara neler yaparım” şeklinde tehdit edildiği kaydedildi. Raporda, Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde Adalet Bakanlığı tarafından gönderilen talimatla oda aramalarının saatlerce jandarma tarafından yapıldığı bilgisi de yer aldı. Raporda ayrıca Kandıra 1 No’lu  F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsaklara dönük yoğun bir psikolojik şiddet olduğu ve İsmail Çabuk ile Tarık Kar isimli tutsakların tehdit edildiği bilgisi verildi.   Kelepçeli muayene   Marmara’da bulunan birçok cezaevinde kelepçeli muayenen dayatıldığına da dikkat çekilen raporda, aynı zamanda hastaneye götürülüp getirilme sırasında tutsakların saatlerce kelepçeli bekletildiği, yine cezaevlerinde tutsakların hastaneye gitmesinin de çeşitli sebeplerle engellendiği ifade edildi.   İmralı’dan 21 aydır haber yok   Raporda, İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki 23 yılı aşkın süredir devam eden ağırlaştırılmış tecride dikkat çekilerek, bu tecrit uygulamasının birçok cezaevinde devreye sokulduğu belirtildi. İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş’ın avukat görüşlerinin çeşitli bahanelerle engellendiği, 21 aydır da haber alınamama ve  iletişimsizliğin devam ettiğinin altı çizildi.   İmralı tecridi cezaevlerine yayıldı   Raporda İmralı’daki bu tecridin Marmara Bölgesi’ndeki tüm cezaevlerini de etkilediğine yer verilerek, tutsakların sohbet, spor, kültürel aktivitelerinin engellendiği ve kimi tutsakların tekli hücrede tutulduğuna yer verildi. Yine Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde aile ve arkadaş görüşleri çeşitli bahanelerle verilen disiplin cezalarıyla engellendiği, bu engellemelerin de 3 ya da 6 aylık verilen disiplin cezalarıyla uzatılabildiği bilgisi verildi. Aynı zamanda Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde tutsakların mektup yoluyla dış dünyayla iletişim kurmaları ve kamuoyuyla sorunlarını, sıkıntılarını ve görüşlerini paylaşmasının da engellendiği aktarıldı.   Kitap, dergi ve gazete yasağı   Raporda, birçok cezaevinde olduğu gibi Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde de kitap ve gazete sınırlamaları olduğu, bazı cezaevlerinde hakkında toplatma kararı dahi bulunmayan bazı kitaplar ile Evrensel, Birgün, Yeni Yaşam, Umut, Atılım, Yeni Demokrasi vb. muhalif gazetelerin tutsakların tüm taleplerine rağmen hiçbir şekilde cezaevlerine alınmadığı, tutsakların yakınları tarafından getirilen kitaplar hiçbir gerekçe gösterilmeden verilmediği belirtildi.   11 ay süren Adalet Nöbeti   Raporda devamla da Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, hasta tutsakların serbest bırakılması ve infaz yakmaların kaldırılması için tutsak yakınları tarafından 11 ayı aşkın süredir başlatılan ve 18 Aralık’ta son bulan Adalet Nöbeti’ne dikkat çekilerek, tutsak yakınlarının her hafta gözaltına alındığı hatırlatıldı.   50’den fazla tutsak yaşamını yitirdi   Cezaevindeki hasta tutsakların “Cezaevinde kalabilir” raporlarıyla tahliye edilmeyerek yaşam haklarının tehlikeye atıldığına dikkat çekilen raporda, bazı tutsakların cezaevinde, bazılarının ise çıktıktan hemen sonra yaşamını yitirdiğini ifade edildi. Raporda, son 1 yılda basına yansıyan, insan hakları örgütlerinin yaptıkları açıklamalara göre hapishanelerde 50’den fazla tutsağın hayatını kaybettiği bilgisi de paylaşıldı.   ‘Tecridin devamlılığı sağlanmak isteniyor’   Tutsakların sosyal hayattan uzak, sağlıksız, iletişimin mümkün olduğunca az olduğu bir ortamda yaşamalarını esas hedef haline getiren tecrit ve baskıcı güvenlik politikalarının devamlılığının sürdürülmek istendiği tespitine yer verilen raporda, Komisyon’un hukuki süreçleri takip etmeye devam edeceği belirtildi.   ‘Suç ayırt etmeksizin infaz erteleme uygulanmalı’   Rapor detaylarını paylaştıktan sonra kısa bir konuşma yapan Vedat Ece, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın katıldığı bir televizyon programında hasta tutsaklar için bir düzenlemeye gittiklerine dair bir açıklama gerçekleştirdiğini hatırlatarak, "Şu anda Türkiye hapishanelerinde Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilen 600'den fazla ‘cezaevinde kalmaz’ raporu olan  hasta mahpus var. Adalet Bakanlığı sözlerinde samimi ise kişilik, suç tipi ayırt etmeksizin bütün mahpuslar açısından eşit bir infaz rejimi ve infaz erteleme uygulanmalıdır. Her mahpusun yaşamı kıymetlidir" şeklinde konuştu.