İmralı sessizliğine tepki: Başvurulara neden yanıt verilmiyor? 2022-12-28 11:08:59   ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan ile avukat görüşünün sağlanması talebini Meclis önünde dile getiren HDP’li milletvekilleri, yaptıkları başvurulara dair sessizliğini sürdüren Adalet Bakanlığı’na “Neden yanıt verilmiyor” diye sordu.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi talebiyle Adalet Bakanlığı önünde başlattıkları nöbet eylemi, 6’ncı gününde devam ediyor. Adalet Bakanlığı’na doğru yürüyüşe geçen HDP Sözcüsü Ebru Günay, milletvekilleri Pero Dündar, Feleknas Uca, Necdet İpekyüz, Gülistan Kılıç Koçyiğit, Muazzez Orhan, Abdullah Koç ve Kemal Peköz, “İmralı’da hukuk uygulansın” ve “Tecrit insanlık suçudur” yazılı dövizler taşıdı. Milletvekilleri, Meclis Dikmen Kapısı’nı abluka altına alan polislerce engellendi.   Roboskî acı olarak kaldı    Burada açıklama yapan HDP Êlih Milletvekili Necdet İpekyüz, yıllardır savaş ve güvenlikçi politikaların acılara yol açtığını söyledi. Şirnex’in Qileban ilçesinin Roboskî köyünde 28 Aralık 2011’de 34 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın 11’inci yıldönümü olduğunu hatırlatan Nejdet, “Roboskî Kürtleri, dünya hafızasında bir katliam olarak tanıtmaktadır. Bu kadar süre geçmesine rağmen bugüne kadar tek bir ilerleme kaydedilmemiş, bir açıklama yapılmamıştır ve Roboksî hafızalarda bir acı olarak kalmış, bu acı hiçbir zaman unutulmayacak ve hesabı sorulacaktır” dedi.    İtiraz eden herkes tecrit altında   Roboskî katliamının tecritle bağlantılı olduğunu dile getiren Nejdet, “Çünkü Türkiye’de hesap sormak, sorunları gündeme getirmek, iktidarı rahatsız edecek söylemleri dile getirmek, özellikle Sayın Abdullah Öcalan ile başlayan süreçle beraber mutlak tecritle hayata geçirildi. İktidara kim itiraz ediyorsa tecritle abluka altına alınıyor. Özgürlükten, barıştan, eşitlikten, adaletten, demokratik haklardan söz etmek bu ülkede tecride neden olmakta. Savaş, güvenlikçi politikalar, baskı, zulüm, iktidarın işine yarayan her etkinlik teşvik edilmekte, özendirilmekte” şeklinde konuştu.    22 aydır temas yok   “İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile başlayan mutlak tecrit nedir” diye soran Nejdet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada uluslararası hukuk normlarına, birçok belgeye göre insanlar cezaevine girdikten sonra avukatları, aileleriyle telefon görüşmeleri haktır. Biz biliyoruz ki; 22 aya yakındır tek bir temas yok. Bu temas dediğimiz de 22 ay önce bir telefonla oldu. Aile ve avukatlar her hafta başvurmakta ve hiçbir görüşme yapılmamakta. Çünkü görüşme barış için olacaktır, çıkacak mesaj barış için olacaktır. Çatışma için olsa, huzuru bozmak için olsa iktidarın işine gelse görüşme olur.  İktidar biliyor ki oradaki söylem iktidarın devamlılığı için bir ortam sağlamayacaktır.”   Tecride karşı harekete geçmeli    Toplumsal kesimlerin tecride karşı harekete geçmesi gerektiğini vurgulayan Nejdet, “Bir yerde insan hakları ihlallerini seyretmek, suça ortak olmaktır. Türkiye’de sorunlara çözüm isteniyorsa, tecridin kaldırılması lazım” dedi. Aile, avukat, hukuk örgütleri ve partisinin yaptığı başvuruları anımsatan Nejdet, Adalet Bakanlığı’na “Neden yanıt verilmiyor” diye sordu.    ‘Sessizlik suça ortak olmaktır’   Nejdet, tecridin “işkence” olarak tanımlandığını vurgularken, “Bunun kaldırılması, Türkiye’de barış ortamının gelmesi için eşitlik, özgürlük içinde yaşamak için bir an önce müzakere süreci başlaması lazım. En son CPT ile görüşmesi toplumda bir endişeye neden olmaktadır. Taleplerimiz meşrudur, hukukidir. Bu adaletsizliğe herkesin karşı çıkması lazım. Sessizlik suça ortak olmaktır, Adalet Bakanlığı’nın bir an önce cevap vermesi gerekiyor” diye seslendi.