Adalet Nöbeti direnişçileri: Mücadele sürecek 2022-12-21 09:54:17   Gülistan Dursun   İSTANBUL - Final eylemlerinde bir kez daha işkence gören Adalet Nöbeti direnişçileri, polisin kendilerine yaşattıklarını anlatarak, tutsaklar için mücadelelerinin süreceği mesajını verdi.   Hasta ve infazı yakılan tutsakların yakınları tarafından İstanbul’da başlatılan Adalet Nöbeti, 39’uncu haftasında “Hasta ve İnfazı Yakılan Tutsaklara Özgürlük, Tecride Son” sloganıyla, Kadıköy‘de gerçekleştirilen eylem ile son buldu. Kadıköy sokaklarında bir araya gelen yüzlerce kişi tutsaklara dönük hak ihlallerine dikkat çekip, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit ve haber alınamamasına karşı yürüyüş gerçekleştirdi.   ‘Tokat Kürt iradesine’   Eyleme saldıran polis 69 kişiye şiddet uyguladı ve gözaltına aldı. Eylemde tepki toplayan durumlardan biri de Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu’ye atılan tokat oldu. Bu tokadın “Kürt iradesine” atıldığını belirten yüzlerce kişi 19 Aralık günü HDP Kadıköy İlçe binası önünde açıklama gerçekleştirmek istedi. Aralarında HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in de olduğu kitle ablukaya alındı. Pervin Buldan’ın ilçe binasından çıkışına saatlerce izin vermeyen polis, diğer Eş Genel Başkan Mithat Sancar ve milletvekillerini de kalkanlar ile ablukada bekletti.   Annelere işkence   Bu eylemde de aralarında annelerin de olduğu 103 kişi işkence ile bir kez daha gözaltına alındı. Annelere dönük polis işkencesi an be an kameralara yansırken, görüntülerin yayılması ile tepkiler de yükseldi.   İki gün üst üste polis işkencesine maruz kalan ve gözaltına alınan Adalet Nöbeti direnişçilerinden Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde hücrede tutulan ağır hasta tutsak Erdal Özel'in ablası Kumri Akgül ve Gülsüm Öztürk ile nöbetleri ve yaşadıkları işkenceye ilişkin konuştuk.     ‘İşkenceye boyun eğmeyeceğiz’   Adalet Nöbeti annelerinin 11 aydır İstanbul'da polis şiddetine karşı direndiklerini ve her hafta işkence ile gözaltına alındıklarını hatırlatan Kumri Akgül, 18 Aralık günü büyük finalin gerçekleştiği Kadıköy’de, “Adalet Nöbeti annelerine büyük bir zulüm uyguladılar” sözleri ile yaşanan durumun tekrarlandığını anımsattı. Polisin, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encu’ye “tokat” atmasına da tepki gösteren Kumri, "Ferhat başkana atılan tokadı kabul etmiyoruz. O tokat annelere atılmış bir tokattır. Biz de bunun için vekillerimizin, başkanlarımızın, partimizin ve çocuklarımızın yanında olacağız. Başımızı onların işkencesi önünde eğmeyeceğiz, onlardan korkmuyoruz" dedi.   Aracın içine biber gazı sıkıldı   Final eylemi gününde gözaltı aracında polis tarafından işkence gördüklerini, aralarında astım hastası olmasına rağmen aracın içerisine biber gazı sıkıldığını söyleyen Kumri, "Çok fazla öksürdüğümüz için artık ağızlarımızdan kanlar akmaya başlamıştı" diyerek yaşadıklarını anlattı.   Başını araca vurmaya çalıştılar   Yaşanan durumu protesto etmek için 19 Aralık günü de HDP Kadıköy İlçe binası önüne geldiklerini ifade eden Kumri, tekrardan polisin hedefi olduklarını aktardı. Burada da işkence ile gözaltına alındıklarını söyleyen Kumri, "Bizi gözaltına aldıkları esnada polisler tarafından ağza alınmayacak hakaretlere maruz kaldık. Buna tepki gösterince sert bir şekilde gözaltı aracına yapıştırıldım ve başımı araca vurmaya çalıştılar. Onlara, 'bir anneyim, adalet istiyorum ve haklıyım' dedim. Ve zorla aracın içerisine götürüldüm" dedi.   Beş kelepçeyle hastaneye götürüldü, sırtına tekme atıldı   İşkencenin gözaltı aracında da devam ettiğini kaydeden Kumri, "Aracın arka kısmında bayılan Gülsüm anneye ulaşmamıza dahi izin vermiyorlardı. Zeynep annenin elindeki kelepçeyi o kadar sıkmışlardı ki parmaklarını hissetmiyordu. Benim de kalbim sıkışmaya ve çarpıntı olmaya başlayınca elimi açın, 'kalp krizi' geçireceğim dedim. Bana 'yalan söylüyorsun' dediler. Ellerimde beş kelepçe vardı ve bu şekil terlemeye başladım. Yine kelepçe ile hastaneye götürüldük. Lavabo ihtiyacımız vardı ve buna dahi izin vermediler. Bu da Türkiye Devleti’nin ayıbı olsun. Yine orda da işkence devam etti. Erkek bir polis sırtım ameliyatlı olmasın rağmen ayağıyla tekme attı" şeklinde konuştu.   Doktorlar muayene etmedi   Götürüldükleri hastanede doktorların da onları muayene etmediğini sözlerine ekleyen Kumri, "Doktorlar bize 'hiç bir şeyiniz yok' dediler. AKP-MHP nasıl davranıyorsa İstanbul'daki doktoralar da bize o şekilde davranıyor. Tepki gösterdim ve bana kelepçe ile ultrason teklifi geldi. Bende ‘kelepçeli ellerle gitmeyeceğimi’ söyledim” diye konuştu.     ‘Şerefli ölüm kölelikten iyidir’   “Bunu yapan polisler kimden emir aldı?” diye soran Kumri, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Evet final yaptık ama mücadelemiz sürecek. Çocuklarımızı çıkarana kadar devam edecek. Bize ne final ne de oturmak yok. Ellerim, ayaklarım tutuğu sürece tutsakların peşinde olacağım. Nerede bir barış, adalet eli varsa kendi ayaklarım ile gideceğim, elimi uzatacağım. Altı anne olarak 11 aydır direniyoruz. Artık yeter ayağa kalkın, İmralı'daki tecridi kırın. Şerefli bir ölüm bir saatlik kölelikten iyidir. Şerefli ve namuslu Kürt halkına sesleniyorum, artık yeter ayağa kalkın çocuklarımız cezaevlerinde ölmesin.”   ‘İşkence unutulmayacak’   Gülsüm Öztürk de tutsak edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan ve cezaevindeki yüzlerce tutsak için Adalet Nöbeti tuttuklarını belirtti. 11 ay boyunca yaşanan işkencenin unutulmayacağını söyleyen Gülsüm, "Kabul edilecek bir durum değil" dedi. "Ayağa kalkın, artık yeter" ifadeleri ile Kürt halkına seslenen Gülsüm, "Cezaevinde bulunan bütün tutsaklar bizim çocuklarımızdır. Artık bu zulüm yeter" şeklinde konuştu.   Baygınlık geçirdi   19 Aralık günü yine işkence ile gözaltına alındığını, işkence sonucu gözaltı aracında baygınlık geçirdiğini söyleyen Gülsüm, “Elimin daha önceden kırık olduğunu, söyledim. Ters kelepçe yapmayın dedim. Bunun üzerine polis kelepçeyi iki kat daha sıktı. O şekilde tekmelere maruz kalarak gözaltı aracına bindirildim. Onca işkenceye rağmen, 'Biji berxwedana zindana', 'Jin Jiyan azadî' sloganlarını atıyordum” dedi.    ‘Direniş sürecek’   Eline iki kelepçenin takıldığını ve bu şekilde hastaneye götürüldüğünü paylaşan Gülsüm, hastanede muayene edilmediğini de sözlerine ekledi. Bütün baskılara rağmen mücadelenin devam edeceğinin mesajını veren Gülsüm, “Abdullah Öcalan’ı İmralı Adası’ndan çıkarana kadar biz kadınlar ayakta olacağız. Evet final oldu ama biz yine de direneceğiz. Kürt halkı artık ayağa kalksın. 45 yıldır bu mücadele devam ediyor” ifadelerini kullandı.