Devrimin sırrı: Jin jiyan azadî (3) 2022-11-19 09:02:56       Adalet Nöbetleri'nde direnişi örenler   Fatma Gökhan   HABER MERKEZİ - Ayları ve yılları bulan “Adalet Nöbeti” eylemleri baskı ve işkenceye rağmen büyüyerek devam ediyor. Tutsak yakınları, iktidarın topluma, cezaevlerine ve kadınlara dönük geliştirdiği her türlü şiddete karşı direnişte olduklarını belirtiyor.   25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde şiddet ve şiddetle mücadele yöntemleri konuşulurken, bunun bir ayağının da cezaevlerinde devam ettiği gerçeği bulunuyor. Siyasi tutsaklara yönelik baskılar artarken, işkence boyutuna ulaşan uygulamalar ve şüpheli ölümlerle gündemden düşmeyen cezaevleri, şiddeti besleyen ve sindirmek amacıyla kullanılan araçlara dönüştü. Keyfi bir şekilde tahliye edilmeyen ve tedavileri yapılmadığı için yaşamını yitiren tutsak sayısında da ciddi bir artış var.  İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) Nisan ayında açıkladığı son verilerine göre cezaevlerinde 651'i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutsak bulunuyor. Ancak bu verinin yanında yine İHD raporuna göre son 10 ayda 63 tutsak hayatını kaybetti.    Kürdistan ve Türkiye cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, işkence ve onur kırıcı uygulamalar devam ederken buna karşı geliştirilen mücadele de sürüyor. Ülke tarihinde özellikle politik tutsaklara dönük cezaevi uygulamaları iktidarın toplum karşıtı hukuk pratiklerini gözler önüne seriyor. Var olan hukuku bile uygulamayan iktidar, geliştirdiği politikalarla ülkedeki yargı sorunsalını derinleştirerek bir adalet krizi yaratmış durumda. Siyaset ve meclisin çözüm iradesi göstermediği bu kriz karşısında yakınları cezaevlerinde olan aileler “Adalet Nöbetleri” başlattı. Bir yıl önce 16 Kasım’da başlatılan nöbet eylemleri, ardından birçok kente yayılırken, aileler tüm kesimlere çağrılarını sürdürüyor.   25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün de bir direniş günü olduğunu ifade eden tutsak yakınları, iktidarların şiddet politikalarına karşı, mücadele ile örülen bir direniş ağının çözüm getireceğinin altını çiziyor. Türkiye'de adaletsizliğe karşı geliştirilen adalet nöbetlerini ve tutsak yakınlarının 25 Kasım mesajlarını derledik.    Riha   Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşen saldırı ile ülke gündemine oturan Şenyaşar ailesi yaşanan adaletsizlik karşısında sessiz kalmayarak ilk kıvılcımı yaktı. AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ile saldırılardan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar Urfa Adliyesi önünde 9 Mart 2021’de Adalet Nöbeti eylemi başlattı.    Linç edilerek katledildiler Şenyaşar ailesinin işyerlerini ziyaret eden AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile koruma ve yakınları,  aile bireylerine saldırıda bulunmuştu. Kalabalık bir grubun saldırdığı Şenyaşar ailesinin bireyleri yaralı bir şekilde hastaneye kaldırıldı. Yaralılara dönük saldırı kaldırıldıkları hastanede de bitmedi. Suruç Devlet Hastanesi’ne ağır yaralı çocuklarını görmek için giden baba Hacı Esvet Şenyaşar, çocukları Celal ve Adil Şenyaşar, Emine Şenyaşar’ın gözleri önünde linç edilerek katledilmişti.   ‘Adalet’ kitabı yazıldı   Şenyaşar ailesinin direnişi Türkiye’deki adalet sorununu masaya yatırırken birçok kesimin de gündemine oturdu. Bu nöbete duyarsız kalmayan kesimler farklı çalışma ve yöntemlerle desteklerini gösterdi. Yazar Ali Oruç da, Emine Şenyaşar’ın mücadelesini anlattığı “Adalet” adlı bir kitap yazdı.   ‘Adalet için’ belgeseli   Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti’ni konu alan “For Justice” (Adalet İçin) belgeseli çekildi. Geçtiğimiz haftalarda fragmanı yayınlanan belgeselin yönetmeni Elif Yiğit, ailenin yaşadığı adaletsizliği dünyaya gösterebilmek ve bu mücadeleye katkıda bulunmak için bu belgeseli hazırladığını belirtti.   4 yıl sonra iddianame hazırlandı   Ailesinin 14 Haziran 2018’de maruz kaldığı saldırılar, aynı gün gerçekleşmesine rağmen işyeri ve hastane olmak üzere 2 dosyaya ayrıldı. Hastane dosyası kapsamında ancak 4 yıl sonra kamuoyu baskısı sonucu AKP’li İbrahim Halil Yıldız’ın abisi Celal Yıldız’ın da aralarında olduğu 4 kişi tutuklandı. 2 Nisan 2021’de AKP’li Halil İbrahim Yıldız’ın yeğeni Osman Şah Yıldız, dijital medya hesabından "delilleri karartmaktan" tutuklanan Müslüm Yıldız ve İbrahim Halil Şimşek’in tahliye edildiğini duyurdu.   İşyerindeki saldırıya dair yapılan yargılamada,  Fadıl Şenyaşar'a 37 yıl 9 ay, saldırıda bulunan AKP'li İbrahim Halil Yıldız'ın amcaoğlu Enver Yıldız'a 18 yıl hapis cezası verildi. Şenyaşar ailesinden 3 kişinin hayatını kaybettiği ve "gizlilik" kararı bulunan hastane dosyası, 4 yıl 4 ay sonra iddianameye dönüşebildi. Ancak İbrahim Halil Yıldız’a dönük herhangi bir soruşturmanın iddianamede olmaması dikkat çekti. Oğlu Fadıl 4 yıldır cezaevinde tekli hücrede tutulan Emine, suçluların cezalandırılması ve oğlunun bırakılması için nöbet eylemini halen sürdürüyor. Emine’den, 25 Kasım mesajını aldık.   ‘Kadınlar davalarının peşini bırakmasınlar’   Şiddetin önlenmesi gerektiğini kaydeden Emine Şenyaşar, devletin ülkeye yaşattığı adaletsizliğin, aynı şekilde kadınlara da yaşatıldığını ifade ederek, herkes için adalet istediğini vurguladı. Emine, “Televizyonlarda da görüyoruz kadınlara zulüm ediyorlar. Kadınlar öldürülmesin. Bu zulmü hem kadınlara hem de çocuklara yapıyorlar. Kadınları öldürüyorlar ama cezaevinde bir ay kalıp çıkıyorlar. Ben herkes için adalet istiyorum. Oğlum için de adalet istiyorum. Bu kadar kadın öldürülmesine rağmen adalet sağlanmıyor. Bu hükümetin adaleti yok. Kadınları cezaevlerine atıyorlar. Çocukları tutukluyorlar. Bunlara son verilsin“ diyor.   Amed   Hasta olan ve infazları yakılan tutsaklara yapılan işkencelere karşı kimsenin harekete geçmeyişi ve koşulların gittikçe ağırlaşması, yakınları cezaevinde olan aileleri harekete geçirdi. 16 Kasım 2021 tarihinde Amed Barosu’nda bir araya gelen hasta tutsaklar Civan Boltan'ın babası Hakkı Boltan, Abdulselam Güler'in kardeşi İnci Güler, Sıddık Güler'in eşi Hasine Güler, Ahmet Kolakan'ın annesi Fevziye Kolakan ve Mehmet Emin Özkan'ın kızı Selma Özkan, "Adalet Nöbeti" başlattıklarını duyurdu. Nöbete daha sonra babası Abdulhalim Kırtay tutsak olan Herdem Merwani ve kardeşi Hamdusena Ada tutsak olan Reşahat Ada da katıldı.   Tutsak yakınları, Amed Barosu’nda başlattıkları nöbet eylemini daha sonra dışarıya taşırdı. Haftanın üç günü adalet kurumları olması gereken ama adaletsizliğin kurumsallaştığı Diyarbakır Adliye'si, Adli Tıp Kurumu (ATK) ve D Tipi Cezaevi önünden dünyaya seslenen ailelerin eylemlerine her hafta birçok sivil toplum örgütü ve (STÖ) ve siyasi parti katılıyor. Aileler bu eylemlerde sadece kendi yakınlarının durumuna değil, cezaevlerinde bulunun bütün tutsakların sorunlarına dikkat çekiyor.   2 kez Meclis’e gittiler   Amed, Mêrdîn, Riha, Şirnex, Êlih (Batman) ve Sêrt’ten (Siirt) yola çıkan tutsak yakınları 5 Ocak’ta Meclis’e giderek siyasi partilerle görüşmeler gerçekleştirdi. Aileler yaptıkları görüşmelerde hazırladıkları dosyaları teslim ederek, adım atılmasını istedi. Aradan geçen 9 aya rağmen, herhangi bir adım atılmazken, aileler geçtiğimiz 2 Ekim’de bir kez daha Ankara’ya giderek Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), Saadet Partisi (SP), Gelecek Partisi ve Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) ziyaret gerçekleştirdi. Hasta tutsakların serbest bırakılması ve infaz yakmaların son bulması için 2’nci kez Ankara’ya giden tutsak yakınları, “Siyasi partiler adım atsın” çağrısında bulundu. Öte yandan “Adalet Nöbeti Aileleri” adına hazırladıkları 11 sayfalık “Türkiye Hapishanelerinde Hasta Mahpus ve Sağlığa Erişim Hakkı” başlığını taşıyan dosyayı sunarak yaşadıklarını anlattı aileler.   ‘Şiddetin her türlüsüne karşı direneceğiz’   Adalet Nöbeti eylemcilerinden Reşahat Ada’ya 25 Kasım dolayısıyla mikrofon uzattık. Şiddetin her türlüsüne karşı olduğunu söyleyen Reşahat, sadece kardeşi için değil insanlık yolunda mücadele eden herkes için direndiğini vurguluyor. Kendilerinin adalet arayışı karşısındaki sessizliğe işaret eden Reşahat, “Meclis 2 aydır açılmış. Bu konuyu da Meclis’e taşıyabilirler. Cezaevlerindeki hak ihlallerine ve hasta tutsaklara bir çözüm bulsunlar. Yoksa biz dışarıda onlar da içeride direnmeye devam edeceğiz. Cezaevlerinden cenaze çıksın istemiyoruz. Tutsakların infazlarını yakarak cezalarını uzatıyorlar. Tekli hücreye koyma gibi birçok disiplin cezasıyla cezalandırıyorlar. Şiddetin her türlüsüne karşı direneceğiz. Direnmek yaşamaktır” mesajı veriyor.   Wan   Wan’da da iktidarın kendi amaçları doğrultusunda kullandığı “adaletsizlik” mekanizmalarına karşı “adalet” talebi yükseltildi. Cezaevlerinde bulunan hasta tutsakların tedavi edilmesi ve ceza infaz süreleri tamamlanan tutsakların tahliye edilmesi için Amed’den sonra Wan’da da 9 Aralık 2021’de Adalet Nöbeti başlatıldı. Hasta tutsaklar İbrahim Alkan’ın eşi Dilşah Alkan, Emrah Abi’nin annesi Asya Abi, ve Sinan Karel'in annesi Zeynep Dayan, Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda nöbet eylemine başladı.   ‘Korkmuyoruz’ Van F Tipi Cezaevi’nde tutulan Botan Timur’un annesi Aslıhan Timur, Adalet Nöbeti eylemini sürdüren tutsak yakınlarından sadece biri. 11 aydır nöbeti sürdüren Aslıhan, cezaevlerindeki sorunlar çözülene kadar direnişlerini devam ettireceklerini vurguluyor. Bir yıla yakın bir süredir direndiklerine değinen Aslıhan, sistematik şiddete karşı duruşlarının net olduğunun altını çiziyor: “Bizi öldürseler de, tutuklasalar da nöbetimizi asla sonlandırmayacağız. Korkmuyoruz. Çünkü yüreğimiz yanıyor. Kadınlar neden susuyor. Herkesin ayağa kalkması gerekiyor. Anneler sustukça, çocuklarının üzerindeki zulüm ve işkence artıyor. Çocuklarımız sürgün ediliyor. Bizler çocuklarımız nereye sürgün edilirse edilsin, onların mücadelelerine sahip çıkacağız. Çocuklarımızı yalnız bırakmayalım. Tek bir anne dahi kalsa mücadelemiz sürecektir.”   ’25 Kasım’da cezaevlerindeki şiddete karşı ses olmalıyız’   Jina Emînî’nin katledilmesi ile Rojhilat ve İran’da hala devam eden direnişe dikkat çeken Aslıhan, “25 Kasım günü dünyanın dört bir yanında kadınlar her alanda ayağa kalkmalıdır. Jina Emînî’nin mücadelesi bizim mücadelemizdir. Bu katliama karşı 25 Kasım günü tüm kadınlar sesini yükseltmeli. 25 Kasım günü cezaevlerinde artan ihlallere karşı tüm kadınlar cezaevlerine ses olmalıdır. Buradan bir kez daha cezaevlerinden cenazelerin çıkmaması için tüm kadınların sesini yükseltmesini istiyorum” sözlerini kullanıyor.   İzmir   Hasta ve infazı yakılan tutsakların aileleri, Amed ve Wan’dan sonra İzmir’de de 12 Şubat 2022’de Adalet Nöbeti başlattı. İzmir Barosu önünde bir araya gelen aileler, talepleri kabul edilinceye kadar nöbetlerini sürdüreceklerini belirtiyor. Hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması ve cezaevlerindeki tecridin son bulması talebiyle tutsak yakınları Hanife Gümüş, Fatma Sürme, Hanım Sever, Sultan Yağmekan nöbetlerini devam ettiriyor.   ‘Kadınlar evde, çocuklarımız cezaevlerinde şiddet görüyor’   Halkların Demokratik Partisi(HDP) İzmir il binasına yapılan saldırı sonucunda katledilen Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz da nöbete katılan adalet arayışçılarından. Hasta ve infazı yakılan tutsaklar için nöbet tuttuklarını kaydeden Fehime, cezaevlerinde tutsaklara yönelik uygulamaların şiddet olduğuna dikkat çekiyor. Fehime, “Tüm cezaevlerinde şiddet var. Telefonları yarıda kesmeleri, yemeklerini az vermeleri, her şeyi parayla satmaları, elektrikten bile para almaları şiddettir. Biz cezaevleri üzerindeki bu şiddete karşıyız ve mücadele yaşatır diyoruz. Kadına yönelik şiddeti de kınıyoruz. Kadınlar sokakta, evde katlediliyor. Devlet ve erkekler tarafından katlediliyor. Biz kadınların mücadelesinde başarılı olmalarını istiyoruz. Kadınlarımız evde, çocuklarımız cezaevlerinde şiddete maruz kalıyor. Her ikisi de devlet eliyle gerçekleştiriliyor. Deniz Poyraz’ın katledilmesinde devletin eli yok muydu? Biz bu şiddete, kadınlar ve cezaevleri üzerindeki baskıya karşıyız. Biz bütün kadınlara sesleniyoruz, kadınlar iradelerine sahip çıksın, birlikte mücadele etsin. Jin jiyan azadî” diyor.   İstanbul   Yine 3 kentte alanlara çıkan tutsak yakınları ile aynı talepler kapsamında İstanbul’da da Adalet Nöbeti başlatıldı. Tutsak yakınlarının Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde her perşembe günü gerçekleştirdiği eylemi tutsak yakınları Fince Akman, Cemile Çiftçi, Kumri Akgül, Cemile Karakaş ve Zeynep Calıhan devam ettiriyor.    Gözaltı ve işkence   Polisler, tutsak yakınlarının Çağlayan’da gerçekleştirmek istedikleri Adalet Nöbeti'ne her hafta saldırı gerçekleştirmekten geri durmadı. Polisin annelere dönük sistematik şiddeti, işkencesi ve gözaltı politikalarına rağmen anneler, eylemlerini her hafta Cumartesi günü farklı bir ilçede yapmaya karar verdi.    Soruşturma açıldı   Tutsak yakınlarına dönük polis saldırısı sonrasında darp ve işkence uygulayan polisler yargılanmazken adalet isteyenlere dava açıldı.  Ailelerin şikayeti sonucu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “görevi kötüye kullanma” ve “basit yaralama” suçlarından başlatılan soruşturmada savcı,  polisin görüntülere yansıyan darp ve işkencesini görmezden gelirken, 29 Eylül’de açılan soruşturmaya takipsizlik verdi. Ayrıca 8 Kasım’da Cemile Karakaş ve Fince Akman’a açılan dava ilk duruşmada beraat kararıyla sonuçlandı.   ‘Baş eğmeyeceğiz’   Yasaklama ve saldırılar karşısında nöbet gününü ve yerini sürekli değiştirmek zorunda kalan tutsak yakınları her şeye rağmen Adalet Nöbeti’ni sürdürüyor. İki kızı cezaevinde olan Zeynep Calıhan, tutsaklar tedavi hakkına ulaşmadığı, infazları yakıldığı için Adalet Nöbeti eylemlerine katıldığını dile getiriyor. 34 haftadır birçok işkenceye maruz kaldıklarını belirten Zeynep, “Devletin işkencesini, hakaretini, 9 tane kelepçe taktığını ve yerlerde sürüklediğini gördük. Ama biz baş eğmeyeceğiz ve hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Mücadelemize devam edeceğiz. Her Cuma günü saat 13.00’te Çağlayan’da olacağız” ifadelerini kullanıyor.    Şiddete karşı mücadele çağrısı   25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'ne giderken de kadının her alanda şiddete maruz kaldığına değinen Zeynep, Adalet Nöbeti'ndeki anneler ile birlikte kadınları alanlara mücadele etmeye davet ediyor.    YARIN: Kürt kadınların mücadeledeki öncülüğü devrimi büyüttü