Dicle Müftüoğlu: Basına yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele etmeliyiz 2022-11-02 10:16:49     DİYARBAKIR - DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, gazetecilere yönelik saldırılar ve derneklerinin kriminalize edilmeye çalışılmasına değinerek, iktidarın gerçeklerden korktuğunu belirtti. Dicle, “Biz bu saldırılara karşı birlikte mücadele etmek gerektiğini söylüyoruz” dedi.   Özgür basına yönelik baskı, saldırı, işkence, gözaltı ve tutuklama politikaları son bulmuyor. En son Ankara merkezli bir soruşturma kapsamında 25 Ekim'de çok sayıda kentte 11 gazeteci, Diyarbakır’dan ise JINNEWS Muhabiri Derya Ren gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan JINNEWS muhabirleri Habibe Eren, Derya Ren, Öznur Değer ile MA Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Selman Güzelyüz tutuklandı. MA muhabiri Zemo Ağgöz’e ev hapsi verilirken, bir dönem MA’da stajyer muhabir olarak çalışan Mehmet Günhan ise adli kontrol şartı ile bırakıldı.   Gazetecilerin ifadeleri alınırken, yaptıkları haberler suç olarak yöneltilirken, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) de kriminalize edilmeye çalışıldı. DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, özgür basına dönük saldırılara ve hedef gösterilmelerine dair konuştu.   5 ayda 26 gazeteci tutuklandı   Gazetecilere yönelik saldırıların hem gazeteciliği bitirme yönünden bir adım olduğunu hem de bir halkı susturmak anlamına geldiğini ifade eden Dicle, “Türkiye’de sansür yasası konuşuluyor. İktidar bunu kendince dezenformasyonu önlemek adına getirdiği bir yasa olarak önümüze koyuyor. Ama ne yazık ki şöyle bir gerçeklik var; bunu somut ve net bir şekilde Kürt gazetecilerine yönelik operasyonlarla görmüş oluyoruz. Kürt gazeteciler aslında iktidarın var olan politikalarını ve baskılarını deşifre ettikleri için hedefteler. Ve bu yüzden son 5 ayda iki ayrı operasyonla 26 gazeteci tutuklandı. Operasyonların yapılış ve servis ediş biçimine de baktığımızda bize bunu net bir şekilde gösteriyor. İktidar bizim gazeteciliğimizden ve bizim yayınladığımız şeylerden korkuyor. Yani bize iş yaptırmamak istiyorlar. Yaz ayında yaşanan süreçte iktidarın Kuzey Doğu Suriye’ye saldırı planı vardı ve bu süreçte gazetecileri de bertaraf etmeyi amaçlıyordu. Ve aynı zamanda seçimler sürecine girdik. Aylardır hem diğer siyasi parti ittifakları hem de iktidar cephesinden doğru bir seçim hazırlığı yürütülüyor. İktidar seçime giderken kendince bir yol temizliği yapıyor. Böyle görmek, böyle yaklaşmak lazım bu meseleye” dedi.   ‘Gazetecilerin başını eğmeye çalıştılar’   Dicle, Türkiye’nin Güney Kürdistan'da kimyasal silah kullanımına dikkat çekerek, bu gündemin yeni olmadığına değindi. Kimyasal kullanımının daha fazla konuşulduğu dönemde, bu konuya eğilenlere gözdağı verilmek istendiğini söyleyen Dicle, “İktidar aslında Kürt gazetecileri çok iyi tanıyor ve onların kararlılıklarını da biliyor. Bu noktada verilmek istenen mesaj biraz daha Kürt gazetecilerden daha çok dışardaki diğer gazetecilere yönelikti. Gazeteciliği öldürmeye ve basının başını eğmeye çalıştılar ama özgür basının baş eğmediğini, eğmeyeceğini arkadaşlarımızın adliyedeki tutumlarıyla bir kez daha gördük. Türkiye’nin kuruluşundan bu yana iktidarın ana amaçlarından biri bu. AKP iktidarı bunu şimdi ise göstere göstere yapıyor. Çıkardığı yasalar, 2016’da ilan edilen OHAL’le birlikte kapatılan kurumlar bunların örnekleri. 29 Ekim aynı zamanda DİHA, JINHA, Özgür Gündem gibi birçok Kürt basınının kapatıldığı, susturulmaya çalışıldığı bir tarih. Tam onun yıldönümünde arkadaşlarımız tutuklandı. Amaç halkın sesini kısmaktı” şeklinde vurguladı.   ’DFG’yi kriminalize etmeye çalıştılar’   Dicle, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılandığını ve tutuklandığını dile getirirken, dosya içeriğinin boş olduğunu belirtti. Gazetecilere mesleki faaliyetleri dışında DFG’ye üye olmalarının da sorulmasına dikkat çeken Dicle, derneği şu sözlerle anlattı: “Mesleki faaliyet bağlamında aslında durdukları noktalardan biri de Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’ne olan üyelikleri. DFG’yi anlatmak lazım bu noktada. DFG 2019’un sonlarına doğru bir grup Kürt gazeteci tarafından kuruldu ve Türkiye ile Kürdistan’daki basın ve ifade özgürlüğü noktasında mücadele eden gazetecilerin yaşadıkları hak ihlallerini raporlaştıran ve dünyaya duyuran, yine onların yargılandığı davaları takip eden, yargılanan gazetecilerle dayanışma içerisinde olan bir dernek. Aynı zamanda diğer sivil toplum örgütleri ile birlikte Türkiye’de demokrasinin, basın ve ifade özgürlüğünün gelişmesi noktasında mücadele eden bir dernek. Yani bu noktada her bir gazetecinin çok doğal olarak üye olabileceği bir dernek. Aslında İçişleri Bakanlığı’na da bağlı bir dernek. Ve yıllık beyannameler sunan, yıllık olarak belli evraklar teslim eden bir şey ve iktidar kendi yargı eleğiyle sanki yeni bir şey yaratmaya çalışıp normal prosedürde faaliyet gösteren derneği bile kriminalize etmeye çalıştı. Bazen bu durumu polis fezlekelerinde görebiliyoruz. Bu tarz şeyler biraz daha belki normal karşıladığımız bir durum ama savcıların, mahkemenin buna karşı durması gerekirdi ve ne yazık ki polisin suçuna burada bir ortak olma hali var. Yani burada suç işleyenin aslında iktidar olduğunu polisler, savcılar ve hakimler eliyle bu suçun sürdürüldüğünü söyleyebiliriz. Bunun bizim bakımımızdan kabul edilebilir bir yanı yok. Buna karşı mücadele edeceğiz, tüm gazetecilerin haklarını savunmaya, basın ve ifade özgürlüğünü savunmaya ve Türkiye’de demokratik bir ortamın gelişmesini sağlayacağız.”   ‘Birlikte mücadele edelim’   Gazeteciliğin yok edilmeye ve susturulmaya çalışıldığını kaydeden Dicle, “Ama gazetecilerle birlikte hem yok sayılan kesimler susturuluyor hem de bu kesimlerin haber alma hakkı ellerinden alınıyor. Biz buna karşı aslında birlikte mücadele etmek gerektiğini söylüyoruz. Çünkü basın ve ifade özgürlüğü sadece gazeteciliği ilgilendiren bir durum değil ya da haber alma hakkı sadece gazetecileri ilgilendiren bir mesele değil. Buna karşı birlikte mücadele ederek hem sivil toplum örgütleri hem de bütün yurttaşların bu noktada Kürt gazetecilerle birlikte hareket etmesi ve onlarla dayanışma içerisinde olması gerekiyor” çağrısında bulundu.