MKGP: Kürt kadın gazeteciler susmayacak 2022-10-07 11:29:12   DİYARBAKIR - 7 Ekim Kürdistan Kadın Gazeteciler Günü dolayısıyla yapılan açıklamada konuşan JINNEWS Editörü Beritan Canözer, kadınların sesi olmaya devam edeceklerini söyledi. Beritan, “Nagihan Akarsel’in ve Gurbetelli’nin kalemini yerde bırakmayacağız” diye vurguladı.    Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), 7 Ekim Kürdistan Kadın Gazeteciler Günü ve Özgür Gündem Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Gurbetelli Ersöz’ün katledilmesinin yıldönümü dolayısıyla Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama MKGP üyeleri, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve çok sayıda basın çalışanı katıldı.    Açıklamanın Kürtçesini MKGP Sözcüsü Roza Metina, Türkçesini ise JINNEWS Editörü Beritan Canözer okudu.   ‘Seslerine ses olmaya geldik’   Gurbetelli Ersöz’ün Türkiye basın tarihinde ilk kadın yayın yönetmeni olduğunu hatırlatan Beritan, Gurbetelli’nin 7 Ekim 1997 yılında KDP’nin işbirliği ile Güney Kürdistan’da katledildiğini söyledi. Beritan, “Biz Kürt kadınları olarak, Gurbetelli’nin ve yaşamını yitiren bütün özgür basının kadın emekçileri adına 7 Ekim gününü 2014 yılından beri ‘Kürdistan Kadın Gazeteciler Günü’ olarak anıyoruz. Bu anmayı bugün tutuklu bulunan gazeteci arkadaşlarımız için Diyarbakır Cezaevi önünde yapıyoruz.  En son 8 Haziran’da gözaltına alınarak tutuklanan 16 gazeteci arasında bulunan Safiye Alağaş, Remziye Temel, Elif Üngür ve Neşe Toprak’ın sesine ses olmaya geldik” dedi.    ‘Özgür kadının sesi karanlıkta bırakılmak istendi’   Gurbetelli Ersöz’ün mirasını devralan kadın gazetecilerin erkek-devlet zihniyetine ve eril dile karşı mücadele ettiğini belirten Beritan, “Halkının özgürlük çığlıklarını duymazdan gelmeyerek gerçek bir gazeteci duyarlılığıyla çalışmalarını yürüten Gurbetelli’nin ardılları olan Kürt kadın gazeteciler, ondan devraldıkları meşaleyi her geçen gün daha da yükseğe taşıyarak halkların ve kadınların özgürlük umudu olmaya devam etmektedir. Bundan dolayıdır ki; yıllarca beraber gazetecilik yaptığımız, Jineolojî Araştırma Merkezi’nin üyesi Nagihan Akarsel, Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde sokak ortasında 10 kurşunla hunharca katledildi.  Ömrünü kadın özgürlük mücadelesine ve kadının tarih boyunca yarattığı değerleri ortaya çıkarmaya adayan Nagihan, kadın gazeteciliğinin öncüsü, karanlıkta bırakılmak istenen kadın hakikatinin sesiydi. Nagihan’ın seçilmesi bir tesadüf değil, hep karşısında mücadele ettiği erkek egemen ulus-devlet zihniyetinin bilinçli bir hedefiydi. İşbirlikçilerle beraber hedef alınan kadın özgürlüğü ve kadın devriminin öncülüğüdür. Kısılmak istenen ise özgür Kürt kadının sesidir” diye konuştu.    ‘Gazeteciler olarak susmayacağız’   Beritan, tarihte yaşanan hiçbir olayın tesadüf olmadığını kaydederek, “Gurbetelli Ersöz de aynı zihniyet tarafından katledilmişti. Bugün de ömrünü kadın özgürlük mücadelesine adayan bu uğurda büyük bedeller vererek büyük değerler yaratan yürüdüğü yolda asla tereddüde yer vermeyerek kadın gazeteciliğinde öncü olan Nagihan arkadaşımız da aynı güçler tarafından hedef alınarak KDP-YNK yönetiminde olan Güney Kürdistan topraklarında katledilmiştir. Kürt kadın gazeteciler olarak Gurbetelli Ersöz ve Nagihan Akarsel’i katleden anlayışın işbirlikçisi olan KDP zihniyetine karşı mücadelemizden geri adım atmayacağız. Bu anlayış ve zihniyete karşı Kürt kadın gazeteciler olarak baş eğmeyeceğiz, Nagihan’ın kaleminden dökülen hakikatle daha güçlü ve kararlı bir şekilde işimize sarılacağız. Ama susmayacağız… İktidarcı erkek egemen aklın yaşamın her alanında topluma uyguladığı şiddet ve bastırmayla en fazla karşı karşıya kalan özgür basın ve Kürt kadın gazeteciler olarak susmayacağız” ifadelerini kullandı.   ‘Nagihan’ın kalemini yerde bırakmayacağız’   Cinsiyetçi medyaya karşı alternatif medyasını yaratarak hem yazılı hem de görsel alanda varlıklarını sürdürdüklerini dile getiren Beritan son olarak şöyle konuştu: “Sahada maruz kaldığımız taciz, tehdit, baskı, gözaltı ve tutuklamalar karşısında gerçeğin dili ve sesi olma yolundan asla vazgeçmeyeceğiz. Erkek devlet aklının kadın ve toplum düşmanı politikalarına karşı Türkiye'den İran’a, Kuzey ve Doğu Suriye'den Federe Kürdistan Bölgesi'ne, Lübnan'dan Yemen'e, Avrupa’ya ABD'ye, farklı kıtalarda farklı dillerde de olsa her kadının sesini duyurmak için, medyanın eril diline karşı gerçekleri yazmaya devam edeceğiz. Dünyanın her tarafında iktidarların özgür ve muhalif düşünen biz kadın gazetecilere yönelik her türlü baskı ve sindirme çabalarına karşı, kendi öz irademizden aldığımız güçle erkek egemen akla karşı gerçeğin dili olmaya devam edecek, kalemleri iktidarın güdümünde olan medya gruplarının hedef göstermelerine boyun eğmeyeceğiz. Nagihan’ın, Gurbetelli’nin, Deniz’in, Şilan’ın, Nagihan’ın kalemini yerde bırakmayacağız. Onlardan aldığımız güçle, açtıkları yolda yürümeye devam edeceğiz.”