Asuman 2 yıldır adalet arıyor: Katile verilmeyen ceza bize veriliyor 2022-08-10 09:04:49     Öznur Değer   ANKARA - Bisiklet sporcusu oğlu Umut Gündüz’e arabayla çarparak öldüren Çağdaş Şenyüz’ün tutuklanması için 2 yıldır adalet mücadelesi yürüten Asuman Gündüz, iki yıllık mücadele serüveninde tehdit, darp ve şiddete maruz kaldı. Son olarak ise oğlunu öldüren faile “katil” dediği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Asuman, “Katile verilmeyen ceza bize veriliyor” dedi.   Emine Şenyaşar, Bedriye Doku, Fehime Poyraz, Emel Korkmaz, Gülsüm Elvan, Cumartesi Anneleri, tutsak anneleri, Gar ve Suruç katliamında yaşamını yitirenlerin anneleri ve daha ismini sayamayacağımız çok sayıda kadının adını yürüttükleri “adalet” mücadelesinden biliyoruz. Kimileri adliye kapılarında, cezaevleri önlerinde tuttukları nöbetlerle, kimileri sokaklarda ve seslerini yükseltebildikleri her yerde arıyor adaleti. Ve kadınların bu adalet arayışı polis, devlet ve yargı tehdidi-şiddetiyle karşılık buluyor. “Adalet”i bulundukları her ortamda haykıran kadınlar ise maruz kaldıkları ihlal, şiddet ve işkenceye rağmen mücadelelerini soluksuz sürdürüyor.   Faile ödül, aileye soruşturma!   Adalet arayışının sürdürücülerinden biri de Ankara’da 15 Temmuz 2020’de Çağdaş Şenyüz’ün kullandığı arabayla çarpması sonucu yaşamını yitiren bisiklet sporcusu 19 yaşındaki Umut Gündüz’ün annesi Asuman Gündüz. Alkollü araç kullanan ve Umut’a çarptıktan sonra kaçan fail Çağdaş Şenyüz’e, sadece 4 ay tutuklu kaldığı davanın 27 Aralık 2021’de Ankara 57’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezası verildi, “iyi hal indirimi” uygulanarak tutuklanmadı. İki yıldır adalet mücadelesinin aktif bir öznesi olan Asuman hakkında ise, fail Çağdaş Şenyüz’e ilişkin dijital medya hesabından yaptığı “katil” paylaşımı gerekçesiyle “hakaret” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.   Emsal yargı pratikleri     Asuman hakkında başlatılan soruşturma, akıllara İpek Er’e tecavüz ederek intihara sürükleyen Uzman Çavuş Musa Orhan’a “tecavüzcü” dediği gerekçesiyle hakkında dava açılan ve idari para cezasına çarptırılan oyunca Ezgi Mola’yı getirdi. Yine adalet arayan aileler hakkında başlatılan soruşturmalar, yargı sisteminin adalet talep edenlere yaklaşımını yeniden gösterdi.   Mücadele yüklü kadın   2 yıldır yitirdiği oğlu Umut için adalet arayışında olan Asuman ile röportaj yapmak üzere evine doğru ilerliyorum. Asuman ve eşi Menderes Gündüz sıcak bir şekilde karşılıyor beni. Dinmeyen acıları ve yaşatmaya çalıştıkları adalete rağmen mücadele yüklü iki insan duruyor karşımda. Onlar acılarını mücadeleye adamış insanlar. Çay dolduruyor Asuman ve sohbete koyuluyoruz. 2 yıllık mücadele serüveninde yaşadıklarını anlatmaya başlıyor. Polis şiddeti, iktidar tehdidi, yargı baskısı…   22 şehirde 32 aile ile bir araya gelerek acılarını mücadele ile ortaklaştırdılar   Birkaç günlük yas süreçlerinin ardından evde kalamayacaklarını, bu şekilde duramayacaklarını anlayarak adalet mücadelesinde bulunan ailelerle bir araya gelme kararı alıyor Asuman ve Menderes. Bu kararın ardından geçtiğimiz yıl 22 şehir gezerek 32 aile ile bir araya geliyorlar. Şenyaşar ailesinden Deniz Poyraz’ın ailesine kadar birçok aileye ziyarette bulunarak acıyla bütünleşen mücadelelerini ortaklaştırıyorlar. Adaletsizliğin ördüğü sisteme adalet getirme mücadelesinde dayanışma gösteriyorlar birbirleriyle.   Umut yeniden yeşeriyor   Sohbet sırasında, gezdikleri ailelerden çiçek tohumları aldıklarını ve bu tohumları Umut’un anısını yaşatmak için yeşillendirdikleri bir bahçeye ektiklerini söylüyor Asuman ve ekliyor: “O bahçede Umut’un da ektiği ağaçlar var. Ve ektiğimiz tohumların çiçek verdiğini görünce Umut yeniden canlanıyormuş, yeni Umutlar doğuyormuş gibi mutlu oluyorum.”   ‘Adalet bizi bulur dedik ama baktık ki bulmuyor’   İki yıllık mücadele karşısında yaşadığı, maruz kaldığı durumları Asuman’dan dinliyoruz: “Bugün tam 750’nci günüm oğlumu toprağa vereli. İlk duyduğumda inanamadım, kendime gelemedim. Dediler ki ‘Alkollü, aşırı hız yapan Çağdaş Şenyüz oğlunu öldürdü.’ ‘Adalet vardır’ dedik Türkiye’de. ‘Adalet mağduru olmayız. Muhakkak bizi bulur adalet.’ Ama baktık ki bulmuyor. İlk olarak bisiklet sporcularıyla bir araya geldik. Umut’un ölümünden yaklaşık 18 gün sonra yoğun katılımlı bir bisiklet turu yapıldı. Bütün arkadaşları da gelmişti. Her biri Umut’un bir parçasıydı.”   Yargıdan gelmeyen adalet ‘Adalet Turu’nu doğurdu   Umut’u katleden failin 4 aylık tutukluluk sürecinin ardından uzun tutukluluk gerekçesiyle tahliye edildiğini ifade eden Asuman, bunun kendilerine ikinci bir acı olduğunu belirtiyor. “Oğlumu öldüren katil nasıl mağdur olur da dışarı çıkabilir” sözleriyle karara isyan eden Asuman, “Katili ilk olarak birinci duruşmada gördük. Çok rahattı. Çeviklerle korunmuştu. İlk mahkemede beklediğimizi alamadık ve alamayacağımızı gördük. Ne hakimi ne de savcısı… Olmayacağını gördük. Biz de bu şekilde oturamayacağımızı anladık. Oğlumuz toprak altında ve katil dışarıda. Bu şekilde Adalet Turu’na başladık. 1 Ağustos ve 1 Eylül arasında 22 şehirde bizim gibi evlatlarını kaybeden ve adalet arayan ailelerle görüştük. İlk günümüz Emine Şenyaşar ileydi. Onlar da bizim gibi adalet istiyorlardı. Ve hala da adalet arıyorlar. Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel annenin yanına gittik. Birçok aile ile görüştük. Acılarımız birdi. Hiç yabancılık çekmedik. Kendi evimize gidiyormuşuz gibi hissettik” sözlerine yer veriyor.   Acı ve mücadelesini toprağa akıttı   Görüştükleri ailelere “Nasıl yapıyorsunuz, acınızla nasıl yaşayabiliyorsunuz” sorularını da yöneltiyor Asuman ve bu sorulara “Toprakla uğraşın” yanıtını aldıklarını ekliyor. Bunun üzerine toprakla ilgilenmeye başladıklarına değinen Asuman, “Emel Anne’nin evinden Ali İsmail’e ait çiçek tohumları aldım. Lüleburgaz’daki ailenin bahçesinden, mezarlıktan çiçek tohumları aldım. Birkaç ailenin tohumlarını alıp beklettim. Çoğu, Umut’un kendi diktiği ağaçlar olan bir bahçemiz var. Onların diplerine bu tohumlardan koydum. Şimdi bakıyorum ki onlar çiçek olmuş. Çocuklarım büyümüşler gibi seviniyorum. İsmail’im var orada, Atakan’ım var, Sinan’ım var ve hepsi büyüyor. Renkli renkli çiçeklerim oldu. Onlarla konuşuyor, güç alıyorum” diyor.   ‘Umut’un adı her yerde’   Silivri’de Umut adında 7 bin ağaçlık bir ormanları olduğunu dile getiren Asuman, “‘Silivri bize çok uzak nasıl gideceğiz’ diye düşündük önce ama sonra baktık ki Türkiye’nin her yeri birbirine çok yakın. Acılar ve mücadeleler bir olsun istediğin yere istediğin zaman gidebiliyorsun. Küçük fidanlarımız şimdi büyüdü. Umut’un adı, nefesi, çiçekleri her yerde” ifadelerini kullanıyor.   Faile sosyal indirim!      Mahkeme sürecindeki hukuksuzluk ve verilen karara da değinen Asuman, karar duruşmasında salona girdiklerinde kararın apar topar okunmaya başlandığını hatırlatıyor. Faile verilen ödül gibi cezanın üzerine verilen “iyi hal indirimine”, tutuklama kararının çıkmamasına işaret ediyor Asuman ve ekliyor: “Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu insan cezaevinde yatmayacak ve hayatına devam edecek. Menderes’e de ‘Bu kararınız yanlış katilin elinde kan var, sizin de kaleminizde kan var’ dediği için dava açıldı. Katil 4 yıl 5 ay ceza aldı ama Menderes 6 yıl ile yargılanıyor. Evladını öldüren katille aynı yere koyamazsınız onu. Adaletin olmadığını bir kez daha anladık. Bu kararı tüm hukuki mercilere taşıyacağız ve yanlış bir karar verdiklerini kendileri de görecek.”   ‘Katile verilmeyen ceza bize veriliyor’   Umut’un yaşamını yitirmesinin ikinci yıldönümü olan 15 Temmuz’da Kızılay’da bulunan Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde anma etkinliği düzenlemek istemeleri üzerine polis saldırısına maruz kaldıklarını ifade eden Asuman, açıklama yapılmaması yönündeki tehditlerin günler öncesinden başladığını kaydediyor. Asuman, “Polis bize günler öncesinden ‘Oraya gelmeyin, gelirseniz darp ederiz, gözaltına alınırsınız’ dedi. Biz ise ısrarcı olduk ve geleceğimizi söyledik. Bu bizim yasal hakkımız. Oraya gittiğimizde etrafımız sarıldı ve bize destek vermek için gelenler yanımıza yaklaştırılmadı. Oradaki polisler özellikle seçilen polislerdi. ‘Biz 6 yıldır burada kimseye izin vermedik size de izin vermeyeceğiz’ dediler. Biz de iki dakikada basın açıklaması yapıp gideceğimizi söyledik ama anlamadılar. Sonrasında bizi darp etmeye başladılar. Yerlerde sürüklendik. Pankartlarımızı yırtmaya çalıştılar. Yerde sürüklenirken yanıma bir teyze gelip oturdu. Polisi nasıl aştı bilmiyorum ama bana ‘Ben de senin gibi evladımı kaybettim, yanındayım’ dedi ve ben ondan güç aldım. Bizi çok kötü darp etti. Katili koruyan polis bizi yerlerde sürükledi. Katil korundu biz yerlerde sürüklendik. Akşam eve geldiğimizde tüm vücudumuzun morardığını gördük. Biz adalet istiyoruz, yanlış bir şey yapmıyoruz. Olan şeyi bize verin. Katili alın. Yatması gereken cezayı verin. Katile verilmeyen ceza bize veriliyor. O mağdur biz suçlu durumundayız” diyor.        Oğlunu öldüren erkeğe ‘katil’ dediği için soruşturma açıldı   Kendisi hakkında da faile dijital medya hesabından “katil” demesi dolayısıyla soruşturma açıldığını ve 2 Ağustos’ta Eryaman Şehit Osman Avcı Karakolu’ndan aranarak ifadeye çağrıldığı söyleyen Asuman, “Benim oğlum toprak altında 750 gündür yok. Neden yok? Çünkü bu katil yüzünden yok. Kendinde bu yüzsüzlüğü görüp bize dava açabiliyor. Bunun sonu gelmeyecek biliyorum. ‘Anneler sussun, adalet aramasın. Katiller serbest gezsin ama siz susun, kadınlar sussun’ diyorlar. Ama biz susmayacağız. Ben katile başka ne diyecektim? Alkollüsün, hızlı araç kullanıyorsun ve çarpıp kaçıyorsun. Hiçbir şey olmamış gibi evine gidip uyuyabiliyorsun. Polisler seni üç saat sonra yatağından kaldırıyorlar. Sen benim oğlumu öldürdün. Katil bu, başka ne denir?” sözleriyle tepkisini dile getiriyor.   Karakolda değil savcılıkta ifade verecek   Asuman, susmayacaklarının altını çizerek, şunları vurguluyor: “Gücümüz birliğimizden gelir ve birlik olacağız. Kadınlar birlik olursa, düzen değişir, dünya değişir. Bu nedenle kadınların gücünden korkuyorlar. Failler ceza almayacağını biliyor. O nedenle çok rahatlar ve cesaretleniyorlar. Yargı katillere bu cesareti veriyor. Bunun suç olduğunu katile anlatabilselerdi katil Çağdaş Şenyüz de arabayı daha dikkatli kullanırdı. Yasalar korkutmuyor, teşvik ediyor, caydırmıyor. Katilleri pamuklara sarıyorlar ama aileleri yerlerde sürüklüyorlar. Şu an ben katile katil dediğim için suçlu durumdayım. Bu ülkeye adaletin gelmesi lazım, bunu da ancak kadınlar yapar. Kadıların ortak bir ağızdan ‘adalet’ demesi lazım.”   Asuman ayrıca karakolda ifade vermeyeceğini, Eylül ayında savcılıkta vereceğini paylaşıyor.   ‘Adaletsizlik yüzünden canımız yanıyor’   Umut ve tüm çocuklar için adalet aradığına dikkat çekiyor Asuman. “Adaletsizlik yüzünden canımız yanıyor” diyen Asuman, sözlerini şöyle sonlandırıyor: “Emine Anne, Emel Anne, Zeynep Anne… Hepsinin duygusu ortak. Adalet arıyorlar. Aynı şeyleri yaşıyor, hissediyoruz bu annelerle. Biz uyuyamıyorsak katiller de uyuyamasın. Adaleti sağlamayanlar da uyumasın.”