Rukiye Kara: Saldırganlar devletin kontrolünde 2022-08-06 09:07:17     Öznur Değer    ANKARA - Cemevleri ve Alevi kurumlarına saldırının devlet tarafından organize edildiğini belirten PSAKD Kadın Meclisi Genel Sekreteri Rukiye Kara, “Bizim yolumuz, AKP karanlığına boyun eğebilecek bir yol değil. Bu yolda kadınlar var” dedi.    AKP ve MHP ittifakının politikaları sonucu farklı kimlikler, diller yok sayılırken tekçi anlayış sonucu meydana gelen saldırılarda artış yaşanıyor. Bu saldırıların son örneği ise son dönemlerde ırkçı politika ve saldırıların yoğun olarak görüldüğü Ankara’da yaşandı. Daha önce Kürtlere, mültecilere yönelik ırkçı saldırılarla gündeme gelen Ankara’da bu defa Aleviler hedef alındı. Alevilik inancında önemli bir yere sahip olan Muharrem ayının ilk günü olan 30 Temmuz’da Ankara’nın farklı yerlerinde bulunan Şah-ı Merdan Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı, Tuzluçayır Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ana Fatma Cemevi, Sivas Divriği Gökçebel Köy Derneği ve Batıkent Serçeşme Cemevi’ne saldırı düzenlendi.     Saldırının ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında saldırıyı gerçekleştiren Çağdaş Can Bardakçı, Baver Gül ve Ahmet Ozan Karaca gözaltına alındı. 4 günlük gözaltı sürecinin ardından Ankara Adliyesi’ne sevk edilen faillerden Ahmet Ozan Karaca “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme”, “ibadethane ve mezarlıklara zarar verme”, “inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme” suçlarından tutuklanırken, Baver Gül ile Çağdaş Can Bardakçı ise ev hapsi verilerek serbest bırakıldı.   Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Kadın Meclisi Genel Sekreteri Rukiye Kara konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   ‘Katliamlara rağmen bugünlere geldik’   Türkiye’de Aleviliğin dünden bugüne saldırı konusu olduğunu ifade eden Rukiye, bu durumun Alevilerin gerçek demokrasiyi istemesi ve karanlığa karşı aydınlığı savunmasından kaynaklandığını vurguladı. Karanlığın bugünkü temsiliyetinin AKP olduğuna dikkat çeken Rukiye, “AKP dinci, gerici bir ideolojiyi savunuyor. Alevilik ise onun karşısında aydınlanmayı, laikliğini isteyen bir yerde. Bu yüzden bu saldırılarla karşı karşıyayız. Biz bu saldırıları yeni yaşamıyoruz. Maraş’ı, Koçgiri’yi, Sivas’ı yaşamış insanlarız. Birçok katliama rağmen bugüne gelebilmiş inancın yolcularıyız” şeklinde konuştu.   ‘Saldırganlar devletin kontrolünde’   AKP iktidarının dinci ve gerici politikalarının cemevlerine saldıran güruhu beslediğini ve onları o noktaya getirdiğini dile getiren Rukiye, “O üç genç bunların bilerek beslediği, devletin kontrolünde olan insanlar. Şimdi ‘uyuşturucu bağımlısıydı’ gibi gerekçeler sunmaya çalışıyorlar ama biz buna karşı susmayacağımızı saldırının ardından gerçekleştirdiğimiz kitlesel basın açıklamalarıyla gösterdik. Bu yüzden tutuklandı. Belki de serbest bırakılacaktı çünkü birçok bahaneleri vardı. İkisine ev hapsi veriliyor ve bir kişi tutuklanıyor. Bunlar belki vekil olacak, AKP’nin üst düzey yöneticileri olacak. Biz bu saldırıları bilerek bu mücadelenin içindeyiz. Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bizim yolumuz, AKP karanlığına boyun eğebilecek bir yol değil. Bu yolda kadınlar var” diye belirtti.   ‘365 güne sığmayan acılarımız var’   Rukiye, iktidarın sadece Alevilere değil canlılara, toprağa, ormana düşman olduğunu kaydederken, iktidarın aydınlıktan korktuğunu belirtti. Rukiye, “Biz bu toprağın, taşıyız, deresiyiz, ağacıyız her şeyiyiz. Biz toprağa düşen fideler gibi yeşeren Alevileriz. Bu topraklar bizim topraklarımız. Onlar ormanı, taşı, toprağı önemsemiyorlar. Yaşamını yitiren insanlarımıza saygıları yok. Kendi insanlarına da saygıları yok. 15 Temmuz’u kutlama ile geçiriyorlar. Orada insanları öldü ama onlar kutlama yapıyorlar. Biz de katliamlarda anma yaparız. Çünkü onlar aydınlığı bilmeyen, karanlıkta örgütlenen insanlar. Aleviler hep vardı ve var olacak bu ülkede. 365 güne sığmayan acılarımız var. Cumhuriyet kurulmadan önce ve kurulduktan sonra devam eden katliamlar var. Biz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. AKP de belki bundan korktuğu için asimilasyonu çok fazla artırdı. Ama bizi kendisine çeviremedi. Bizim onlara boyun eğmeyeceğimizi çok iyi biliyorlar artık. Devlet kendi kanalıyla Alevileri asimile etmeye çalışıyor” sözlerine yer verdi.   ‘Saldırgan buraya nasıl getirilmiş?’   AKP’nin Alevi dedeler ve gençler üzerinde farklı politikalar yürütmeye çalıştığını ifade eden Rukiye,  sözlerine şöyle devam etti: “300 dedemizi hacca davet ettiler ve 400 gencimizi de Hacı Bektaşi Veli’ye davet ettiler. Niye Diyanet İşleri davet etmiyor da Turizm Bakanlığı davet ediyor? Asimileyi buradan çerçeveliyor. Devlet kendi kanalıyla Aleviliği asimile etmeye çalışıyor. Hiçbir dedemiz ve gencimiz tenezzül edip de oraya gitmez. Aleviliği öğrenmek isteyenler için öğretecek alanlarımız, dedelerimiz, pirlerimiz var. Bu saldırılar da tam bu döneme denk geliyor. Dedelerimizi ve gençlerimizi davet etmelerinin ardından biz Alevi Bektaşi Federasyonu bileşenleri olarak bir yazı paylaştık. Saldırıların ondan birkaç gün sonrasına denk gelmesi de manidar. Biz o yazıyı paylaştıktan sonra saldırgan İzmir’den geliyor. Saldırıya maruz kalan Şah-ı Merdan Cemevi çok farklı konumda ve o alanı bilmeyen orayı rahat bulamaz. Alevilerin yaşadığı noktayı öğrenmiş. Nasıl öğrenmiş burayı? Buraya nasıl getirilmiş? 45 dakika içerisinde Mamak’tan Kızılay’a kadar gelmiş. Gelirken de hepsine saldırarak gelmiş. Bir tanesinde duruyor, sandalye fırlatıyor ve en az 25 dakika geçiyor orada. Ardından Abidin Aktaş sokağına geliyor. Ve orası herkesin bilebileceği bir yer değil. Ben orada yaşadığım için biliyorum. Bunların hepsi devlet koordinesiyle yapılmış. Ama biz buna karşı boyun eğmeyeceğiz. Devletin Alevi’si olmayacağız. Ne yaparlarsa yapsınlar AKP gidecek.”   ‘Devletin Mamak’ta nasıl organizesi olduğunu biliyoruz’   Muharrem sohbetleri yapılırken cemevine taş atıldığına işaret eden Rukiye, “Burada dedeye sandalye fırlatılıyor. Psikolojisi bozuk bir insan bunu yapamaz. İfadesinde böyle bir şey yer almış ama bunu kesinlikle kabul etmiyoruz. Devlet bile bile bunu yaptırmış. İzmir’den Ankara’ya Muharrem Orucu’nun ilk gününde gelecek ve yerleri bulup saldırı yapacak? İzmir’de yaşıyorsa neden İzmir’de değil? Eskişehir’de okuyor, neden Eskişehir’de değil? Saldırı için Mamak’ı seçiyor. Mamak Alevilerin yoğun olduğu bir yer. Devletin orada nasıl bir baskı kurduğunu, nasıl bir organize içinde olduğunu biliyoruz. Bu tek başına birkaç kişinin yapabileceği bir iş değil. Bizleri yaygınlaştırmaya yönelik bir saldırı bu. Asimilasyonu yaygınlaştırmak için korku yaymaya çalışıyorlar” ifadelerine yer verdi.     ‘Devlet eliyle katliamlara teşvik sağlanıyor’   Yargının Süleyman Soylu’ya bağlı olduğunu söyleyen Rukiye, Süleyman Soylu’nun uyuşturucu baronları, çete ve mafyalarla dolu fotoğraf albümünü anımsattı. “Devlet kendi yaptırdı o yüzden yargıdan bir beklentimiz yok” diyen Rukiye, “Ama tutuklanması Alevilerin örgütlü duruşuyla oldu. Bu defa serbest bırakmak için bir kılıf bulamadılar. Sivas davamız 29 yıldır hala devam ediyor. Her duruşma ise 10 dakika içinde bitiyor. Bizimle dalga geçen bir hukuk var. Çünkü hukuk artık Tayyip Erdoğan’ın iki dudağı arasında”  ifadelerini kullandı.   Alevilere örgütlenme çağrısı   Failin “ibadethanelere zarar verme” gerekçesiyle tutuklandığını ifade eden Rukiye, “ Demek ki biz cemevlerini ibadethane olarak kabul ettirebilmişiz. Bu da mücadele sayesinde oldu. Saldırıyı örgütleyen iki kişiyi serbest bırakıyorlar ev hapsi vererek ama biz biliyoruz ki yarın bırakacaklar. Devlet bu saldırıların önünü kesecek bir şey yapmıyor çünkü teşvik sağlanıyor. Sivas’ta, Maraş’ta yaptığını bugün başka yerde yapabilir. Devlet bunun önünü açıyor. Devlet, mafyatik ilişkilerle kendini var etmeye çalışan kişilerden oluşmaz. Oluşabilecek saldırılara karşı daha güçlü, örgütlü ve bir arada olabilmeliyiz. Çünkü devlet eliyle katliamlar yapıldı ve katiller iyi hal indirimleri alıyor. Bunlara zaten güvenmiyoruz o nedenle onlardan bir beklentimiz yok. Bizim yanımızdaki insanlara daha sıkı bağlanmalıyız ve örgütlenmeliyiz. Bu ülke AKP karanlığına boyun eğmeyecek” diye belirtti.