Demokratik kitleler: Sonuna kadar HDK’yi savunmaya devam edeceğiz! 2022-06-18 12:08:39     İSTANBUL - HDK ve HDP’li 29 kişinin tutuklanmasına ilişkin HDK’nin düzenlediği basın toplantısında konuşan demokratik kitle örgütleri,  PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın topluma önerdiği HDK’yi örgütlemek ve sonuna kadar  savunmak gerektiğine dikkat çekti.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Genel Merkezi’ne yönelik 3 Haziran tarihinde gerçekleşen polis baskını sonrasında HDK’li ve HDP’li 29 kişinin tutuklanmasına ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın da katılımıyla, HDK Genel Merkez binasında basın toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının yapıldığı salona, "Demokratik Toplum Demokratik Cumhuriyet için HDK'yi Savunuyoruz" pankartı asıldı. Toplantıya HDK Eş Sözcüleri Esengül Demir ile Cengiz Çiçek’in yanı sıra çok sayıda HDK bileşen ve temsilcileri, Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar ve HDP’li milletvekilleri katıldı.   ‘Seçim startı HDK operasyonuyla verildi’   İlk olarak söz alan ÖHD’li avukat Serhat Çakmak, dosyaya dair hukuki bilgilendirmelerde bulundu. Hafta içerisinde görüştükleri tutsak siyasetçilerin selamını ileten Serhat, “Bunun bir siyasi operasyon olduğunu, 2023’ün startının HDK operasyonuyla verildiğini iletti arkadaşlar” dedi.    Yine bir “şafak operasyonuyla” 40’a yakın HDP ve HDK’liler ile STÖ çalışanlarının gözaltına alındığını ifade eden Serhat, “Biz yine medyanın son dakika haberiyle haberdar olduk. Medyada çarşaf çarşaf bilgiler basına servis edildi. Biz bugün hukuku konuşmak isterdik, yaşananların hukuka aykırı olduğunu belirtmek isterdik. Maalesef bugün burada bundan bile bahsedecek durumda değiliz” şeklinde konuştu. Dosyada hiçbir delilin mevcut olmadığına vurgu yapan Serhat, “Bu, hukuki açıdan dosyanın çok da dikkate alınmadığını gösteriyor. Olmayan bir şeyi konuşmak çok da kolay değil. İspat hukukunun yer değiştirmiş olmasını gördük bu dosyada. Bu dosyada buna dair bir araştırma ya da değerlendirme yapma ihtiyacı bile duymamış ilgili makamlar” diye belirtti.   Kürtçe bilip bilmedikleri soruldu   Kolluğun hazırlamış olduğu tüm değerlendirmelerin hakimlikçe “değerlendirildiğini” aktaran Serhat, “Hakimin delil değeri açısından ilgilenmek istemediğini gördük. Dosyadan bihaber, 30 kişinin tutuklanmasına karar verdi. Bu hukuk garabeti olarak açıklanabilir” ifadelerini kullandı. Sorguda tüm siyasetçilere Kürtçe bilip bilmediklerinin sorulduğuna dikkat çeken Serhat, “Bu da ilginç olanlardan biri. HDK’nin Türkiye’de yaratmaya çalıştığı değişim ve gelişmelerin önüne ket vurmak, insanların örgütlenme haklarını engellemeye çalışmak temel gayeleri” vurgusunu yaptı.   ‘Biz Amed’de tutuklanan özgür basınız!’   Ardından söz alan HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek de 3 Haziran’da siyasetçilere yapılan baskını  “kumpas operasyonu” olarak tanımladı. AKP-MHP rejiminin “tek adam rejimini” ayakta tutmak için her yol ve yöntemi denediğini vurgulayan Cengiz,  iktidarın talan, gasp ve yalan rejimi haline geldiğini söyledi.  Cengiz, “Bu operasyonu hem siyasal soykırım olarak, hem de bu topraklarda farklı ezilen kimliklere dönük bir tasfiye operasyonu olarak da değerlendiriyoruz” dedi. “Bizden çok ciddi anlamda korkuyorlar ama unuttukları bir şey var. Bu karanlıkları yırtacak olan halkların demokratik iradesidir” diyen Cengiz konuşmasını HDK’yi tanımlayarak şu sözlerle sürdürdü: “Biz buradan HDK nedir sorusunu kendimizce tanımlayalım. Siz kimsiniz, biz kimiz? Önce sizi tarif edelim, siz Ensar Vakfı’ndaki cinsel istismar olayında ‘bir kereden ne olur’ diyenler, biz ise erkek egemen aklın katlettiği Pınar Gültekinleriz. Siz otellerde şatafat içinde yaşayan, karşılığında milyonluk ihaleler alan sözde gazetecilersiniz, biz ise Amed’de tutuklanan özgür basınız.   Siz İmralı’da hukuku askıya alanlarsınız!   Siz kimsiniz? Siyasi menfaatleriniz, özel savaş örgütlenmeniz için çeteleri hapishanelerden salıverenlersiniz. Biz ise faşistlerin gözünün içine çakmak çakmak bakan Sebahat Tuncelleriz. Siz kimsiniz biliyor musunuz? Siz Madımak’ta oteli yakanlar için ‘otelin etrafını saranlara zarar gelmedi’ diyenlersiniz. Biz ise Madımak’ta yanan halk ozanı Hasret Gültekin’iz. Siz kimsiniz biliyor musunuz? Siz yurttaşların tepesine savaş uçaklarıyla bombalar yağdıranlarsınız. Biz ise Roboski’deki Kürdüz. Siz kimsiniz, soruyoruz. Siz İmralı’da hukuku, en temel yasal hakları bile askıya alan ve Kadıköy’de yaptığı eylemle sizi yasallığa, en temel yasal haklara davet eden işkenceyle gözaltına alınan Roni Gören’iz. Siz halkın vekiline karşı küfür eden, hakaret edenlersiniz. Biz ise halkın vekili Saliha Aydeniz’iz.   Bizden korkun, cesareti ve umudu büyüteceğiz   Biz kimiz? Siz Meclis dediğinizde sadece TBMM anlarsınız. Onun karşısında halkın meclisi yapmaya çalışan HDP’yiz biz. Dahası var, bu ülkede biz demokratik cumhuriyetin, örgütlü toplumun gerçekleşmesi için programına komünleri meclisleri almış, demokratik toplum gerçekliğinden örgütlü halk gerçekliğinden hareket eden kalıcı demokratik dönüşümün ancak halk meclisleri eliyle mümkün olabileceğini, halkın kendi kaderini eline almadığı sürece mevcut rejimin demokrasiden yoksun bir rejim olduğunu söyleyenleriz. O yüzden korkunuz. Halkın meclislerinden korkunuz. Örgütlü halk gerçekliğinden korkunuz. Bu korkuyu büyütün. Ama biz de karşısında cesareti ve umudu büyüteceğiz. Biz Urfa’da Şenyaşar ailesiyiz, İzmir’de Deniz Poyraz’ız, Gezi’de Ali İsmail’iz, Newroz’da Zeynel Durmuş’uz. Evet siz karanlıksınız, biz aydınlığız. Siz bize, Türkiye halklarına, ezilenlerine, emekçilerine köleliği dayatanlarsınız. Biz ise özgürlük için mücadele yürütenleriz. Bunun içi baş eğmeyenleriz. Son sözümüzü inanarak söylüyoruz, siz çok kötüsünüz ve kaybedeceksiniz. Biz ise haklıyız ve mutlaka kazanacağız.”   Özlem Gümüştaş: Yine bildiğimiz yoldan gideceğiz   Daha sonra tutuklanan siyasetçilere selam göndererek konuşmasına başlayan Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş, “AKP-MHP bloğu en iyi bildiği yolu denemeyi sürdürüyor. O da ezilenlerin cephesine hukuki ve siyasi saldırganlığını sürdürmek, direnişi kırmak” ifadelerini kullandı. İktidarın elindeki son çare ve son yönetme biçiminin bu saldırılar olduğuna dikkat çeken Özlem, “İktidarın bu saldırısını çokça boşa çıkardık, yine bildiğimiz yoldan gideceğiz arkadaşlarımızın özgürlüğünün kazanan kadar. HDK-HDP’yi savunarak bu kumpas oyunlarını boşa çıkaracağız” dedi. HDK bileşeni sosyalistler olarak kamuoyuna seslenen Özlem, “AKP-MHP karşısında saflaşmak, durmak, tekil tekil direnişlerle yol almak yetmez. Aynı zamanda bu rejimden kurtulmak istiyorsanız ‘bize katılın’ diyen ama aynı çağrıyı yaparken faşist saldırganlık karşısında devrimci duruşla dikilen Saliha Aydeniz karşısında duranların barikatlarını da aşmak lazım. Bu barikat burjuva seçeneklerini açarak olacak. Bu, HDK ve HDP’dir. Ancak bu mücadele çizgisinde ortaklaşabilirsek, halkımıza yeni bir gelecek yaratabiliriz. Çağrımız budur” çağrısını yaptı.   ‘Sayın Öcalan’ın topluma önerdiği HDK’yi örgütlemeliyiz’   Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) PM Üyesi Atilla Özdoğan da, “AKP-MHP faşizmi dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalışıyor. Toplumun tüm kesimlerine aynı saldırganlıkla saldırıyor, sessizleştirmeye çalışıyor. Yapılacak şey belli, HDK’nin teorik olarak Sayın Öcalan tarafından topluma önerilmesinin ardından biz onu örgütleyemedik, ete kemiğe büründüremedik. Bu yüzden bu saldırılara maruz kalıyoruz. Elzem olan HDK’yi ezilenlerin ortak mücadele hattının mutlaka örülmesi gerektiğini, bunu da HDK’yi örgütleyerek bu saldırıları boşa çıkaracağımıza inanıyoruz” cümlelerini kullandı.    Seda Berzeg: Mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz   JINEPS Gazetesi yazarı Seda Berzeg ise saldırılara şaşırmadıklarını belirterek tüm kesimlere mücadele çağrısında bulundu. Saldırıların artarak devam ettiğini dile getiren Seda,  “İktidarın Üçüncü Yol karşısındaki kriminalize etmek karşısında elimizden geleni yapmak zorundayız. Mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz, güzel günlere…” şeklinde konuştu.   Kadriye Doğan: Varız, buradayız   Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, HDK’nin kim olduğu sorusuna, “Biz kimiz sorusu içerisinde inancı yok sayılan, değiştirilen, kendilerine benzetilmek isteyenler olanlar olarak bizler de buradayız” sözleriyle yanıt verdi. Özgür basının susturulmaya çalışıldığına değinen Kadriye, “Bu kadar hukuksuzluğun içerisinde sadece topluma gerçekleri yansıtan basın vardı. Onları da susturmak istediler ancak şunu unutuyorlar bizler varız. Yok saydıkları kadınlar, doğa severler, toplumun ezilen tüm kesimleri varız, buradayız. Örgütleneceğiz, birlikte olacağız, bu zor karanlık dönemi atlatacağız. Bir araya gelelim, birlik olalım, diri olalım, son vermek için tüm gücümüzle mücadele edelim” sözleriyle seslendi.   ‘Sonuna kadar HDK’yi savunmaya devam edeceğiz!’   Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAY-DER) kurucularından Yusuf İnal, “İktidar herkese saldırıyor. Biz sadece hakkın savunucusuyuz. Bu korkuları tarihin derinliklerinden biliyoruz. Hepimizin davası hakkın tecellisi, adaletin olması. Bizden korkuyorlar, korkacaklar ve gidecekler. Diğerleri gibi siyasi çöplüğe gömülecekler. Adalet, hak ve hepimiz için birleşmeliyiz” vurgusunu yaptı.   Roni Gören: HDK halkların Meclisidir   Ülkede direnen emekçiler ve gençler olduğuna değinen Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)İstanbul İl Eşbaşkanı Roni Gören de, “AKP’nin tüm baskılarına karşı direnen HDK var. HDK, emekçilerin meclisidir, İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınların meclisidir. Ekolojistlerin, kendi dili için mücadeleyi büyüten Kürtlerin meclisidir. HDK, bütün bu gerici güçlerden beslenen kocaman bir nehre dönüşmüştür. Kürtler özgürlük talebini, kadınlar, gençler mücadelelerini büyütürken HDK’yi savunuyor. Bu nehrin önüne herhangi bir barikat ya da baraj konması mümkün değildir. Sonuna kadar HDK’yi savunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.   Sevtap Aktağ: HDK ile bir araya gelmeye kararlıyız’   Daha sonra konuşan Kaldıraç üyesi Hakan Dilmeç, “Mücadele büyüyerek artacak, bizden çok egemenler biliyor bunu. Direnmekten başka yolumuz yok, HDK ortak mücadele zeminlerinden birisi. Hep beraber mücadeleyi büyüteceğiz” dedi. Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Sözcüsü Sevtap Akdağ da, “Umudu büyütmeye çalışıyoruz. Bu yolculuk Kürt halkının emeğinin yok sayılmasına karşı büyük mücadelelerle devam etti. Savaşa karşı barışı, mücadeleyi savunuyoruz. Bir adım geri atmayacağız. Sınır ötesi operasyonlarla tüm toplumsal kesimlere saldırıyorlar. HDK ile demokrasi güçleriyle bir araya gelmeye kararlıyız” şeklinde konuştu.   Celalettin Can: Birlikte mücadele edeceğiz’   78’liler Girişimi’nden Celalettin Can da tek çözümün mücadelede yer aldığının altını çizdi. Celalettin, “Bu korku iklimini, savaşı, tecrit politikasını, yoksulluğu ortadan kaldırmak için mücadele bayrağını yükseltmekten geçiyor” dedi. Yeşil Sol Parti üyesi   Çiğdem Özbaş: Birlikte değiştireceğiz   Çiğdem Özbaş ise HDK’ye dönük saldırıları, gazetecilere dönük tutuklamaları, tecrit uygulamasına karşı yapılmak istenen şiddetsiz eylemlerin polis zoruyla engellenmesini ağır hak ihlali olarak gördüklerini söyledi. Çiğdem, “Tüm bunları toplumsal barış için darbe olarak nitelendiriyor ve kınıyoruz. Mutlaka birlikte değiştireceğimize inanıyoruz” diye belirtti.   Esdip Arslan: Mücadele edeceğiz   Son olarak söz alan HDK Halklar ve İnançlar Meclisi üyesi Süryani Edip Arslan, toplantıya katılan herkesi başta Süryanice olmak üzere farklı dillerle selamladı. Barış istediklerini söyleyen Edip, “Burada çok rahatım, anadilim ve komşu dillerimi konuştuğum için. İki gün önce halkımın Sayfo Soykırımı’ndan geçirilmesinin yıl dönümüydü, ölenler için saygılarımı sunuyor, katiller için lanet ediyorum. Dostlarımızla beraber olduğumuz için HDK’ye bu saldırılar gerçekleştiriliyor. Birlikte mücadele edeceğiz” sözlerini kullandı.