İstanbul Sözleşmesi davası: Danıştay savcısı değişti 2022-06-14 11:20:07   ANKARA - Danıştay’da İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptali yönünde açılan davanın 3’ncü duruşması görülmeye başladı. Davada sözleşme feshinin iptali yönünde görüş bildiren savcı Aykut Kurt yerine yine sözleşmenin Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedilemeyeceğini belirten Danıştay savcısı Nazlı Yanıkdemir’in bulunması dikkat çekti.     Aralarında Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Eşitlik için Kadın Platformu (EŞİK), Türkiye İşçi Partisi (TİP) İlerici Kadınlar Derneği (İKK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Tarım, Orman Çevre ve Hayvancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen), İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yanı sıra çok sayıda dernek, çeşitli barolar ve kişiler olmak üzere toplam 17 başvurucunun İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptali talebiyle Danıştay’da açtığı dava Danıştay 10’ncu Daire’de görülmeye başladı.   Savcı değişti   İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptali yönünde görülen 3’ncü duruşmada daha önceki iki duruşmada fesih kararının iptali yönünde mütalaa sunan savcı Aytaç Kurt yerine duruşma salonunda, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “İstanbul Sözleşmesi Cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez” şeklinde mütalaa sunan savcı Nazlı Yanıkdemir’in bulunması dikkat çekti. Yüzlerce kadının katıldığı dava İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in başvurusuyla başladı. Ardından ise duruşma Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) başvurusuyla devam etti.   ‘Şiddet haberleri bitene kadar da mücadelemiz sürecek!’   TGS Kadın ve LGBTİ Komisyonu adına konuşan Ayşe Banu Tuna, “Bir kişinin kararıyla, bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıktığımızdan bu yana erkekler yaklaşık 500 kadını öldürdü. Tam 500 kadın… Bir yılda 500 yaşam söndü… Sayıları telaffuz etmesi kolay. Şu an burada, aramızda 500 kadının daha bulunduğunu hayal edin. Bizler hem kadın hem gazeteciyiz. Bugün Türkiye’de hem kadınlık hem de gazetecilik tehdit altında. Her gün tecavüze uğrayan, taciz edilen, dövülen, öldürülen kız kardeşlerimizin haberlerini yapmak istemiyoruz. Her gün, bir gün sıranın bize geleceği düşüncesiyle yaşamak istemiyoruz. Kadın cinayetlerinin, tıpkı ekonomi, siyaset, magazin gibi mesleki bir uzmanlık alanı olmasını istemiyoruz. Genç meslektaşlarımıza kadına yönelik şiddet haberlerinin nasıl yapılması gerektiğini öğretmek istemiyoruz. Bir erkek şiddeti haberi daha yapmamak için, İstanbul Sözleşmesinden vazgeçmiyoruz. Kadına yönelik şiddet haberleri bitene kadar da mücadelemiz sürecek!” dedi.   ‘Kadınlar haber öznesi erkekler tarafından şiddete maruz kalıyorlar’   Ardından söz alan TGS avukatı ise TGS’nin kamu yararı adına bu davayı açtığını söyledi. Kadın gazetecilerin maruz kaldığı zorlukları anlatan avukat “Kadınlar haber öznesi erkekler tarafından şiddete maruz kalıyorlar. Erkek meslektaşları tarafından küçümseniyor ve psikolojik şiddete uğruyorlar” diye belirterek sözleşmenin hukuki boyutuna değindi. Bu tür anlaşmaların feshedilmelerinin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle değiştirilmesinin mümkün olmadığını söyleyen avukat, sözleşmenin feshinin iptal edilmesi talebinde bulundu.   ‘Sözleşmeden çıkılmasın diyenlerin oranı yüzde 97’   Ardından yine TGS adına söz alan avukat Selin Nakıfoğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin hiçbir zaman tam anlamıyla uygulanmadığını söyledi. İktidarın, “Sözleşme zaten uygulanmıyor olmasın dahi iyi” anlayışında olduğunu ifade eden Selin, “KONDA Araştırma Şirketine göre, Sözleşmeden çıkılmasın diyenler olarak yüzde 97’yiz. Ama ne yazık ki irademiz dikkate alınmadı. İstanbul Sözleşmesi erkek şiddetini frenlemede bir imdat. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diye belirtti.   Kadınlar duruşma salonundan alkışlarını yükselterek, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceklerini ifade etti.   ‘Karar esastan reddedilmeli’   Ardından TİP adına avukat Yelda Koçak söz alarak değerlendirmelerde bulundu. Kararın esastan reddini talep eden Yelda, “Kadına yönelik şiddeti önleyici politikalar yürütmek müvekkil partimin görevidir. TİP, bu sözleşme sayesinde hakları korunan kadınlar tarafından kurulmuştur. Bu sözleşme kadın hareketinin bir kazanımıdır. Her yerde ‘Kadın cinayetleri politiktir’ diyoruz. Politikanın özneleri kimlerdir? Siyasi partilerdir. Bu nedenle buradan ‘TİP’in dava ehliyeti yoktur’ kararı çıkamaz” dedi.   Duruşma kadınların savunmalarıyla devam ediyor.