Andi Kocsondi: Kimyasal silah kullanımlarına karşı eylem planımız var 2022-04-30 09:07:01   Dilan Babat   ANKARA - Daha önce de Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük kimyasal silah kullandığı iddiaları için bölgede incelemede bulunan heyetin içerisinde yer alan Andi Kocsondi, kimyasal silah kullanımı iddialarına ilişkin bulundukları alanlarda uluslararası örgütleri harekete geçirmeye çalıştıklarını belirterek, iddialara ilişkin bir eylem planı hazırlayacaklarını kaydetti.   TSK’nın KDP işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ne bağlı Zap, Metina, Avaşin bölgelerine dönük 17 Nisan’da başlattığı operasyon 13'üncü gününde devam ediyor. Çatışmaların yoğun olarak devam ettiği bölgede HPG, Türkiye’nin alanlarda kimyasal silah kullandığına dair açıklamada bulundu. 23 Nisan 2021’de başlattığı operasyonda KDP’ye bağlı Gulan ve Zerewani güçleri ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve Roj peşmergelerinin takviyesine rağmen istediği şekilde ilerleyemeyen Türkiye’nin kimyasal silah kullandığı iddiaları yeniden gündeme gelmişti. Kullanılan kimyasal silah saldırısı sonucu 33 HGP’li yaşamını yitirmişti. Türkiye’nin kimyasal silah saldırılarına karşı Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) ile aydın, yazar ve sanatçıların da aralarında bulunduğu birçok kesimin yaptığı çağrılar üzerine sendikacı, gazeteci, yazarlardan oluşan İngiltereli bir heyet 28 Şubat- 8 Mart tarihlerinde Federe Kürdistan Bölgesi’nde incelemelerde bulunmuştu.    Daha önceki heyetin içerisinde yer alan ve bölgede incelemede bulunan Ulusal Denetimli Serbestlik Memurları Birliği ve Sendikalar Genel Federasyonu Yürütme Kurulu ile Öcalan için Özgürlük İnisiyatifi üyesi Andi Kocsondi, Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük saldırılarında yeniden kimyasal silah kullandığı iddiaları üzerine ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.   ‘Bu saldırı bizim için sürpriz olmadı’   Daha önce bölgeye gittiklerinde KDP’nin Türkiye ile birlikte hareket ettiğini söyleyen Andi, KDP’nin Türkiye’nin saldırılarını desteklediğini kaydetti. Andi, “Bunun da farklı sebepleri var ki biz heyet içindeyken orada görüştüğümüz yerel kaynaklar ve kuruluşlar KDP'nin geçmişte Türk devleti ile aktif olarak nasıl çalıştığını bizimle açıkça konuştular. Dolayısıyla bu saldırıyı destekleyeceklerini bildiğimiz için sürpriz olmadı. KDP liderinin saldırıdan bir hafta önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi de bu bilgiyi bir nevi destekler nitelikte. Ayrıca Bağdat'taki Irak hükümetinin bile bu operasyonu destekleyebileceği yönünde bilgi aldık ama bu şu anda doğrulanmadı. Bu yüzden şu anda kimin desteklediği ve gelecekte ne gibi eylemlerde bulunabileceği konusunda daha fazla bilgi toplamaya çalışıyoruz” dedi.   ‘Federe Kürdistan Bölgesi’ne bir heyet göndermek gündemimizde’   Türkiye’nin Garê operasyonunda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin bölgeyi ziyaret ettiklerini ancak henüz bu iddiaları teyit edemeden yeni iddiaların da gündeme geldiğini söyleyen Andi, kimyasal silah kullanımının gündemlerinde olduğunu kaydetti. Andi, “Evet, döndüğümüzden beri gündemde olan bir konuydu bu. Şu anda raporları yazma ve dağıtma sürecindeyiz, bu nedenle şu anda ne zaman gidileceğine ya da tam nereye gidileceğine dair somut bir planımız yok. Şu anda Federe Kürdistan'a tekrar bir heyet götürmek gündemimizde. Ama biliyorsunuz önceki gidişimizde de kimyasala maruz kalan bölgeye girmemiz KDP ve Bölgesel Hükümet tarafından engellenmişti ve bir oradan amaçladığımız gibi somut kanıtlarla dönememiştik. Bunun yanı sıra Türkiye'nin bombalama eylemleri de hala sürüyor ve bu da bölgeye girişi tamamen imkansız hale getiriyor. Yabancı bir heyetin oraya gidip kimyasal kullanımına dair kanıt toplamaması için tüm olanaklar seferber edilmiş durumda diyebiliriz. Dolayısıyla bu alanlara erişim sağlamak gerçekten zor. Ama yine de bu zorlukları aşmak ve oradan kanıt toplamak öncelikli hedefimiz olmaya devam ediyor. Çünkü uluslararası örgütleri ve hükümetleri baskılamak için kanıta ihtiyacımız var” diye belirtti.    ‘Birleşik krallıklarla iletişim kurmaya çalışıyoruz’   Kimyasal silah kullanımı üzerine delegasyon üyeleri ile birlikte sürekli toplantı aldıklarını dile getiren Andi, grupta olan birçok insanın farklı insan hakları örgütüyle iletişime girdiğini kaydederek, “Çünkü şu anda onlardan büyük bir sessizlik var ve bu oldukça hayal kırıklığı yaratıyor. Bu yüzden iyi bilinen ve insan hakları hareketlerini destekleyen farklı örgütlerle yeni bağlantılar kurmaya çalışıyoruz. Bu eylemlerden biri, diğeri hem İngiltere’deki heyetten hem de Güney Kürdistan heyetinden tüm milletvekilleri, dost Parlamento Üyeleri, Galler Meclisi, İskoç Parlamentosu kısaca tüm Birleşik Krallık'ta temas kurmaya ve farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Onlara olanı biteni direkt mektuplar aracılığıyla anlatıyoruz. Yani düz bir basın metni yazıp bir kez okuyup konuyu kapatmayacağız. Tüm ilgili kişi ve kurumlara teker teker ulaşmaya çalışıyoruz. Yazılı olarak ya da yüz yüze. Bu şekilde daha fazla dikkat çekeceğimizi ve desteklerini alabileceğimizi düşünüyoruz. Bunun yanı sıra sendikalarla görüşüyoruz. Ben biliyorsun Sendikalar Genel Federasyonu Yürütme Kurulu üyesiyim. Ben ve yine yürütme kurulu bir meslektaşım, John McGowan, ki o da Federe Kürdistan'a gelen heyetin bir üyesidir, Sendikalar Genel Federasyonu üyeleri ve onlarca farklı sendikayı bilgilendirme görevini üstlendik. Federasyon ayrıca İmralı Heyetimizi de destekliyor. Bir dahaki yönetim kurulu toplantısında da gündemde olacak her iki heyetin çalışmaları da. Her iki heyetten gelen raporlar bu toplantıda masaya yatırılacak” ifadelerini kullandı.    Kapsamlı rapor Mayıs ayında yayınlanacak   Kimyasal silah kullanımı üzerine hazırladıkları raporda, Birleşmiş Milletler, AB ve NATO da dahil olmak üzere tüm hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların acil önlem alması gerektiğine dair bir çağrılarının da yer aldığına dikkat çeken Andi, “Heyet'in bir çağrısı da, sorunu çözmek için silah kullanmak yerine, Türkiye'nin askerlerini çekmesi ve fiilen bir siyasi barış müzakeresine oturması. Bunun üzerine bir eylem planı yapacağız. Bu eylem planına OPCW ile ilgili girişimler de dahil elbette. Heyet üyelerimizden birisi üzerinden bir görüşme talebinde bulunduk, resmi bir e-mail gönderdik, görüşmenin sağlanması için tüm resmi yolları denedik ama henüz OPCW'dan bir dönüş almayı başaramadık. Bunun yanı sıra Birleşik Krallık'ta bu konu üzerine bir konferans düzenleme girişimlerimiz var. Bu yaz gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Şu anda her iki heyetin raporları da yazım aşamasında. Federe Kürdistan'a ilişkin bir ön rapor hazırlamıştık biliyorsunuz. Kapsamlı rapor ise Mayıs ayı ortasında yayınlanacak. Süreç ne yazık ki çok yavaş işliyor” sözlerine yer verdi.