Fatma Kurtulan: Mahpuslar ölüyor öldürülüyor ‘intihar’ deniliyor 2022-04-20 13:02:57   ANKARA - HDP Meclis İnsan Hakları Komisyon üyesi Fatma Kurtulan ve HDP’li milletvekilleri geçtiğimiz günlerde cezaevlerine gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin yaptıkları toplantında, cezaevlerinin genelinde ihlallerin yaşandığını belirterek, cezaevlerinde tutsakların öldürüldüğünü ama “intihar etti’ denildiğini belirtti.   Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekili Fatma Kurtulan ve HDP’li milletvekilleri Serpil Kemalbay, Oya Ersoy ve Habip Eksik, cezaevlerinde yaptıkları inceleme ve görüşmelerin sonucuna ilişkin Meclis’te basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Fatma, cezaevlerine yaptıkları ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.   Ziyaretler   HDP milletvekilleri, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD),  İnsan Hakları Derneği (İHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve barolardan avukatların da dahil olduğu bir heyet ile İzmir Kırklar, Iğdır S Tipi, Patnos ve Van Yüksek Güvenlikli cezaevlerine ziyaret gerçekleştirdiklerini söyleyen Fatma, cezaevleri yöneticileri ve savcılar ile görüşmeler için talepte bulunduklarını, hasta ve infazı yakılan tutsakların tahliye edilmesi için “Adalet Nöbeti” tutan aileler ve barolara ziyaret gerçekleştirdiklerini kaydetti.   İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi   İlk olarak ziyaret edilen İzmir Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne dair konuşan Fatma, kelepçeli muayenenin bir işkenceye dönüştüğünü belirtti. Hastane sevklerinin çok geç yapıldığını, havalandırma ve özel yaşam alanlarını gözetlemeye dönük kamera sisteminin ısrarla dayatıldığını dile getiren Fatma, “Söz konusu uygulamaya karşı haklı protesto eylemleri keyfi cezalara, disiplin cezalarına maruz kalmalara neden oluyor. Sık sık odaların aranması ve eşyaların keyfi olarak dağıtılması ve kötü muamele uygulandığına dair bilgiler geldi. Eşya ve kitap kısıtlamasının keyfi olarak sınırlandırılması, sosyal aktivitelerden hiçbirinden yararlandırılmama gibi tutukluların şikayetleri oldu. Daha önce bu cezaevinde talepler için bir açlık grevi vardı. İnsan hakları kurumlarının devreye girmesi ile açlık grevi sonuçlanmıştı. Ancak, tutukluların beyanları yeniden bu uygulamaların daha da boyutlanarak devam ettiği yönündedir” dedi.   Iğdır S Tipi Cezaevi   Iğdır S Tipi Cezaevi müdürü ile görüştüklerini söyleyen Fatma, görüşmelerini şöyle anlattı: “O cezaevinde bir ayda peş peşe iki şüpheli ölüm yaşandı. İkisinin de intihar ettiği söylendi. Ancak yaptığımız tespitlerde bunlardan birisi Sezer Alan, diğeri Sinan Kaya idi. Sezer Alan’ın öncesinde ailesini aradığı ve işkence kötü muameleye maruz kaldığını, 2 gündür idrarından kan geldiğini ve ‘Kendimi öldüreceğim. Ölümümden grup amiri ve cezaevi yönetimi ile kurum öğretmeni sorumludur’ şeklinde ailesiyle paylaştığı yönünde bilgiler vardı. Bunun şüpheli ölüm olduğunu istişare ettik. Her ölümün şüpheli olduğunun ve sorumlunun idare olduğunun, Adalet Bakanlığı Tevkifevleri Genel Müdürlüğü olduğunun altını çizmek isteriz. Aynı cezaevinde uzun süredir aylara varan bir açlık grevine giren bir mahpus var. Hogır Batu’nun, bu cezaevinde yaşanan tüm hukuksuzluklara dair kendi insani taleplerini karşılamadığını beyan ederek bedenini açlığa yatırdığı duyumunu aldık. Gittiğimizde bunu teyit ettik ve bizden kısa bir süre önce Hogır Batu’nun açlık grevini sonlandırdığı bilgisini aldık. Yaptığımız tespitlerde temel sorunların tedaviye erişim ve kelepçeli muayene olduğunu tespit ettik.”   Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi   Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gittiklerini ve cezaevi yetkilileri ve savcının kendileriyle görüşmediğini dile getiren Fatma, avukatların cezaevini ziyaret ettiklerini ifade etti. Yapılan görüşmelerde oluşturulan raporda, son infaz yasası ile birlikte keyfi infaz yakmaların olduğunu kaydeden Fatma, “Oda değişimleri, kitap kotası, hiçbir Kürtçe kitabın verilmemesi, yemeklerin kötü olması, hapishanenin eski yapı olması, depremde oluşan çatlakların giderilmediği ve bu çatlaklardan hava akımı geldiği üşüdükleri belirtildi. Berber, terzi, fotoğraflar gibi hizmetlerden yararlanamadıklarını söylediler. Mektupların çok geç verildiğini söylediler. Sık sık sürgünlerin yaşandığı ve en büyük problemin bu olduğunu söylüyorlar. İstekleri dışında sevklerin çok ağır olduğunu, en büyük hak ihlali olduğunu belirttiler. Bu durum hem kişiye hem de ailesine dayatılan bir yöntem olarak önümüzde duruyor. Hastane sevklerini geç yapıldığı, hasta mahpusların tedaviye erişemedikleri, en belirgin sorunların başında geliyor” ifadelerini kullandı.   Patnos Cezaevi: Darp ve ayakta sayım dayatmaları   Fatma, birçok hak ihlali haberi ile gündeme gelen Patnos Cezaevi’ne dair de konuştu. Cezaevi müdür ve savcısının tüm taleplerine rağmen kendileriyle görüşmediğini aktaran Fatma, cezaevinde “darp ve ayakta sayım dayatmalarının olduğunu, ayakta sayımı kabul etmeyen tutsaklara ise işkence uygulandığını dile getirdi. Fatma, “Mahpuslarından Bilal Valahan’ın giden heyete verdiği bilgilere göre yaralanan tutukluları gördüğünü biliyoruz. Bilal Valahan, iki kolu kırılmış ve alçılı halde görüldü. Ferit Taşcı’nı bilek, boyun ve kolunda morartı ve darp izi olduğu görüldü. Vedat Kalın’ın sırtında cop izi ve morluklar ile boynunda morartı bulunduğunu tespit ettik. Yine Patnos Cezaevi’nde hasta mahpuslar en temel sorunlardan biri. Her yerde, eş zamanlı tüm uygulamaların işkenceye varan boyutta her yerde yapıldığı sonuca varıyoruz. Tedaviye erişim sıkıntılı, sevk talepleri reddediliyor, sıcak su yetersiz, TV kanalları sınırlı ve istedikleri gazeteler verilmiyor. Daha çok Yeni Yaşam, Evrensel gibi gazetelerin girişi engelleniyor” şeklinde konuştu.   Ferhan Yılmaz işkence ile katledildi   Yaptıkları çalışmalara ve sorunların takipçisi olmaya devam edeceklerine işaret eden Fatma, şöyle devam etti: “Sadece ziyaret ettiğimiz cezaevlerinde sorunlar yaşanmıyor, aynı zamanda gündeme gelen ve yetkililerin değişik beyanda bulunduğu Silivri 5 Nolu Cezaevi’nde Ferhan Yılmaz adlı tutuklunun ölüm haberini aldığımızda Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün yaptığı açıklama ve paylaşımlar tamamen gerçek dışıdır. Söz konusu iddialar iyi niyetten uzak, algı oluşturmaya yöneliktir, tam bir AKP klasiğidir. Yapılan hak ihlalleri karşısında takındıkları tavır budur. Silivri Cumhuriyet Savcılığı tıbbi müdahale sırasında oluşacak semptomlar dışında darp, cebir, kesici ve delici alet izine rastlandı diye açıklama yaptı. Daha vahimi Adalet Bakanlığı kalp durması nedeniyle vefat ettiğini açıkladı. Ancak daha sonra baktık ki; kamuoyuna yansıyan görüntülerde de Ferhan Yılmaz’ın yüzünün şiş, dudaklarının patlak, gözlerinden kan aktığını, burnunun kırık halde olduğunu hastane görüntülerinden gördük. Anladık ki Ferhan Yılmaz orada işkence ile katledildi. Daha sonra da orada tutuklu Halil Kesal’ın annesi de oğlunun İzmir 1 Nolu F Tipi’ne gönderildiğini, dün yaptığı ziyarette ise çocuğunun özellikle bir kolunda 7, bir kolunda 5 dikiş olduğunu, darp edildiğini ve işkenceye maruz kaldığını, çocuğunun ve ölen Ferhan Yılmaz’ın işkence ile katledildiğini beyan ettiğini kamuoyu ile paylaştı.”   Adalet Bakanlığı’na çağrı   Dün Meclis Gruplarına Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER) yöneticileri ile çocukları için “Adalet Nöbeti”nde olan ailelerin ziyaretler gerçekleştiğini anımsatan Fatma, “Tekirdağ 2 Nolu, Silivri, Maltepe ve Düzce cezaevlerinde de buna benzer hak ihlallerinin olduğunu grubumuz ile paylaştılar. Kelepçeli, muayene, ayakta sayım, infaz yakma, hasta tutukluları ölüme terk etme gibi durumlarla tutukluların karşı karşıya olduğunu belirttiler. Bunun için ziyaret gerçekleştirdiklerini ve bu konuda bir çalışma yapılması taleplerini ilettiler. HDP Grubu olarak, tüm vekillerimiz ve partimiz olarak, cezaevlerine yönelik hak ihlallerini AKP’nin ısrarla inkar etmesine rağmen, gözlemlediğimiz işkenceyi teşhir etme ve giderme çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Adalet Bakanlığı’na da bir sözümüz olacak. Yaptığımız ziyaretlerdeki tespitler bunu çok net doğruluyor, cezaevlerine savaş açmış durumdasınız. Mahpuslar işkence altında, büyük hak ihlalleri yaşanıyor, mahpuslar cezaevlerinde ölüyor, öldürülüyor, intihar etti deniliyor. Başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere bütün hak ihlallerini durdurun” diye konuştu.