Oya Ersoy: Aysel’i yalnız bırakmayalım 2022-04-17 09:01:02     VAN - Aysel Tuğluk’un yakın dönem ve isim hafızasının kaybolduğunu söyleyen HDP Milletvekili Oya Ersoy, Aysel’in kendisine gönderilen dayanışma mektuplarından mutlu olduğunu aktararak, “Sosyal dayanışma ağı başlatalım ve her aklımıza geldiğinde bir kart dahi olsa gönderelim” dedi.    Türkiye cezaevlerinde artan işkence uygulamaları ile tutsaklar ölüme sürüklenirken, annesinin ölümünün ardından yakalandığı Demans hastalığı ile temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma gelen Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumu ağırlaşıyor. Kandıra Cezaevi’nde tutulan Aysel Tuğluk’u 6 Nisan tarihinde ziyaret edenlerden biri olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.   Cezaevlerinin bu ülke için her zaman “kanayan yara” olduğunu söyleyen Oya, 98 yılından bu yana ülkede hayata geçirilen cezaevlerinin birer “tecrit odası” sistemiyle yapıldığını ve tutsakların çok ağır koşullarda kaldığını belirtti. Cezaevlerindeki baskı ve saldırıların tutsakların yaşamını yitirmesine ya da ağır hasta tutsak olmasına zemin hazırladığını kaydeden Oya, “Biz dışarıda nefes alamıyorsak, en ufak bir hak mücadelesi polis, jandarma müdahalesiyle sonuçlanıyorsa, bunun bir de cezaevindeki hali daha da ağır oluyor. Pandemi de bahane edilerek tecrit üstüne tecrit yaşatılıyor. Tutsakların sahip olduğu haklar pandemi gerekçesiyle gasp ediliyor. Tutsaklar ortak etkinlik alanlarına çıkarılmıyor, tek kişilik hücrelere konuluyor, aile görüşleri sağlanmıyor, açık görüşlerde tutsaklar ince aramalara tabi tutulmaya çalışılıyor ve tutsaklar buna karşı çıkınca da görüşe çıkarılmıyorlar” diye aktardı.    ‘Aysel’in vicdanı yaşananları kaldırmadı’   Tüm bu ihlaller ve baskılar ışığından Aysel’e de değinilmesi gerektiğini belirten Oya, Aysel’in bir hak savunucusu ve hukuk mücadelesi yürüten biri olduğunu ifade etti. Oya, AKP iktidarının siyasetle yenemediği, baş edemediğini bahanelerde cezaevine koyduğunu dile getirerek, “Aysel Tuğluk da AKP’nin yenemediği onlarca kişiden biridir. Düşüncelerinden ve yürüttüğü siyasetten dolayı şuan cezaevinde tutuluyor. Tutukluluğunun ilk yılında annesini kaybetti ve annesinin mezarına, cenazesine yapılanları vicdanı kaldırmadı. Aklı, kalbi yaşananları kabul etmedi ve sonucunda da Demans hastalığına yakalandı. Hem tecrit hem de pandemi koşulları Aysel’in hastalığının ilerlemesine neden oldu. Meclis Başkan Vekilimiz Meral Danış Beştaş ile birlikte Kandıra Cezaevi’nde kendisini ziyaret ettiğimizde bunu çok daha net gözlemleyebildik. Hastalık Aysel’in hareketlerini fiziki olarak zayıflatıyor ve cezaevi idaresi de bunun farkında. Adli Tıp Kurumu da farkında ama saraydan gelen talimatla Aysel cezaevinde tutuluyor. Bizim mücadelemiz başta Aysel olmak üzere cezaevlerindeki tüm hasta tutsakların serbest bırakılması içindir. Tüm kurumlarla beraber bu mücadeleyi büyütmeliyiz” sözlerine yer verdi.    ‘Yakın dönemi hatırlamıyor’   Aysel’in yakın dönem hafızasının silindiğini ve çok az şey hatırladığını kaydeden Oya, cezaevine Aysel’i görmeye gittiği sırada “Acaba beni tanıyacak mı” tedirginliği yaşadığını dile getirdi. Oya, “Bizimle ilgili tüm geçmiş anıları hatırlıyor. 90’lı dönemleri, onu cezaevinde ziyaretlerimi hatırlıyor. Ancak yakın tarihteki çalışmalarımızı hatırlamakta zorluk yaşıyor. 2 hafta önce kendisini ziyaret eden arkadaşlarımızı hatırlamıyor. İsim hafızası tamamen ortadan kalkmış durumda. Sorduğumuz sorulara karşı dalgın, durgun oluyor ve uzun uzun düşünüyor. Cevap vermekte zorlanıyor. ‘Günün nasıl geçiyor’ sorusuna karşı bir süre düşündü ancak sonra kitap okuyamadığını söyledi. Haber takip edemiyor. Yıllardır siyaset yürüten, mücadele eden bir kadındır Aysel. Bu yüzden haber takip edememek, kitap okuyamamak onu fazlasıyla üzüyor. Siyasetten ve gelişmelerden uzak kalmak onu ruhsal oluyor zorluyor. Koğuşa gidiş gelişlerinde gardiyanlar yön gösteriyor, yolu tek başına bulmakta zorlanıyor çünkü” ifadelerini kullandı.    ‘Aysel’e mektup yazın’ çağrısı   Oya, Aysel için dünyanın ve ülkenin dört bir yanında dayanışma gösterildiğini söyleyerek, Aysel’in kendisine yapılan ziyaretlerden ve gönderilen dayanışma mektuplarından da mutlu olduğunu kaydetti. Oya, “İsim olarak hatırlamakta zorlansa da mektupları ve ziyaretlerin olduğunun farkında ve bunu söylerken gözlerinin içi parlıyor. Yalnız kalmadığını hissediyor. Bu nedenle aslından buradan çağrıda da bulunmak istiyorum. İlla belli bir tarih, önemli bir gün olmasına gerek yok, her aklınıza geldiğinde iki satır bir yazı dahi yazıp gönderirseniz ya da bir kart postal, Aysel’i yalnız bırakmamış olursunuz. Tecrit dayatılarak arkadaşlarımız yalnızlaştırılmaya çalışıyor. Biz sosyal bir dayanışma ağı ile buna karşı mücadele edebiliriz. Aysel’i ve arkadaşlarımızı bu şekilde yalnız bırakmamış oluruz” dedi.    ‘Mücadele etmeliyiz’   En çok da kadınların Aysel’i hiç yalnız bırakmadığına işaret eden Oya, Aysel’i kadın dayanışmasıyla özgürleştireceklerini vurguladı. Oya, “Aysel’in en büyük şanslarından biri de arkadaşlarıyla birlikte kalıyor olması. Şuan Gültan Kışanak ile aynı koğuşta kalıyor, bu ayın sonunda Figen Yüksekdağ’ın koğuşuna götürülecek. Günlük temizliğini yapma ve yemek yeme alışkanlığını kaybetmiş. Tüm bunları beraber kaldığı arkadaşları hatırlatarak yaptırıyor. Arkadaşlarıyla yaptığımız görüşmede Aysel için ‘aynı soruya günden 20 kere de sorsa, aynı şeyi 20 kere de anlatsa ilk defa duyuyormuş gibi cevaplıyor ve sohbet ediyoruz. Hastalığını ona hissettirmemeye çalışıyoruz’ diye anlattılar. İçerde Aysel gibi yüzlerce tutsak var. Bu nedenle hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor” diye ifade etti.    ‘Direnenlerin tarihi’   “Kimse ‘ülkenin sahibi biziz, istediğimizi yaparız’ diye düşünmesin” diyen Oya, tüm bu hukuksuzluklara karşı topyekün mücadele edeceklerini söyledi. AKP’nin hak ihlalleri ve baskı konseptine karşı tutsakların can güvenliği, sağlığı ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için tüm çabayı göstereceklerini ekleyen Oya, “Bu ülkenin tarihi faşizme karşı direnenlerin tarihidir. Ne içeride ne dışarıda tutsakların yaşamını hiçe sayacak hiçbir girişime göz yummayacak ve izin vermeyeceğiz” diye konuştu.