Silivri’de intihara sürüklenen tutukluların aileleri çocuklarından haber alamıyor 2022-04-13 09:56:35     İSTANBUL - Silivri’de gardiyanların baskısı ve işkencesi sonrası intihara sürüklenen 6 tutuklunun aileleri çocuklarından henüz haber alamazken, can güvenliklerinden endişe ediyor. HDP’li vekil Züleyha Gülüm ise biran önce bir heyetin cezaevine giderek inceleme yapması gerektiğini söyledi.     Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde gardiyanların tutsaklara sistematik işkence uyguladığı, 6 tutsağın intihara sürüklendiği ve bunun sonucunda da Ferhan Yılmaz adlı tutuklunun hayatını kaybettiği Halil Kasal’ın ise yoğun bakımda tedavisinin sürdüğü ortaya çıkmıştı. Tutukluların telefon aracılığıyla ailelerini araması ve ailelerin bunun üzerine gerek savcılık gerekse de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’ne başvurmaları sonucu kamuoyuna duyurulan olayın ardından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları cezaevine önceki gün ziyaret gerçekleştirdi. ÖHD, tutsakların anlatımlarını kamuoyu ile paylaşarak işkencenin boyutunu ve tutsakların neler yaşadıklarını gözler önüne serdi.   Zorla sevk edildiler   Öte yandan durumun duyulması üzerine intihara sürüklenen tutsaklardan Coşkun Ağca’nın İzmir 2 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’ne ve yoğun bakımda olan Halil Kasal’ın da zorla ambulansla İzmir’e sevk edildiği bilgisi paylaşıldı. Aileleri ise intihara sürüklenen Coşkun Ağca, Tolga Okçu, Abdulmenal Çetin, H. Masal ile Ali adlı tutuklulardan günlerdir haber alamıyor.   ‘Oğlumun canı tehlikede’   8 Nisan günü oğlundan “Anne gardiyanlarla kavga ettik, canımız tehlikede” ifadelerine yer veren bir telefon konuşmasının yaşandığını aktaran Abdulmenal Çetin'in annesi Avniye Çetin, o günden beri oğlundan herhangi bir haber alamadığını paylaştı. Savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak henüz herhangi bir dönüş alamadığını dile getiren Avniye, “Oğlum beni aradığında yaşananları anlatmak istedi ancak sürekli telefon hattını kesiyorlardı. Oğlumun canı tehlikede, beni aradığında ‘anne buradan cenaze çıkacak, haberiniz olsun’ dedi. Eğer başına bir şey gelirse kıyametleri koparırım. Çocuklarımıza bunu yapanlardan şikayetçiyiz.  Partimizden de rica ediyorum onlara sahip çıksınlar. Ölümün çıktığı cezaevinde kalmak istemiyorlar. Ve oğlumun oradan sevk edilmesini istiyorum”  ifadelerini kullandı.   ‘Devlet çocuklarımızı, Kürtleri öldürüyor’   Özel savaş politikaları ile Kürt gençlerinin uyuşturucu bataklığına çekildiğini ve bu politikadan kaynaklı gençlerin cezaevlerine girdiğine işaret eden Avniye, “Bundan dolayı devlet çocuklarımızı, Kürtleri öldürüyor” ifadelerine yer verdi. Avniye, “Artık dayanamıyoruz. Beş gündür gözlerimiz kan ağlıyor. Devlet bilerek bu pisliği, Kürt gençlerinin arasına sokarak gençlerin beyinlerini yıkıyor. Ben sadece kendi oğlum için değil bütün Kürt gençleri için söylüyorum bunları. Bizim artık buna karşı sesimizi çıkarıp dur dememiz gerekiyor” diye belirtti.   Günlerdir haber alamıyor   Cuma gününden beri hiçbir şekilde oğlundan haber alamadığını söyleyen Coşkun Ağca’nın annesi Fatma Ağca da oğlunun hayatından endişe ettiğini belirtti. Fatma, “Cuma günü cezaevine gittim ve durumu sorduğumda bana herhangi bir şeyin olmadığını aktardılar. Ardından hastaneye gittik ve orada da çocukların isimlerini sorduğumuzda öyle bir olayın yaşanmadığı hastanede sadece bir mahkumun olduğunu onun da mide ağrısından getirildiği söylendi. Çocuğumdan Cuma gününden beri haber alamıyorum. Buradan devlete sesleniyorum, bizi çocuklarımıza ulaştırsın. Biz bir haftadır bitmiş durumdayız. Yemek yiyemiyoruz, yatamıyoruz. Biz çocuğumuzu büyüttük devlet işkence yapsın diye mi?” şeklinde konuşarak tepkisini gösterdi.   ‘Karanlık odada çırılçıplak işkence ediyorlar dedi’   Oğlunun cezasının bittiği halde infazının yakıldığını paylaşan Fatma, “Benim çocuğumun infazı yakıldığı için cezaevinde yatıyor. Benim çocuğum bana ‘bizi karanlık odaya alıp çırılçıplak edip orada dövüyorlar, işkence uyguluyorlar’ dedi. Biz bu çocukları devlet için doğurup, büyütmemişiz.  Biz hastane ya da cezaevine gittiğimizde bize böyle bir şeyin olmadığını söylüyorlar o zaman neden cezaevinden cenazeler çıktı. Neden bize yalan söylüyorlar. Belki bizim çocuklarımıza da hastanede yatıyor bize bir şey söylemiyorlar. Biz öldük, tükendik, bittik. Çocuklarımıza sahip çıksınlar bizi çocuklarımızla görüştürsünler” şeklinde konuştu.   Tevkif evleri yalanladı, cezaevinden cenaze çıktı   Silivri Cezaevi’nde ayın altısında gardiyanların bir tutukluya tokat atması üzerine bir tartışmanın çıktığını ve olayların böyle cereyan ettiğini hatırlatan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de yaşananlara dair şu bilgileri paylaştı: “Tartışmanın ardından 5-6 kişilik bir mahpus grubu başka yere götürülüyor ve orada ağır işkenceye maruz kalıyorlar. Bize Cuma günü itibariyle mahkumların bir kısmının hastaneye kaldırıldığı bilgisi verildi. Biz de bu olaydan sonra cezaevi idaresini aradık ve böyle bir şeyin olmadığı söylendi. Ama arkasından aileleri ile telefon görüşmesi yapan mahpuslar kendilerine ağır işkence yapıldığını, orada intihara zorlandığını, sakallarının yolunduğunu, üzerlerine postallarla basıldığını gibi işkenceler yapıldığını aktarmışlar. Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü bunları yalanlıyor ama ayın 8’inde Ferhan Yılmaz’ın ailesi aranıyor ve çocuğunuz yoğun bakımda deniliyor. Ve arkasından da Ferhan Yılmaz hayatını kaybediyor.”     İntihara sürükleme cezaevi politikası   Diğer tutuklu ailelerin de çocukları ile herhangi bir iletişim kuramadığını dile getiren Züleyha, böyle bir durumun yaşandığı bir cezaevinde aileler ve tutukluların iletişime geçmesi gerektiğini belirtti. Ailelerin panik halde olduğunu dile getiren Züleyha, “Çocuklar telefon görüşmelerinde ‘bizi kurtarın, ya onlar bizi öldürecek ya da biz kendimizi öldürmek zorunda kalacağız’ diyorlar. Bu yaşananlar aslında cezaevinde bir bütün olarak son süreçte yaşananları bir parçası. Olay adli mahpuslar arasında oluyor ama bütün cezaevlerinde benzer sıkıntılar yaşanıyor. Yani bütün cezaevlerinde intihara teşvik edildiğine dair ciddi iddialar var. Sürekli mahpuslara ‘siz daha kendinizi öldürmediniz mi?’ gibi cümleler yaygınlık kazanmaya başladı. Vedat Erkmen, Garibe Gezer meselesinde intihara hangi koşullar sürüklendi onları neden intihar etmek zorunda kaldılar bu araştırılmadı ve devlet soruşturmaları kapattı. Şimdi benzer bir vaka adli mahpusların arasında da yaşanıyor ve üstünün örtüleceği, bir kez daha cezasızlık politikasının uygulanacağına dair kaygımız var” dedi.   Heyet gönderilmeli   Tutsaklara yönelik düşman siyaseti uygulandığına işaret eden Züleyha, “Artık sadece siyasileri değil adlileri de kapsadı ve bütün cezaevlerine yayıldı. Şu anda Silivri'de 5 No'lu da yaşananlar artık katlanılmaz bir duruma gelmiş durumda. Mahkumlar artık bizi kurtarın diye feryat ediyor. Buna bir an önce Adalet Bakanlığı'nın, Cezaevi Genel Müdürlüğünün müdahale etmesi gerekiyor. Yalan diyerek işin içinden çıkılamaz. Cezaevlerinde yaşanan her olaydan kendileri sorumlu. Dolayısıyla bir an önce bir heyet göndermeli ve olan biteni araştırmalı. Ne olduğunu tespit etmeli ve sorumlular hakkında cezai yaptırım uygulamalı” diye konuştu.