Emniyetin arayarak tehdit ettiği kadınlar mücadeleyi büyütme kararlılığında 2022-03-31 09:05:25     Öznur Değer   ANKARA - 8 Mart’a katıldıkları için Ankara Emniyeti tarafından aileleri aranan kadınlar yaşadıkları hukuksuzluğu kabul etmediklerini ve erkek şiddetine, anlayışına karşı daha güçlü mücadele etmeye devam edeceklerini vurguladı.   8 Mart Dünya Kadınlar Günü tüm dünyada kadınların mücadelelerini büyüttüğü bir gün oldu. Tüm baskı, şiddet ve gözaltı operasyonlarına rağmen 8 Mart’ı kitlesel kutlayan kadınlar üzerinde emniyet baskısı da devam ederken, bunun yoğun yaşandığı kentlerden biri Ankara oldu. Kadınların direniş ve mücadelesi karşısında baskı politikalarını devreye koyan Ankara Emniyeti, 8 Mart’a katılan birçok kadını ve ailesini arayarak tehditlerle korku atmosferi yaratmaya çalıştı. Emniyetin bu tür politikalarının eskidiğini ifade eden kadınlar ise mücadelelerinden geri adım atmayacaklarını ifade ediyor.   Kadın Savunma Ağı ve Mor Dayanışma üyesi kadınlar da aileleri ve kendileri polislerce aranan kadınlar arasında.   ‘Yanlış yolda ilerliyorsunuz!’   Ankara Emniyeti’nde görevli bir polis kadın tarafından arandığını belirten Mor Dayanışma üyesi Yağmur Demirel, 8 Mart’ta kadınların ülkenin dört bir yanında öfkeleriyle sokakta olduğunu ifade etti. Yağmur, kadınların sokakları terk etmeyeceğini belirterek, Ankara Emniyeti’nin yıllardır sürdürdüğü baskı ve zulüm politikasına devam ettiğini kaydetti. Yağmur, “8 Mart’a katılmış olan, özellikle ön saflarda yer almış olan kadınların ailelerini ve kendilerini şiddet, taciz yöntemiyle aradı. Arananlardan biri de bendim. Resmi bir numara ile değil şahsi bir numara ile aradılar. Arayan kişi bir kadın polis olduğunu ve kahve içmeye davet ettiğini söyledi. Ardından ise yanlış bir örgüt içerisinde olduğumu, yanlış bir yolda ilerlediğimi, bulunduğum kadın örgütünün görünen yüzünün bu olmadığını ve bunun kulağa su kaçıran küçük bir operasyon olduğunu ifade etti” şeklinde anlattı.   ‘AKP’den güç alınarak kadınlar taciz ediliyor’   Yapılan görüşmede psikolojik bir savaş verildiğini söyleyen Yağmur, arayan kişinin aradıkları kişinin nerede çalıştığını, ne iş yaptığını, nelerden korktuğunu bilerek aradığını aktardı. Ailesi aranan arkadaşlarının da korkularının, aile baskısı olduğu bilinerek arandığını sözlerine ekleyen Yağmur, “Bizim gibi çalışan kadınlarda da ekonomik krizin yarattığı süreçten dolayı işimizin en önemli faktör olduğu bilinerek arandık. Görüşmeyi sonlandırdığımda, bilinçlendirme çabaları için teşekkür ettiğimi ancak bunun hukuksal bir yöntem olmadığını, bulunduğum yerde mutlu olduğumu, bu baskı ve zulümle kadını daha da güçlendirdiklerini ve sokaklarda olmaya devam edeceğimizi söyledim. AKP hükümetinin yıllardır yürüttüğü cezasızlaştırma yönteminden dolayı Ankara Emniyeti de bu güce dayanarak kadınları her yerde taciz etti ve taciz etmeye devam edecek. Ancak kadınlar her yerde öfkeleri, isyanlarıyla sokaklarda olduğunu, gecelerin, meydanların bizim olduğunu söylemeye devam edecek” şeklinde konuştu.     ‘Sakinelerin, Rosaların sözü sözümüz, yolu yolumuzdur’   6 Mart’ta yapılan kadın eylemi ile 8 Mart’ta yapılan gece yürüyüşünü hatırlatan Yağmur, bunun bilinçlendirme çabalarının hızlı yürüdüğünün göstergesi olduğunu kaydetti. Yağmur, “Ankara Emniyeti bir kez daha kaybetme korkusundan daha fazla psikolojik bir savaşa girmeye başladı. Yapmış oldukları zulüm, baskı ve tacizle kadınlardan bir kez daha ne kadar nefret ettiklerini, eril dilleriyle kadınları ne kadar ötekileştirmeye çalıştıklarını gösterdiler. Biz kadınlar olarak kirpiği yere düşen her kadın için mücadele etmeye devam edeceğiz ve karşılarında duracağız. Bugün bize Sakinelerden, Rosalardan kalan sözler de yollar da sözlerimiz ve yollarımızdır. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz” sözlerine yer verdi.     ‘Kadın özgürleşirse toplum özgürleşecek’   Bu tür aramaların devamı halinde gerekli hukuki girişimlerde bulunacağını ve İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) başvuracağını dile getiren Yağmur, “Biz onların kullandığı dili kullanmadan daha insani yöntemlerle ilerlemek istiyoruz. Kendilerine de bunun hukuksal bir süreç olmadığını ve devamının gelmesi halinde İHD’ye başvuracağımı belirttim. Onlar da bunu sadece dayanışma adı altında yaptıklarını ve bilinçlendirme çabası yürüttüklerini dile getirdiler. Nefes alan ve karşılarında duran herkese öfkeli ve şiddetliler. Sadece kadın değil ama kadınlar gözlerini en çok korkutanlar. Çünkü kadınlar asla sokakları ve meydanları bırakmadı. Bir gün bu ülkede gerçekten barış, özgürlük olacaksa, kadınların özgürlüğüyle başlayacak bunu biliyorlar ve korkuyorlar. Kadın özgürleşirse toplum özgürleşecek ve kadınlar özgürleşmeye başladılar ve daha fazla özgürleşecekler. Biz buradayız, gitmiyoruz. Özgürleşeceğiz ve barışı bu ülkeye getireceğiz” ifadelerini kullandı.   10 kadının ailesi arandı   Birçok üyelerinin aileleri emniyet tarafından aranan Kadın Savunma Ağı üyesi Aysun Gençtanır da, 8 Mart’tan sonraki hafta emniyet tarafından aile aramalarının başladığını söyledi. Kadın Savunma Ağı ve Feminist Üniversiteli Kollektif üyesi 10 kadının ailesinin arandığı bilgisini paylaşan Aysun, son 5 yılda her 8 Mart ve 25 Kasım sonrasında bu süreçle karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Ankara Emniyeti tarafından kadınlara yönelik genel bir saldırı söz konusu olduğunu ifade eden Aysun, “Kadın mücadelesinde yer alan kadınların hedef alındığını gözlemliyoruz. Ankara Emniyeti açısından suç işlemek alışkanlık haline geldi. Yasal eylem hakkımız, kadın hareketinin büyümesi sonucunda ülkenin her yerinde engellenmek isteniyor. Gözaltı, gözaltı sırasında psikolojik şiddet uygulanıyor ve tutsak kadınlara yönelik hamlede bulunuyorlar. Kadın mücadelesi yürüten kadınlara ‘Şunu yaparsan bu olur’ mesajı verilmek isteniyor” diye belirtti.   ‘Devlet aklını tanıyoruz’   Mücadelelerinin kendi yaşamlarına dönük bir mücadele olduğunun altını çizen Aysun, yaşamak için mücadele ettiklerini vurguladı. Emniyet tarafından yapılan aile aramalarına dikkat çeken Aysun, “Biz bu aklı tanıyoruz. Devletin uygulamış olduğu kadın düşmanı politikalar, aileye sıkıştıran, dinci, gerici politikalarla aile içinde kadının var olmasını sağlayan erkek bakış açısıdır. Emniyette koruculuğunu yaptığı iktidarın politikasıyla saldırmış oluyor” dedi.   ‘Kızınız 8 Mart’a katıldı, haberiniz var mı?’   Aranan ailelere “Kızınız 8 Mart’a katıldı, haberiniz var mı?” ve “Kızınız Mor Mekan’a gidiyor haberiniz var mı?” sorularının sorulduğuna dikkat çeken Aysun, “Kendi kurumumuzu, Kadın Savunma Ağı, Mor Mekan Derneği’ni hedef haline getirecek şekilde bilgilendirmeler yapılmış. Bir psikolojik şiddet süreci görüyoruz. Sadece kadın olduğunuz ve mücadeleye katıldığınız için bildirimde bulunuluyor ve kendisine ‘Emniyet’ diyen kişiler tarafından aranıyor. Orası da bir soru işareti. Erkek şiddetine karşı mücadele edenler olarak biz buradayız. Bizi merak edenlere bir kez daha açıklayalım, biz yıllardır istismarına karşı çocukların yanında olanlarız, şiddete uğrayan kadınların yanına koşanlarız, nafaka hakkı gasp edildiğinde nasıl yaşayacağını dert eden her kadının derdini ortaklaştıranlarız. Her yerde mücadelemizi yükseltmeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı.   ‘Birbirimize ulaşalım ve savunalım’   Konuya dair suç duyurusunda bulunduklarını dile getiren Aysun, “Niçin mücadele verdiğimizi unutmuyoruz” dedi. Erkek şiddeti ve anlayışına karşı mücadele etmeye devam edeceklerinin altını çizen Aysun sözlerini şöyle sonlandırdı: “Suçluya suçlu demeye, korkmadan sokaklarda olmaya devam edeceğiz. Neredeyseniz asla yalnız ve çaresiz değilsiniz, aynı gökyüzünde milyonlarca yıldızdan sadece bir tanesiyiz. Birbirimize ulaşalım ve savunalım.”