Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Ebîr Hasaf: Birlikte özgürleşelim 2022-03-30 09:09:08     Gulistan Şahin   QAMIŞLO - Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Konferansı’nda alınan kararları değerlendiren Ebîr Hasaf, işgal altındaki bölgelerde yaşananları dünyanın gündemine taşımak işin uluslararası düzeyde bir konferans yapma gündemleri olduğunu belirtti. Ebîr, kadınların işgale karşı birlikte mücadele ederek özgürleşeceklerini söyledi.    Qamişlo’da 24 Mart’ta Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi öncülüğünde “Suriyeli kadınlar Türk işgali altında acı çekiyor ve direniyor” şiarı ile konferans düzenlendi. Birçok kadının katıldığı konferansa, Suriye, Tunus, Mısır ve Ortadoğu’nun diğer ülkelerinden kadınlar da Skype bağlantısı ile dahil oldu. Konferans Türk devletinin işgali altında olan bölgelerdeki kadınların durumunu ve işgalden kurtulmalarının yollarını tartışmak amacıyla gerçekleştirildi. Önemli kararların alındığı konferansa ilişkin Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Üyesi Ebîr Hasaf JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.    ‘İşgal bölgelerindeki kadınların yaşadığı acılar aynı’   Kuzey ve Doğu Suriye’deki sorunların çoğunun saldırıların sürdüğü bölgelerde yaşandığını dile getiren Ebîr, Türk devletinin saldırılarına karşı gerçekleştirilen eylemlerde de bu sorunlara işaret edildiğini söyledi. Ebîr, “Savaşlarda en çok bedel ödeyen, acı çeken ve zorluk yaşayan kadınlar. Biz birinci kongremizde Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi öncülüğünde bir kadın konferansının gerçekleştirilmesi kararı almıştık. Konferansta özellikle işgal bölgelerinde yaşayan kadınların sorunlarını ele aldık. İşgalin yanında kadınların direnişi değerlendirildi. Türk devleti Suriye’de yaşanan krizde önemli bir rol oynuyor ve krizi giderek derinleştiriyor. Süreç içerisinde sadece krizi derinleştirmekle kalmadı, topraklarımızı işgal etti. Türk devleti şimdi İdlib, Cerablus, Ezaz, El Bab, Serêkaniyê, Efrîn ve Girê Spî’yi işgal etmiş durumda. İşgal edilen bölgelerde kadınlar özellikle hedef alınıyor ve bu acılar sürüyor, son bulmuş değil. Bugün de Türk devleti insansız hava araçları ile bölgelerimizi bombalıyor ve sivilleri hedef alıyor” dedi   Tüm bölgeden katılım oldu   Konferansa, Kuzey ve Doğu Suriye’deki birçok kurum, kuruluş ve örgütten katılım olduğunu belirten Ebîr, “Bu konferans Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi öncülüğünde gerçekleşti. Kuzey ve Doğu Suriye’nin her yerinden katılım oldu. Yine İdlib’den katılım oldu. Özerk Yönetim, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri katıldı. Aynı zamanda erkekler de bu konferansa katıldı” şeklinde konuştu.    ‘Kürt kültürü üzerinde jenosit uygulanıyor’   Ebîr, konferansa ilişkin devamla şu değerlendirmeyi yaptı: “Konferansta kadınlar göçe dikkat çekti, göç ettikleri yerlerde nasıl yaşadıklarını konuştu. Türk devletinin bölgeleri nasıl kontrol altına aldığına, nasıl tahribatlar yaptığına değinildi. Askeri ve siyasi olarak neler yaptığı ele alındı. Uluslararası güçlerin hala sessiz oldukları da değerlendirildi. Bir aydır Ukrayna ve Rusya arasında bir savaş var ve bu bütün dünyanın gündemine girdi.  Bu da bizi incitiyor. Çünkü bugüne kadar bizim topraklarımızın işgali dünyanın gündemine girmiş değil. Bu anlamıyla uluslararası yasalar ve sözleşmeler tartışıldı. Türk devleti bir savaş suçu işliyor ancak uluslararası alanda hiç kimse bu suça dönük bir şey söylemiyor. Türk devleti tarafından halkların kültürüne yönelik bir jenosit uygulanıyor, bölgenin demografisi değiştiriliyor. İşgal edilen bölgelerimizde Kürtlere ait hiçbir renk bırakılmadı.  ‘Neden bu suçlara karşı dünya sessiz’ diye soruyoruz. Türk devleti Efrîn’i Hatay’a, Serêkaniyê’yi Kilis’e bağlamış. Bu anlamıyla konferansta önemli değerlendirmeler yapıldı.”   ‘Türk devleti uluslararası alanda yargılanmalı’   Konferansta insanlığın parçalanamayacağı mesaja verdiklerine işaret eden Ebîr, “İnsanlık değerleri arasında özgürlük, yaşam, huzur ve demokrasi var.  Halk ulusal düzeyde ‘Türk devletinin bölgelerimizdeki işgaline yeter’ mesajı vermek istiyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan tüm bileşenler birbirine bağlı. İşgal bölgeleri ve göç ettirilen bölgelerde kadınlara yaşatılanlar tüm Kuzey ve Doğu Suriye’yi etkiliyor. Kadınlar hedef alınıyor, toplum sindirilmek, köleleştirilmek isteniyor, bu genel bir soruna dönüşüyor. Bunları yapan devletlerin elini üzerimizden çekmesini istiyoruz. Türk devletinin uluslararası alanda yargılanmasını ve cezalandırılmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘Uluslararası bir heyet işgal edilen bölgelere gitmeli’   Ebîr, konferansta alınan kararlara ilişkin şunları belirtti: “Konferansta alınan kararlardan en önemlisi işgale karşı direnişi büyütmekti. Direnişle topraklarımızı özgürleştirebiliriz ve kadınlar haklarını elde edebilir. Yine Türk devletinin işgalci olarak tanımlanmasını istiyoruz ve bunun uluslararası alanda da böyle tanınmasını istiyoruz. Yine uluslararası alanda suç işleyen bir devlet olarak tanımlanmalı. Uluslararası bir heyetin bölgelere gönderilmesi çağrısı yapıldı konferansta. Bu şekilde işgal ve savaş suçunun belgelenmesi istendi. İşgal bölgelerindeki ablukanın kırılması, basının bu bölgelere geçmesi ve halkın durumunu takip etmesi istendi. İşgal bölgelerindeki insanların telefon dahi kullanamadıklarını, konuşamadıklarını biliyoruz. Yine uluslararası düzeyde de böylesi bir konferans gerçekleştirme ve dünyanın gündemine girmesine ilişkin karar alındı. Bu bölgelerde insanların yaşadığı birçok şey bilinmiyor. Suriye’deki kadınlarla da ilişkilerimiz güçleniyor. Birlikte bu gerçekleri herkese duyurabiliriz. Bizler siyasi bir süreçten geçiyoruz. Topraklarımızdaki işgal son bulmadan var olan kriz çözülmez. Suriye’deki krizin çözümünde kadınlar yer almalı. Suriye’de yaşayan tüm halklar krizin çözülmesi tartışmalarına katılmalı.”   ‘Kadınlar olarak birlikte özgürleşebiliriz’   Kadınların birlikte mücadele ederek işgali sonlandırabileceğinin altını çizen Ebîr, “Tüm kadınların yaşadığı acılar aynı. Tüm kadınlara çağrım birlikte, el ele vererek mücadele etmektir. Birlikte özgürleşelim. Yüreğimiz, ruhumuz, çalışmalarımız işgal bölgelerinde yaşayan kadınlarla. Birlikte mücadele ederek özgürleşebiliriz. Özgürlük ve kurtuluş tek değil birlikte olur.”