Muhlise Karagüzel'in avukatı: ATK rapor için ölümü bekliyor 2022-01-26 09:04:09     Dilan Babat   ANKARA - Hasta tutsak Muhlise Karagüzel’in durumuna dikkat çeken avukatı Abdülbaki Çelebi, ATK’nin “cezaevinde kalabilir” raporu verdiğini belirterek, “Kamuoyunun, Adalet Bakanlığı’nın, hükümetin de bu konuya büyük bir hassasiyetle yaklaşması gerekiyor. Bu durumu Türkiye Barolar Birliği’ne bildirdik. TBB İnsan Hakları Komisyonu bu çerçevede çalışıyor ve çalışmalar sonlandığında Adalet Bakanlığı’na bildirilecek” dedi.    İmralı Cezaevi’nde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük yürütülen ağırlaştırılmış tecrit tüm cezaevlerine sirayet ederken, son süreçte cezaevleri işkence merkezlerine dönüştü. Tutsakların yaşam, sağlık gibi temel hakları gasp edilirken, cezaevinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren hasta tutsakların sayısı her geçen gün artıyor. İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre cezaevlerinde bin 605 hasta tutsak bulunuyor. Hasta tutsakların tahliyeleri ise Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) verdiği “Cezaevinde kalabilir” raporları ile engelleniyor. ATK’nin verdiği raporlara karşı son 6 yılda “veda”  hakkı bile tanınmayan en az 103 tutsak, 2021 yılında ise 64 tutsak cezaevinde yaşamını yitirdi.   Dosya hala Yargıtay’da    İHD’nin hasta tutsaklar listesinde bulunan tutsaklardan biri de Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Muhlise Karagüzel. Cezaevinde 8 kez anjiyo olan, göz, astım, şeker ve tansiyon rahatsızlığı bulunan Muhlise, hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor.     11 Ağustos 2019 tarihinde Muş’ta evine yapılan operasyonla gözaltına alınan Muhlise, çıkarıldığı Sulh Ceza Sorgu Hakimliğince “örgüt üyesi” olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Muhlise’nin tutuklanmasının ardından 16 Eylül 2020 tarihinde Muş 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında  hakkında “örgüt üyesi” iddiasıyla 8 yıl 1 ay hapis cezası verildi.  Muhlise’ye verilen cezanın İstinaf’ta onanmasının ardından,  avukatları dosyayı Yargıtay'a taşıdı. Muhlise’nin dosyası Yargıtay'da beklerken,2 Aralık 2021 tarihinde Muş 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 2012 yılında yaşamını yitiren PKK’li Kadri Çelik’in cenazesine katılmasını gerekçe göstererek “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 10 ay hapis cezası daha verdi.    Muhlise Karagüzel’in avukatı ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim üyesi avukat Abdülbaki Çelebi, Muhlise’nin dosyası ve sağlık durumlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.     Basın açıklamalarına katılmak tutuklanma gerekçesi   Muhlise’nin “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığını ve hakkındaki suçlamaların tümünün Muş’ta katıldığı basın açıklamaları ve taziye ziyaretleri olduğu bilgisini veren Abdülbaki, “Katıldığı basın açıklamalarında slogan attığı şeklinde iddialar ve basın açıklamalarına aktif katıldığı şeklindeki suçlamalar dosyada yer alıyor. Muhlise, Muş'ta il eşbaşkanlığı yapan biri. Partisinin, İHD’nin ya da diğer STK’ların yaptığı basın açıklamalarına katılması suç olarak gösterilmiş. Muhlise’nin katıldığı basın açıklamalarının hepsi 2015 tarihinden önce katıldığı açıklamalar” dedi.    ‘Yetki ATK’ye bırakıldı’    Muhlise’nin sağlık durumundan dolayı cezaya birçok kez itirazda bulundukların kaydeden Abdülbaki, ağır hastalıklarına rağmen ATK’nin “Cezaevinde yaşamını sürdürebilir” şeklinde rapor verdiğini belirtti. Abdülbaki, “ATK’nin mahpusun tedavisi yapılabilir mi, yapılamaz mı, tedavisi yapılmazsa yaşamını güçleştirir mi? Bunların düşünerek karar verilmesi gerekiyor. Mahpusun, cezaevinde kalması hayatını zora sokacaksa tahliye edilmesi gerekiyor. Tedavisi bitene kadar izin verilmesi gerekiyor. Ama maalesef uygulama çok farklı çalışıyor. Hasta olan tutuklu ve hükümlülere ‘Dışarı çık tedavini sürdür ve tedavini bitirdikten sonra gel’ gibi bir süreç söz konusu değil. Tamamen ATK’ye bırakılmış bu durum. ATK’de ancak ölmeye yakın bir rapor veriyor. Mahpusların cezaevinden çıktıktan birkaç gün sonra da ölüm haberi alınıyor” ifadelerini kullandı.    Bu durumun acil bir şekilde değişmesi gerektiğinin altını çizen Abdülbaki,  tutsakların cezaevlerinde hastalıklarının giderek ağırlaştığını ifade etti. Abdülbaki, “Müvekkilimin çok sayıda hastalığı var. Hayatını tehlikeye sokacak hastalıkları olmasına rağmen ATK raporuyla serbest bırakılmıyor” diye ekledi.    ‘Birçok ihlal yaşadı’   Muhlise’nin yargılanmasının Muş Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütüldüğünü ve davanın başında Muhlise’nin Kayseri Cezaevi’ne sürgün edildiğini anımsatan Abdülbaki , “Biz avukatlar olarak Muş’taydık. SEGBİS üzerinden dava yürüdü. Kayseri’de bulunması ve kendisinin Muş’ta yargılanması bile büyük bir hak ihlalidir. Muhlise’nin duruşmaya getirilmesi için talepte bulunduk ve talebimiz kabul edildi. Muhlise getirildi ancak Muş’a getirilene kadar büyük sorunlar yaşadı.Ring aracı ile getirilmişti, getirilme sırasında yemek ve su ihtiyacı bile çok az şekilde giderilmişti. Jandarma tarafından tehdit edilmişti. Bu ihlallerden kaynaklı bir daha duruşmaya katılması talebinde bulunmadık. Böyle olduğunda da yargılamanın şahsiliği çiğneniyor” sözlerine yer verdi.    ‘TBB’nin bu konuda çalışmaları var, Adalet Bakanlığı’na bildireceğiz’   Genelde “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılananların yargılandıkları şehirlerden başka cezaevlerine sürgün edildiğine dikkat çeken Abdülbaki, tutuklu ve hükümlülerin yargılama süreçlerinde hem tutsakların hem de ailelerin cezalandırıldığına dikkat çekti. Yargılama sürecinin böyle başlanmasının en başta adil yargılanma hakkının ihlal edildiği anlamına geldiğine vurgu yapan Abdülbaki, sözlerini şöyle sürdürdü: “İnsanların çoğu  ‘katıldıkları basın açıklamaları, yürüyüşler ve parti çalışmalarına katılma’ gibi gerekçelerle tutuklanıyorlar. Cezaevinde de kriter ATK’nin raporları. Yeni yöntemler olmasına rağmen, bu suçlarla yargılanan insanlar ‘denetimli serbestlikten’ yararlanamıyor.  Kamuoyunun, Adalet Bakanlığı’nın, hükümetin de bu konuya büyük bir hassasiyetle yaklaşması gerekiyor. Bu durumu Türkiye Barolar Birliği’ne bildirdik. TBB İnsan Hakları Komisyonu bu çerçevede çalışıyor ve çalışmalar sonlandığında Adalet Bakanlığı’na bildirilecek. Çok ciddi vahim durumlar var. Bu konuda tüm kamuoyunda duyarlılık gelişmesi gerekiyor.”