Tutsak annesinden ailelere: Adalet Nöbetleri’ne katılalım 2022-01-21 09:14:36   Nişmiye Güler   İSTANBUL - “Hapishanelerde Ölüm İstemiyoruz, Yaşamı Savunuyoruz” şiarıyla başlatılan Adalet Nöbeti’ne katılan tutsak Emrah Ubiç’in annesi Dilşa Ubiç ailelere, “El ele verip çocuklarımızın çektiği işkenceleri dile getirelim. Sesimizi yükseltelim” diyerek nöbet eylemine katılmaları yönünde çağrıda bulundu.   Cezaevlerinde artan hak ihlallerinin son bulması ve durumu ağırlaşan hasta tutsakların serbest bırakılması talebiyle tutsak aileleri tarafından Diyarbakır ve Van’da başlatılan “Adalet Nöbeti” İstanbul’da da “Hapishanelerde Ölüm İstemiyoruz, Yaşamı Savunuyoruz” başlığıyla iki haftadır yapılıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nin de destek verdiği nöbete katılanlardan biri de Bolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutsak bulunan Emrah Ubiç’in ailesi. Emrah’ın annesi Dilşa Ubiç, 13 yıldır tutsak olan oğlu için adalet talep etmek amacıyla nöbete katılıyor.   13 yılda birçok cezaevine sürgün edildi   2009 yılında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve 3 ayrı suçlamadan 26 yıl ve müebbet hapis cezası verilen Emrah’ın müebbet hapis verilen dosyası Yargıtay’dan yeniden yargılama yapılması yönünde karar verilerek yerel mahkemeye gönderildi. 13 yıldır pek çok cezaevine sürgün edilen Emrah, iki ay önce Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nden Bolu F Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Astım hastası olan Emrah’ın tedavisi de aksatılırken, anne Dilşa Ubiç ailelere çocukları için ses çıkarmaları çağrısında bulundu.   Elleri kelepçeli halde çıplak arama dayatıldı   Oğlunun 13 yıl önce Şırnak’ın Silopi ilçesinde gözaltına alınarak tutuklandığını ardından Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’ne konulduğunu söyleyen Dilşa, Emrah’ın 3 yıl sonra Bingöl Cezaevi’ne, ardından Van’a ve Kırıkkale Cezaevi’ne sürgün edildiğini aktardı. Dilşa, “Oğlumu bir gece vakti ellerini ve ayaklarını bağlayarak helikopterle Kırıkkale’ye sürgün ettiler. O dönem cezaevine giden ailelere çocukları 3 gündür bir tutsağın cezaevine getirildiği ve yemek verilmediği bilgisini vermişti. Oğlum bir aya yakındır da Bolu Cezaevi’ne sürgün edildi. Oğlum elleri kelepçeli halde burada da kendilerine çıplak aramanın dayatıldığını söyledi. Yani çocuklarımız işkence altındalar” ifadelerini kullandı.   ‘Aileler el ele vermeli çocuklarının sesi olmalı’   Cezaevlerindeki baskıların, geçmiş döneme göre katbekat arttığının altını çizen Dilşa, başlattıkları nöbet eylemine işaret ederek, ailelerin duyarlı olması gerektiği mesajını verdi. Dilşa, “Aileler yanımıza gelsinler. Oradakilerin hepsi bizim çocuğumuz. Ayrım yapmıyoruz. Yanımıza gelsinler el ele verip çocuklarımızın çektiği işkenceleri dile getirelim. Sesimizi yükseltelim. Tek kişi ile olmaz. Çocuklarımız işkence görüyor. Onların arkasında durmamız gerekiyor. Cezaevlerinde fahiş fiyatlar uygulanıyor, doğru dürüst yemek verilmiyor. Tek hücrelerde tutuluyorlar, onlara tecrit uygulanıyor. Bu yüzden tüm annelerin buna karşı çıkıp hep beraber sesini yükseltmesi gerekiyor” diyerek ailelere seslendi.   ‘Sesimizi çıkarmadığımız için cenazelerimiz kaçırılıyor’   Cezaevlerinden artık cenazelerin çıkmaya başladığına dikkat çeken Dilşa, çocuklarının başına bir şey gelmesinden korktuklarını vurguladı. “Benim oğluma hiçbir suçu olmadan müebbet ve 26 yıl ceza verildi” diyen Dilşa, cezaevinden cenazesi çıkanların da kendi çocukları olduğunu ifade etti. Dilşa, artık ailelere cenazelerinin dahi verilmediğini söyleyerek, “Sesimizi çıkarmadığımız için cenazelerimiz dahi bize gösterilmeden kaçırılıyor. Kulağımızı kapatıp evlerimizde oturduğumuz için bütün bunlar oluyor. Ortada karşı çıkan kimseyi görmediklerinde ‘Her istediğimizi yaparız’ diyorlar. Çocuklarımıza sahip çıkmalıyız. Onlar niçin cezaevine girdiler? Dilleri, kimlikleri, hakları için cezaevindeler. Tün annelere sesleniyorum: Hepsi bu eyleme katılsın. Biz evlatlarımız için yaşıyoruz. Evlatlarımız için bizlerin de fedakarlık yapması gerekiyor” şeklinde konuştu.   ‘Adalet Nöbeti’ni tüm tutsaklar için başlattık’   Adalet Nöbeti’ni başta çocukları olmak üzere tüm tutsaklar için başlattıklarını hatırlatan Dilşa, eylemlerini sonuç alıncaya kadar sürdüreceklerini kaydetti. Astım ve bronşit hastası olan çocuğu Emrah’ın tedavi hakkının engellendiğine de dikkat çeken Dilşa, Emrah’ın 2018-2019’deki açlık grevlerine girdiğini ve 153 gün eylemde kaldığını, bunun da hastalığını kötü etkilediğini ifade etti. Dilşa, cezaevlerindeki baskılara şu örnekleri verdi: “Çocuğum açlık grevinden sonra gözlerinden rahatsızlandı ve kendisine gözlük alması gerektiği söylendi. Defalarca gözlüğü göndermemizi rağmen cezaevi idaresi sürekli bize türlü bahaneler ile geri gönderdi. Biz iki yılın sonunda anca içeriye gözlüğü götürebildik. Hastaneye götürmüyorlar. Sürekli bekletiyorlar. Yine cezaevine gittiğimizde bize de baskı yapılıyor. Adeta muayene gibi bizi iki aramadan geçiriyorlar. Tüm üstümüzü başımızı didik didik arıyorlar. Görüşe girdiğimizde de birkaç gardiyan etrafımızda dolaşıyor, başucumuzda bekliyor. Rahatlıkla konuşamıyoruz dahi.”   Dilşa, bir kez daha ailelere seslenerek, nöbete katılmaları yönünde çağrıda bulundu.