Kültüre, yaşama müdahale: Kentsel dönüşüm 2022-01-20 10:39:40   DİYARBAKIR - TMMOB Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Selma Aslan, ‘Kentsel dönüşüm’ adıyla yapılan projelerin asıl ve ortak amacının toplumun yaşam biçimini değiştirmek olduğunu söyledi.   Diyarbakır’ın birçok mahallesinde Kentsel Dönüşüm Projeleri kapsamında yıkım ve talan sürüyor. Ben u Sen, Fiskaya ve Kaynartepe Mahalleleri’nin ardından Bağlar ve Kayapınar’da bulunan bazı mahallelerde proje başlatıldı. Ancak bu mahallelerden biri olan Peyas Mahallesi’nde yaşayan yurttaşların yüzde 70’i kentsel dönüşümden bihaber. Peyas Mahallesi’nde 52 bin metrekare alanda bulunan 96 ev yıkılmayla yüz yüze ancak halk hem maddi hem manevi mağdur ediliyor.   Türk Mimarlar ve Mühendisler Odası (TMMOB) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Selma Aslan, projelerin amacını, halkın yaşamına etkisini ve sonuçlarını değerlendirdi.   ‘İnsanların yaşam biçimi değiştiriliyor’   Selma, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6306 sayılı kanun gereği birçok alan ‘riskli alan’ olarak ilan edildiğini ve kentsel dönüşüm çalışmalarının başladığını belirtti. Peyas Mahallesi’nin de bu proje planı içinde olduğunu kaydeden Selma, “Kentsel dönüşüm projesi Sur üzerinden çok tartışıldı ve orada ayrı bir politika yürütüldü. Peyas da uzun bir süredir bu projelerin tartışmalarında yer alıyordu. Ancak Peyas için plan değişti. Geçen yıl bir proje vardı ama Şehir Plancılar Odası Diyarbakır Şubesi tarafından açılan bir dava vardı ve proje durduruldu. Kentsel dönüşüm projeleri her mahallede ayrı ayrı nedenler ve amaçlar taşıyor. Örneğin Ben u Sen mahallesinde Sur’un çevresini boşaltmak için böyle bir proje başladı. Fiskaya semtinde yeşil alana dahil etmek için başladı. Bağlar ve Sur’da farklı farklı nedenlerle bu projeler hayata geçirildi” diye belirtti.   Selma, bu projelerin Diyarbakır’da hayata geçirilmesinin en büyük nedeni ve amacının “halkın mağdur olması” olduğunu söyleyerek, “Yaşamdan kopmasıdır. Evlerinde yaşayan insanlar evleri yıkıldıktan sonra nereye gidecekler? Bunun örneğini Sur’da yaşadık, gördük. Tüm kentsel dönüşüm projelerinde benzer sonuçlar ortaya çıktı. Tabi sadece Amed’de değil, Türkiye’de kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirildiği hangi mahalleye ilçeye baksak aynı sonucu görürüz. Toplumun yaşam tarzı, yaşam biçimi, alıştığı şeyler değişiyor” sözlerine yer verdi.   ‘Halk mağdur ediliyor’   Selma, projelerin hayata geçirilmeden önce halkın ihtiyaçlarının tespit edilmesi gerektiğini vurgulayarak,  “Devlet kentsel dönüşüm projesi kapsamında bir planlama yaparken halkın şartlarını ve koşullarını göz önünde bulundurarak hareket edilmelidir. Fakat projeye baktığımız zaman halkın koşullarının göz önünde bulundurulmadan hazırlandıklarını ve hayata geçirildiklerini görüyoruz. Bu projeler rant yoluyla uygulamaya geçirilerek müteahhitlerin cepleri doldurulmaya çalışılıyor. Biz şimdiki TOKİ çalışmalarının da rant amacıyla yürütüldüğünü çok iyi biliyoruz. İnsanların şart ve koşullarının iyileştirilmesi gerekirken aksine mağdur ediliyorlar. Bir alanda çalışma yürütülmeden önce orada yaşayan insanların değerlendirmeleri ve önerileri de alınmalı. Yapılacak çalışmaların ortak olması gerekiyor. Örneğin Sur'daki evler boşaltıldığında halka imzalattıkları protokollerin örneğini de vermediler. Bu büyük ve ciddi bir sorundur. İnsanların yaşadıkları ihlaller ve mağduriyetler karşısında kendilerini savunacak bir mekanizmaları bırakılmadı” ifadelerini kullandı.   ‘Kültür ve tarih yok ediliyor’   Bu projelerle bir yandan toplumun mağdur edildiğini bir yandan da kültür ve tarihin aynı anda yok edildiğini vurgulayan Selma, Sur’da sokağa çıkma sürecinin ardından mahallelerin talan edilmesi ve yıkılmasıyla bir tarihin yok edildiğini anımsattı. Sur’da farklı politikaların yürütüldüğünü kaydeden Selma, “Sur’a gittiğimizde orada birebir incelediğimizde bunu çok daha iyi anlıyoruz. Projeler sonucunda Sur'da yıkılan evlerin yerine başka evler inşa edildi. Çoğu kesim tarafından bu evler hapishaneye benzetilmişti. Biz de rant uğruna birçok tarihi mekanın, sokağın yok edildiğine tanık olduk. Projeler hazırlanırken halkın ekonomik durumu da göz önünde bulundurulmalı ve bu konu da bilgilendirilmeli. Ancak ne yazık ki halk bilgilendirilmiyor. Formaliteden birkaç mahalleliye bilgilendirme yapılıyor. Bu açıdan bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Ama maalesef bu da yürütülen politikaların bir parçası” diyerek bu projelere karşı halkın bilinçli olması gerektiğine işaret etti.