Tutsak yakınları CPT’yi göreve çağırdı 2022-01-14 09:03:45     Sema Çağlak   DİYARBAKIR - İmralı’dan başlayarak tüm cezaevlerine yayılan tecride tepki gösteren tutsak yakınları, tecridin bir an önce son bulmasını isteyerek, CPT’ye  görevlerini yerine getirme çağrısı yaptı.    İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ediyor. Aile ve avukatların görüşme için yaptığı başvurulara çoğunlukla cevap verilmiyor. Abdullah Öcalan’dan 10 aydır da hiçbir haber alınmaması kaygıları artırırken, tecride yönelik tepkiler de sürüyor.    Mezopotamya Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) Yöneticisi Halime Topuz ve tutsak yakınlarından Meryem Turhan ile Fevziye Kolakan cezaevlerindeki hak ihlalleri ve tecride ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘Tecrit içinde tecrit var’   İktidarın toplum üzerinde her geçen gün baskılarını arttırdığını belirten Halime Topuz, “Öncelikle Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kınıyorum. Sayın Öcalan  üzerinde başlatılan tecrit, cezaevlerine, topluma ve mezarlıklara kadar yayıldı. Bir ayda 7 cenaze cezaevlerinden çıktı. Cezaevlerinde tecrit içinde tecrit var. Tecrit en çok da Kürt halkına uygulanıyor.  Hiç kimse düşüncelerini özgür bir şekilde dile getiremiyor. Toplum üzerinde devletin baskı ve tehditleri var. Türkiye bir kaos içinde ve bu en çok da Kürtlere uygulanıyor. Ne zamana kadar böyle devam edecek? Ancak halk artık uyanmış durumda. Bu politikaların farkında ve buna karşı mücadele yürütüyor” diye konuştu.    ‘Türk devleti açıkça Kürt düşmanlığı yapıyor’   Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) tutumuna da dikkat çeken Halime, Avrupa’nın yaklaşımları ve sessizliği ile tecrit suçuna ortak olduğunu gösterdiğini söyledi. Halime şöyle dedi: “Tüm dünyada tecrit bir insanlık suçu olarak değerlendiriliyor. Ancak İmralı’da 23 yıldır açık, gözle görülür bir tecrit var. Sayın Öcalan’dan aylardır hiçbir haber alınamıyor.  Tüm tutsakların aile ve avukatları ile görüşme hakkı var. Kendi kanunlarını uygulamalılar. Türk devleti açık bir şekilde Kürt düşmanlığı yapıyor.  Bizler hukuk ve adelet istiyoruz. Özellikle de CPT’ye çağrımız sorumluluklarını yerine getirmesidir."   ‘İmralı kapıları açılmalı’   Meryem Turhan da tecridin kırılması ile özgür  bir yaşamın gerçekleşebileceğini söyledi. Tecridi yaşamın her alanında hissettiklerini  dile getiren Meryem, “Tutsaklar ve halk üzerindeki bu tecrit kalkmalı. Zindanlardaki tecrit giderek ağırlaşıyor. Evlerimizde bile tecrit altındayız. Özgürce dilimizi kullanamıyoruz. İmralı kapılarının açılmasını ve barış sürecinin başlamasını istiyoruz. Huzur tecridin kırılması ile mümkün olur. 40 yıldır tek isteğimiz barış. Barış için çok bedeller de verdik. Savaş istemiyoruz. Tecrit kaldırılmalı ve savaş son bulmalı. Özgür ve barışçıl bir yaşam istiyoruz” ifadelerini kullandı.    ‘Tutsaklar bırakılsın’   Fevziye Kolakan ise şunları söyledi: “Başlangıçtan bugüne üzerimizde baskılar var. Biz sadece haklarımızı istiyoruz. Ne zaman Kürtler başkaldırsa ve haklarını istese mücadeleleri hep bastırılmak istendi. Bize yönelik zulüm hiç bitmedi. Tecritten bahsettiğimizde zindanların ve tutsakların durumuna bakmalıyız. Her gün bir hakları ihlal ediliyor. Şu anda çocuklarımız zulüm altında ve direniyor. Bizler de dışarıda direniyoruz ve onların sesi olmak istiyoruz. Tecridin son bulmasını istiyoruz. Tecridin son bulmasını ve tutsakların bırakılmasını istiyoruz. Tek isteğimiz barış ve huzur.”