Tutsak annesi: Hak ihlalleri son bulmadan açlık grevi de son bulmayacak 2022-01-12 09:03:02     İZMİR - Edirne Cezaevi’nden Buca Kırıklar Cezaevi’nde atanan müdür Haydar Ali Ak’ın cezaevinde artırdığı baskı ve tecrit uygulamalarına tepki gösteren tutsak yakını Besna Güney, tutsakların başlattığı açlık grevine dikkat çekerek, eylemin, ihlaller son bulmadan bitirilmeyeceğini söyledi.   İmralı’da ağırlaştırılarak süren tecrit, Türkiye ve bölge kentlerindeki cezaevlerinde işkence, baskı ve hak ihlalleri olarak karşılık buluyor. İzmir Buca Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde de tecrit politikalarının sonucu birçok ihlal yaşanıyor. Cezaevine 2021’de Haydar Ali Ak’ın müdür olarak atanmasıyla birlikte artan tecrit uygulamalarına karşı 11 tutsak 28 Kasım 2021’den bu yana açlık grevinde. Eylemlerini sürdüren tutsaklar kaldıkları A Blok’tan alınarak tek kişilik hücrelere konuldu. Tutsakların tuvalet, banyo ve yaşam alanlarına kameralar takıldı, havalandırmanın üzeri tellerle örtülerek kapatıldı, kitaplarına el kondu.   Daha önce görev yaptığı cezaevlerinde de kötü muamele ile tanınan ve Edirne Cezaevi’nden Kırıklar Cezaevine atanan müdür Haydar Ali Ak’ın tutsaklara yönelik işkenceye varan uygulamalarını protesto etmek için açlık grevine başlayan tutsaklardan Abdullah Güney’in annesi Besna Güney kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Aynı zamanda Barış Annesi olan Besna, greve giren tutsakların tecrit uygulamaları bitmeden, koşullar düzelmeden açlık grevlerinin son bulmayacağını dile getirdi.   ‘Cezaevi içinde cezaevi yaşatılıyor’   Tutsak yakını Besna Güney, cezaevi müdürü Haydar Ali Ak’ın baskı, kötü muamele, hakaret, tehdit gibi hak ihlalleri ile “cezaevi içinde cezaevi yaşattığını” ifade etti. Daha önce de cezaevlerinde kötü muameleleri ile tanınan müdürün oğlunu hedef aldığını söyleyen Besna, “Oğlum kaç gündür açlık grevinde. Tek hücreden çıkarılsın. Koğuşlarına gönderilmeden açlık grevini sonlandırmayacaklar. Benim 4 yıldır gönderdiğim battaniye kendisine verilmiyor. Küçük bir paspas vermişler battaniye niyetine. Ne ekmek veriyorlar bilmiyoruz. Ne koyuyorlar içine bilmiyoruz” dedi.   ‘Katlediyorlar, intihar diyorlar’   Oğlunun Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı açlık grevi eylemlerinde 108 gün grevde kaldığını, bu nedenle gözlerinin giderek bozulduğunu dile getiren Besna, 23 yıldır cezaevinde olan Abdullah’ın sağlığının olumsuz etkilendiğini kaydetti. Besna “Ben bütün tutsakların annesiyim. Hasta tutsakları çıkarsınlar özellikle, ailelerine göndersinler. Katlediyorlar, intihar diyorlar. Kimse kendini durduk yere öldürmez. Haydar Ali Ak zulmediyor, hakaret ediyor. Telefon, mektup, iletişim yasağı vermişler. Onlar zaten dört duvar arasında. Devlet ellerini bu milletin üzerinden çeksin. Biz cenaze değil, çocuklarımızın çıkmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Kürtleri esir etmek istiyorlar’   Kamuoyuna ve sivil toplum örgütlerine duyarlılık çağrısı yapan Besna “Çocuklarımızı zindanlarda çürütmek istiyorlar. Ama ateşin içinde bile olsak mücadelemizi devam ettireceğiz. Onlar nasıl Türk’se biz de Kürt’üz. Tecavüzcüler, her türlü suçu işleyen çıkarılıyor ama bizim haklarımızı isteyenleri içeri atıyorlar, müebbet veriyorlar. Biz çocuklarımızı ölsünler diye doğurmadık. Böyle mi olur insanlık, kardeşlik? Başta hastalarımız, zindandaki bütün çocuklar bırakılsın. Cezaları bitse bile 5-6 ay içeride tutuyorlar, pişmanlık dayatıyorlar. 70-80 yaşında bile hasta tutsak var. Yani Kürtleri esir etmek istiyorlar. Ölmek üzere olanları dahi bırakmıyorlar” ifadelerini kullandı.   ‘Çocuklarımın sonuna kadar yanında olacağım’   Oğlunun 23 yıllık cezaevi sürecinde 8 cezaevi değiştirdiğine ve her cezaevinde pişmanlık dayatıldığını vurgulayan Besna, şöyle dedi: “Çocuğum neden pişman olsun ki? Haydar Ali Ak, oğlumun başına gelip ‘Sizi öldüreceğim’ demiş. Avrupa dâhil kimse neden ses çıkarmıyor? Bir ayda 7 tabut çıktı. Neden devlet bir açıklama yapmıyor? Bu zulmü hiçbir Kürt kabul etmiyor. Biz zulüm de yapılsa korkmuyoruz. Ben beyaz leçekli Barış Annesi’yim ve barış istiyorum. Biz kavgaya değil barışa geldik ve çocuklarımızın peşindeyiz. Bütün tutsaklar benim çocuğumdur ve kanımın son damlasına kadar onların yanında olacağım. Yeter artık ölümler bitsin. Bütün Kürtler uyansın. Bu katliamların sebebi devlettir.”