Semra Güzel: İktidar HDP siyasetini tehlike olarak görüyor 2021-11-30 09:08:23   Derya Ren   DİYARBAKIR - İktidarın HDP’nin siyasetini kendine tehlike olarak gördüğünü söyleyen HDP’li Semra Güzel, tüm operasyon ve baskı politikalarına rağmen halkın HDP’nin yanında durduğunu söyledi. Semra, “İktidar HDP’nin siyasetini kendine tehlike olarak görüyor” dedi.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve bileşenlerine yönelik Türkiye ve bölge kentlerinde gözaltı ve tutuklama operasyonları sürüyor. Bu kapsamda 8 ve 9 Kasım tarihinde Diyarbakır merkezli 5 ilde yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 19 kişiden 14’ü Saddam Hüseyin rejimi tarafından gerçekleştirilen Halepçe Katliamı ve katledilen gazeteci Musa Anter’i anma etkinliğine katılmaları gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı. 25 Kasım’dan bu yana ise birçok kentte yapılan operasyonlarla onlarca kişi farklı gerekçelerle gözaltına alındı.   HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel, siyasi soykırım operasyonları, özel savaş politikaları ve kadınlara dönük baskılara dair değerlendirmelerde bulundu.   ‘HDP, iktidarın politikalarını teşhir ediyor’   HDP’ye yönelik gerçekleştirilen operasyonları “siyasi darbe” olarak nitelendiren Semra, iktidarın HDP’yi kendine bir engel olarak gördüğünün altını çizdi. Semra, “Bugün AKP-MHP faşist zihniyetinin yaptıklarını teşhir eden ve bunu halka duyuran tek parti HDP’dir. HDP’nin halkta bulduğu karşılık da, iktidarı operasyonlara itiyor. HDP, herkesin kendisini içinde bulduğu renkli bir partidir. Öte yandan AKP-MHP yaptığı anketlerde HDP’nin oy oranında artış yaşandığını görüyor. Bu da bize saldırmasına neden oluyor. İktidarın çıkmaza girdiği aşikardır. Bu çıkmazdan kurtuluşun HDP’den geçtiğini biliyor. Kobanê Davası açıldı. Daha önce eşbaşkanlık yapmış arkadaşlarımıza farklı nedenlerle davalar açıldı. Şu an HDP’yi kapatma davası gündemde. Bu operasyonların tarihçesi 7 Haziran 2015 yılında kaybetmenin öfkesi ve intikamıdır. O zaman AKP-MHP, ‘400 vekili verin, bu işi bitirelim’ demişti. Yine aynı şekilde, ‘Biz iktidar olmazsak ortam kaosa döner’ söylemleri vardı. İşte son yıllarda oluşan kaos ortamı bunun sonucuydu” dedi.   Semra, 5 Haziran 2015’ten başlayan katliamları hatırlatarak, “IŞİD ile anlaşma yaparak, ‘Bizden başka çare yok’ ortamını yaratmaya çalıştılar. Şu an içinde olduğumuz kaos ve kriz bununla beraber geldi. O zamanın başbakanı, ‘Saldırılar ile beraber oy potansiyelimiz arttı’ diyebildi. Ölümler üzerinden bu durumu dile getirdi” ifadelerini kullandı.   ‘Halk köşeye çekilmiyor’   Semra, 7 Haziran 2015’ten bu yana siyasi soykırım ile karşı karşıya olduklarını vurgulayarak, HDP’nin yapılan operasyonlar sonrasında yine alanlarda olduğunu ve halkla beraber mücadele yürüttüğünü söyledi. Semra, “Yapılan tüm bu operasyonlara rağmen HDP’nin oy potansiyeli artıyor. Bizler bu operasyonlara karşı sessiz kalmayacağız. Mücadeleyi yürütmeye devam edeceğiz. Ne halk ne de biz siyasetçiler hiçbir zaman operasyonlardan sonra köşesine çekilmedi. Özellikle Amed’de son süreçlerde birçok operasyon gerçekleştirildi. Yapılan operasyonlar için açılan dosyaların içi bomboş. Gerekçelere baktığımızda görüyoruz ki yargı onların elinde” diyerek, iktidarın yargıyı “HDP ve Kürt halkına karşı bir sopa” olarak kullandığını dile getirdi.   ‘İktidar bu operasyonların faydasız olduğunu biliyor’   Son günlerde yapılan siyasi operasyonlara değinen Semra, gözaltına alınanlara absürt sorular sorulduğunu belirterek, “Onlara, ‘Neden 8 Mart etkinliğine gittin’, ‘Kim seni yönlendirdi’, ‘Neden Gülistan Doku’yu soruyorsun’ gibi sorular soruluyor. Kadınlar kendi kurumlarının düzenlediği etkinliklere katılıyorlar. Ancak onlara bu tür pervasızca sorular sorabiliyorlar. Halepçe Katliamı’nı ‘sözde’ katliam olarak nitelendiriyorlar. Bu bir hakarettir. Enfal’de Kürtler katledildi ve bu katliamın asıl nedeni Kürtlere yönelik düşmanlıktan geliyordu. İktidar kabul etmediği her şeyi ‘sözde’ kavramı ile illegalize etmeye çalışıyor. Yapılanları olmamış, yaşanmamış gibi göstermeye çalışıyorlar. İktidar yaptığı operasyonların faydasız olduğunu biliyor” sözlerine yer verdi.   ‘HDP siyasetini tehlike olarak görüyorlar’   Katıldıkları eylem ve etkinlikler için fezlekeler hazırlandığına dikkat çeken Semra, muhalefetin kurduğu her cümlenin iktidar için suç teşkil ettiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi: “Kendilerinin yaptığı her şey legal ancak bizim yaptığımız her şey illegal olarak değerlendiriliyor. Bizler siyasetçiyiz, bu halkın siyasetini yürütüyoruz, bu halkın siyasetini yürütüyoruz, bu halkın sözcüleriyiz. Halepçe Katliamı anmasında yaptığımız konuşma, illegalize edilmeye çalışılıyor. Bugün HDP’nin siyasetini kendine tehlike olarak görüyor. Zamanında bize, ‘Gelin Meclis’te siyaset yürütün’ deniliyordu. Ancak şu an yürüttüğümüz siyaseti kabul etmiyorlar.”   ‘Yaşananlar tekçi zihniyetin de bir sonucudur’   Partinin Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar’ın konuşmalarına müdahale etmedikleri gerekçesiyle vekillere fezleke hazırlandığını söyleyen Semra, “Bize ‘Neden durdurmadınız’ gibi absürt sorularla soruşturma açıyorlar” dedi. Semra, “AKP milletvekilleri, genel başkanları konuşurken müdahale mi ediyor” diye sorarak, AKP’lilerin yasa dışı her şeyi konuştuğunu ve ağızlarından çıkan her kelimenin suç teşkil ettiğini kaydetti. Kürt dilinin ve kadın mücadelesinin inkar edilmesine işaret eden Semra, “Biz 25 Kasım etkinlikleri kapsamında kadınların fotoğraflarının olduğu pankartı asmak istedik ancak engellendik. Onlara göre ‘kanun dışı, suç teşkil edecek’ bir durum. Bu durum kadın mücadelesinin önüne geçmeye çalışmaktır. Kadına düşman bir politika sergilemektir” şeklinde konuştu.   ‘Kriz ve kaos savaş politikalarını ortaya çıkarıyor’   Hakimlerin hukuk çerçevesinde karar almadığını eleştiren Semra, şöyle devam etti: “Hakimler siyasetçilerin kullandığı her sözde suç aramaya çalışıyorlar. Kolluk tarafından kadın mücadelesinin engellenmesi hükümetin sahip olduğu zihniyetin yerele yansımasıdır. Kendi milletvekilleri bile şaşırıyor. Bunun yansımasını ileriki günlerde göreceğiz. Türkiye’de muhalif olan her kesime dosya açılmış durumda. cezai ehliyeti olmamasına rağmen 96 yaşındaki Aliye Yabansu’ya ‘Cumhurbaşkanına hakaretten’ dava açıldı. Bu durum Türkiye’de bulunan yasanın geldiği aşamayı gösteriyor. Yaşanan kaos ve kriz durumu savaş politikasını ortaya çıkarıyor. Savaş politikaları fiziksel yürütülmüyor, HDP’ye yönelik siyasi soykırım da bunun bir parçasıdır.”