Av. Ayşegül Çağatay: AYM DTP gibi HDP'de de ihlal kararı verebilir 2021-11-29 09:08:50   Öznur Değer    ANKARA - HDP’ye açılan kapatma davasına ilişkin konuşan ÇHD’li avukat Ayşegül Çağatay, “AİHM, AYM tarafından kapatılan DTP kararında Türkiye’yi mahkum etti. HDP açısından da yeniden bir ihlal kararı çıkabilir” dedi.   Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kapatılması istemiyle 7 Haziran’da Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) dava açmış, AYM kapatma talebiyle sunulan iddianameyi ise 21 Haziran’da kabul etmişti. AYM’nin iddianameyi kabul etmesinin ardından yasal olarak başlatılan sürenin dolmasıyla birlikte HDP ön savunmasını 5 Kasım’da AYM’ye sundu. AYM ise 11 Kasım’da HDP’nin kapatılması istemiyle açılan dava kapsamında partinin ön savunmasını Yargıtay'a gönderdi. Şimdiye kadar ülkede 26 siyasi parti hakkında kapatma kararı veren AYM, HDP hakkında açılan kapatma davasını sürdürüyor.   Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Ayşegül Çağatay, HDP hakkında açılan kapatma davasını değerlendirdi.    ‘Bahçeli’nin açıklamalarından sonra dava açıldı’   İktidar ve ortağının başları sıkıştığında muhaliflere yönelik saldırganca tavır sergilediklerini kaydeden Ayşegül, yaklaşık bir sene önce MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin HDP’nin kapatılması yönünde çeşitli açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı. Bu açıklamaların ardından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP’nin kapatılması istemiyle iddianame hazırladığını ifade eden Ayşegül, “Bu iddianame önce AYM tarafından hukuki bir tavır sergilenerek iade edildi. Ardından neredeyse hiçbir değişiklik yapılmadan iddianame yeniden AYM’ye gönderildi ve AYM iddianameyi kabul etti. O sırada ne oldu? İkinci iddianame hazırlanmadan önce HDP İzmir İl Binasında Deniz Poyraz katledildi. ‘Ya güzellikle demokratik siyaseti size yasaklayacağız, hukuki yol ve yöntemler kullanarak, ya da bunu zorla, katliamlara başvurarak yapacağız’ dediler. Bu daha önce yapılmayan bir şey değildi. Seçim öncesi bomba patlatmak ülkede gerçekleşen şeylerdi” dedi.    ‘Kapatma dosyasında verilecek karar diğer dosyalar için İhsas-i rey olacak’   HDP’ye yönelik hazırlanan iddianamede bir partinin kapatılması için yeterli gerekçenin sunulmadığını söyleyen Ayşegül, ülkenin ve AYM’nin bu konuda oldukça sabıkalı olduğunu dile getirdi. Daha önce AYM tarafından 26 siyasi parti hakkında kapatma kararı verildiğini sözlerine ekleyen Ayşegül, şöyle devam etti: “Hukuki olarak bazı değişiklikler söz konusu. Daha önce bireysel başvuru yolları açılmadan AYM bu kararları veriyordu, şimdi iddianamede ismi geçen siyasetçilerin çoğunun dosyaları AYM’de mevcut. Kapatma dosyası hakkında vereceği karar diğer dosyalar için bir İhsas-i rey (tarafını belli etme) niteliğinde olacak. İddianamede yer alan ithamların çoğu siyasetçilerin açıklamalarından, demokratik faaliyetlerinden kaynaklı açılan ve daha soruşturma aşamasında olan dosyalardan oluşuyor. Böyle bir şeye dayanarak kapatma kararı verilemez ama yöntemlerine baktığımızda istemedikleri şeyler karşısında ne kadar pervasızlaşabildiklerini görüyoruz.”   ‘Faşizm, kendi uygulamalarını uygulamaktan aciz’   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) AYM tarafından kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) kararını hatırlatan Ayşegül, AİHM’in bu karar nedeniyle Türkiye’yi mahkum ettiğinin altını çizdi. HDP açısından da yeniden bir ihlal kararının çıkabileceğini vurgulayan Ayşegül, “İktidar ve ortağı hukuku kendi çıkarlarına hizmet ettiğinde bunu uygulanabilir bularak uygulanmasını sağlıyorlar ama hukuk çıkarlarına uymadığında buna uymak için hiçbir gerekçeleri yok ve açıkça çiğniyorlar. ‘Hukuk devleti, siyasi çoğulculuk’ diyoruz, demokrasiden bahsederken ‘Türkiye demokratik bir hukuk devletidir’ diyoruz. Fakat demokrasinin sağlanması için gereken siyasi partilerin varlığını bir anda kapatmalarla, yok sayabiliyoruz. Faşizm, kendi uygulamalarını bile uygulamaktan aciz kaldığı bir süreçten geçiyor. Bu sürdürülebilir bir şey değil, halkların da kabul edebileceği bir durum değil. Partiye açılan kapatma davasıyla partiye oy verenlerin iradesi de yok sayılıyor. ‘Milli iradeden’ bahsedenler söyledikleriyle çelişiyor” ifadelerini kullandı.   ‘Hukuki uyuşmazlığın tarafına göre hukuk var’   Hukuk devletinin sadece kağıt üzerinde olduğunu vurgulayan Ayşegül, bu süreçte devletinin “sözde hukuk devleti” olduğunu anladıklarını dile getirdi. Muhalefet partilerinin söz konusu olduğunda hukuk ve demokrasinin rafa kaldırılabileceğini ifade eden Ayşegül, kendilerine dokunulduğunda bunun söz konusu olmadığını belirtti. Geçmiş dönemlerde AKP’ye açılan kapatma davasını hatırlatan Ayşegül, “AYM, AKP’nin kapatılmasının reddine karar vermişti. Ardından AKP, parti kapatmalarını daha zorlaştıracak yasal düzenlemeler yaptı. Kişi ve konuya göre, hukuki uyuşmazlığın tarafına göre hukuk var. Öyle bir hukuk devleti söz konusu” dedi.   ‘Parti kapatma hukuksuzluk üzerine kurulu sistemin bir sonucu’   Ayşegül, iddianameyi hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 5 aday arasından 4’üncü sırada olmasına rağmen Cumhurbaşkanı tarafından seçildiğini hatırlattı. Bunların tesadüf olmadığına işaret eden Ayşegül,  iktidarın çıkarları doğrultusunda yargıda yer alacak insanları seçtiklerini vurguladı. “Seçilmiş ve atanmış kişilerden oluşan bir yargı söz konusu” diyen Ayşegül şöyle devam etti: “Böyle bir durum ve ortamda bu mercilerin vereceği kararlar hukuka uygun mu? Parti kapatmaya gelene kadar çok daha derin ve temel sorunlar var. Hukuk devleti çatırdıyor. Parti kapatma da bu hukuksuzluk ve adaletsizlikler üzerine kurulu sistemin bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.”   ‘Gizli tanık beyanlarına dayanarak bir hüküm kurulamaz’   HDP’ye yönelik kapatma davasında yer alan “gizli tanıklara” değinen Ayşegül, ceza hukukunda çeşitli delillerin söz konusu olduğunu ifade ederek, “gizli tanık” veya “itirafçı tanığın “beyan grubu”na girdiğini kaydetti. Beyan delillerinin ceza hukukunda en az güvenilir olan deliller olduğuna dikkat çeken Ayşegül, “Sadece bunlara dayanarak bir hüküm kurulamaz. Ama son zamanlardaki yargı pratiğinde, kendimin ve tutsak avukat arkadaşlarımın dava dosyasından da örnek verecek olursam sırf bunlara dayanılarak insanlara onlarca yıla varan cezalar veriliyor, özgürlükleri gasp ediliyor. Parti kapatma davası da AİHM’de bozulacak bir süreç ama şimdi bu süreç işletilerek tüm topluma bir mesaj verilmek isteniyor. İtirafçı tanık beyanları, suçtan kurtulmak için başkalarına suç atarak beyanda bulunan insanlar kendilerini kurtarıyor ama başka insanlar özgürlüklerini kaybediyor” şeklinde konuştu.   ‘Toplum teslim alınmaya çalışılıyor’   Tüm toplumun teslim alınmaya çalışıldığını dile getiren Ayşegül, iktidarın, “Biz her şeyi yapabiliriz ve siz bize boyun eğmek zorundasınız” mesajı verdiğini söyledi. Yargının bir şekilde iktidara bağlanmış durumda olduğunu sözlerine ekleyen Ayşegül, “HSK’daki atanma şekilleri, AYM ve Yargıtay üyelerinin belirlenmesi, bağımsız ve tarafsız yargının ortadan kaldırıldığını gösteriyor. Bu durum çok zayıf olduklarının göstergesi. Ne zaman zayıflasa saldırı yöntemlerini benimser” diye belirtti.