'İsmi değişse de çıplak arama var, teşhir edilmeli' 2021-11-27 09:03:28     İSTANBUL - Çıplak aramada “detaylı arama” olarak isim değişikliğine gidilmiş olmasının, uygulamada herhangi bir etkisi olmadığını belirten feminist avukat Meriç Eyüboğlu, çıplak aramanın hak ihlali olduğunu, buna maruz kalanların ise teşhir etmesinin önemli olduğunun altını çizdi.    Gözaltında ve cezaevinde yaşanan hak ihlallerinden biri de çıplak arama işkencesi. Yetkililer ve iktidar sözcüleri her fırsatta söz konusu işkenceyi inkar etse de çıplak aramaya maruz bırakılanların anlatımları, gerçeği somut olarak ortaya koyuyor. İktidar buna çözümü ise çıplak aramayı yasaklama yerine yönetmelikte “çıplak arama” olarak yer alan ibareyi “detaylı arama” olarak değiştirmekte buldu. Bu karar, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de de yer aldı.   'Son zamanlarda yaygınlaştı’   Feminist avukat Meriç Eyüboğlu, gözaltında ve cezaevinde çıplak arama işkencesi ve isim değişikliğine dair değerlendirmelerde bulundu.    Türkiye’de çıplak aramanın ne oranda uygulandığını bilmenin mümkün olmadığını söyleyen Meriç söz konusu işkencenin hemen duyurulmasının önemini vurguladı. Meriç, yakın zamanda basına da yansıyan Boğaziçi Üniversitesi ve 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylemlerinde gözaltına alınan kadın ve LGBT+’ların da aralarında olduğu birçok kişinin bu uygulamaya maruz kaldığını hatırlattı. Meriç, “Çıplak aramaya maruz kalan kişiler bunu söylemediği sürece çıplak aramanın uygulandığını bilmek mümkün değil. Ama İstanbul’da son zamanlarda çıplak aramanın sık yapıldığını söyleyebiliriz. Cezaevinde çıplak arama herkese uygulanıyor ama gözaltılar da kadınlara ve LGBT+’lara daha çok uygulanıyor. Çıplak arama cinsiyetle bağlantılı bir uygulama” dedi.   ‘Çıplak arama teşhir edilmeli’   Çıplak aramaya maruz kalındığında ilk adımın yaşananları duyurmak olması gerektiğini vurgulayan Meriç, Taksim Dayanışması’nda çıplak aramaya “işkence” suçu olarak dava açılmasının en önemli nedeninin, bunu yaşayanların hemen söylemesinden kaynaklandığını belirtti. Meriç, “Daha gözaltındayken olayı öğrenip savcılık ve mahkeme aşamasında bunu ifade etmemiz bize destek oldu. Çıplak aramanın suç olduğunu, bunun uygulanmaması gerektiğini buna maruz kalanlar ya ne yaşadığını bilmiyor ya da ilk anda söylemiyor. İlk anda söylemeyip daha sonradan şikayetçi olunca yol alınamıyor. Tutuklanma ve uzun gözaltılar çıplak aramadan daha çok gündem oluyor. Çıplak arama tali bir şey olarak kalıyor” ifadelerini kullandı.   ‘İşkence olarak değerlendirilmesi önemli bir gelişme’   Taksim Dayanışması üyelerine yönelik çıplak aramanın “işkence” olarak değerlendirilmesinin önemli bir gelişme olduğunu söyleyen Meriç, şunları ekledi: “İşkence suçu olarak gözüküyor dosyamız ama yargılama sürecinin sonunda çıkacak karar konusunda iyimser değilim. Ama bu davanın bu kadar süre sonra açılması kıymetli bir şey. Bu davayı bir mücadele alanı olarak görüp uğraşacağız. Davaya sahip çıkmak önemli. Bu sadece Mücella ve Cansun’un davası değil. Buradan çıkacak sonuç cezaevinde, gözaltında da sık sık maruz kaldığımız ya da maruz kalma ihtimalimiz için önemli.”   ‘Çıplak arama göz ardı ediliyor’   Gözaltında çıplak aramaya maruz kalmış ama savcılık ve mahkeme aşamalarında beyan etmeyerek daha sonra savcılığa şikayette bulunan birinin dosyasının takipsizlik ile sonuçlandığını hatırlatan Meriç, “Dosya Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gidiyor. AYM, hiçbir aşamada beyan etmediği için bu iddiayı inandırıcı bulmadığını söyleyerek dosyayı reddediyor. O yüzden hangi hak ihlaline maruz kalırsanız kalın orada tanıdığınız tanımadığınız kişilerle, avukatlarla paylaşmak verilen belgelere maruz kalınan hak ihlalini yazmak önemli. Çıplak aramalara karşı ihmalkarlık var. Tali görülüyor bunu değiştirmeliyiz” şeklinde konuştu.   ‘Çıplak arama tarihe not olarak düşüyor’   Çıplak aramanın sadece duyulmasının bile en az dava açılması kadar önemli olduğunun altını çizen Meriç, çıplak aramanın hak ihlali raporlarına geçmesinin tarihe not düşme açısından önemli olduğunu vurguladı. Bu konuda HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun önemli bir çaba sarf ettiğini ifade eden Meriç, “Çıplak arama önceden de yaşanan bir durumdu. Politik olarak gözaltına alınanlara, örgütlü kesime uygulanırken giderek daha yaygınlaştığını görüyoruz. Ömer Faruk Gergerlioğlu kanalıyla 15 Temmuz sonrası paralel devlet yapısı, cemaat gerekçesiyle gözaltına alınan kadınlara da çıplak aramanın uygulandığını öğrenmiş olduk. Bu konudaki açıklamalarında ısrarlı durması, gündeme getirmesi Türkiye’de çok geniş kesimlerin öğrenmesine vesile oldu. Dokunulmazlığının kalkması ve cezaevine girmesi sürecinde bu konuyu gündeme getirmesi bir bakıma neden oldu. Siyasi iktidarı kızdırdı” diye belirtti.    ‘Çıplak arama ile insanlar tecrit ediliyor’   Keyfi olarak yapılan çıplak aramanın, kişiyi “küçük düşürme” ve “had bildirme” amaçlı kullanıldığını dile getiren Meriç, “Cezaevinin içinde olan insana çıplak arama yapıyorlar. Bu insan zaten cezaevinde. Ne olabilir üstünde? Hukuka aykırı. İnsanların revire, görüşe gitmek istememesine neden oluyor. Çünkü her seferinde çıplak arama yapılıyor. Dışarıyla bağlantısını kesme amaçlı bir uygulama aynı zamanda” diyerek, bu işkence ile tecridin de oluşturulduğunu sözlerine ekledi.   Davaya sahip çıkma çağrısı   Meriç, daha önce Tarlabaşı’nda yolda yürürken, polislerin kimlik sorması sırasında yaşanan tartışmada bir kadının gözaltına alındığında önce çıplak aramaya maruz kaldığını, sonra gözaltı kaydı yapıldığını söyledi. Meriç, “Çıplak arama uygulayan 3 polis hakkında şikayetçi olmuştuk ve dava açmıştık. Yargılamanın sonucunda bir polis kusurlu bulundu. Ama etkisiz bir ceza verildi, o da ertelendi” dedi.    ‘Sadece ismi değişti’   Siyasi iktidarın “uygulanmıyor böyle bir şey yok” diye geçiştirdiği çıplak aramanın aslında uygulandığını göstermenin, polislerin önünde engel oluşturması açısından önemli olduğunu belirten Meriç, çıplak aramanın  “detaylı arama” olarak isim değişikliğine dair de şu yorumu yaptı: “Çıplak aramanın ismini infaz kanunu kapsamında cezaevleri için ‘detaylı arama’ yaptılar. Sadece adını değiştirdiler. Çıplak arama sırasında eldiven kullanılacak gibi düzenlemeler getirildi. Eldiven kullanınca kişinin maruz kaldığı hak ihlali gerçekleşmiyor mu? Çıplak arama sırasında sadece kişi çıplak kalmıyor aynı zamanda aşağılanmanın katmerlenmesi için eğil, kalk, öksür gibi hareketler yaptırılıyor. Yani yeni getirilen yenilik olan eldiven ile bir ilgisi yok. Çıplak arama kabul edilemez. Sadece ismi değişti başka bir şey değişmedi. Bu düzenleme şu anlık cezaevleriyle sınırlı.”