'Êdî bes e, savaş sona ersin!' 2021-11-23 09:03:59   İSTANBUL - Türkiye’nin savaş ve tecrit politikalarına tepki gösteren Barış Anneleri, “Türkiye günde 4-5 defa uçak kaldırarak Kürdistan’a kimyasal atıyor, insanlarımızı şehit düşürüyorlar, bedenlerini yakıp kömür haline getiriyorlar. Anneler olarak bunu kınıyor ve bu savaşın durmasını istiyoruz” diye seslendi.   22 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit günden güne ağırlaşırken, 8 aydır kendisinden hiçbir şekilde haber alınamıyor. Tecrit İmralı’dan başlayarak toplumun tamamına yayılırken, cezaevlerinden sokaklara yaşamın her alanında tecrit politikalarının yine en büyük etkisini kadınlar yaşıyor. Öte yandan Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarına ara vermeyen Türkiye, Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik 23 Nisan’da başlattığı operasyon ise devam ediyor. Söz konusu operasyonda Türkiye’nin kimyasal silah kullanarak savaş suçu işlediği gündeme gelirken, yaşananlara ilişkin herhangi bir yaptırım da uygulanmamakta.   İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi’nden Hikmiye Önel ve Medine Çeken, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, savaşın son bulması ve tüm kadınların 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde sokaklarda olması çağrısında bulundu.   ‘Annelerin ağlamasını istemiyoruz’   Barış Annesi Hikmiye Önel, savaşın sona ermesini talep ettiklerini dile getirdi. Savaş olduğu sürece huzurun da olmayacağını ve şiddetin devam edeceğini belirten Hikmiye, “Her gün onlarca kadın katlediliyor kimse onları görmüyor, nerede olursa olsun savaş istemiyoruz. Bütün anneler adına söylüyorum bu savaşı kabul etmiyoruz, çocuklarımızın kanı artık dökülmesin, asker, gerilla, polis, kim olursa olsun, çocuklarımızdır. Biz kavga, annelerin ağlamasını, savaşı istemiyoruz” sözleriyle kamuoyuna seslendi.   ‘Barış isteyenler yargılanıyor’   Tüm cezaevlerinde son zamanlarda “şiddetli” bir tecridin var olduğuna ışık tutan Hikmiye, PKK Lideri üzerindeki tecridin kırılması çağrısıyla şunları kaydetti: “Her türlü şiddet var, bunun kaldırılmasını ve barış getirilmesini istiyoruz, barışın olduğu yerde huzur da vardır.” Yine kadın katliamlarının da tecritten bağımsız olmadığına değinen Hikmiye, faillerin cezasızlık politikasıyla “korunduğuna” dikkat çekerek, “Kadınların katledilmesi hoşlarına gidiyor, biz neden öldürülüyoruz, onları serbest bırakıyorlar. Suç işleyenler, çocuklarını, eşlerini katledenler, hırsızlar serbest bırakılıyor ama barış isteyenler, anadillerini isteyenlere 20-30 yıl ceza veriliyor. Bu doğru bir şey değil bunun olmaması lazım” ifadelerini kullandı.   ‘25 Kasım’da herkes sokaklara çıkmalı’   “Anneler başta olmak üzere 25 Kasım’da kimsenin evde kalmaması gerek, belki bir şeyler elde ederiz ve tecridi kırarız, biraz nefes alırız” cümlelerini kuran Hikmiye, 25 Kasım’da tüm kadınları sokaklara ve meydanlara çağırdı. Hikmiye, şiddetin kadınların üzerinden uygulandığını vurgulayarak, “25 Kasım’da annelerin ve herkesin alanlarda olmasını, meydanlara çıkmasını, yürüyüşlere katılmasını istiyorum. Özellikle annelerden rica ediyorum çünkü bu şiddet onlar üzerinden yürütülüyor” diye konuştu. Hikmiye devamında şunları kaydetti: “Tecrit olduğu için uykumuz dahi gelmiyor çünkü tüm cezaevlerinde tecrit var. Önderlikten tutun siyasete kadar tecrit var ama diğerleri de dışarıda keyif yapıyorlar, istediklerini serbest bırakıp istedikleri zaman tutuyorlar ama konu siyaset olunca değişiyor. Siyasetçiler kötü bir şey yapmamışlar ki barış istiyorlar, insan gibi yaşamak istediklerini söylüyorlar ancak bu kabul edilmiyor.”   ‘Biz insan değil miyiz!’   Öte yandan Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne dönük kimyasal silah kullanımını eleştiren Hikmiye, “Türkiye’nin kullandığı kimyasal silahları zamanında Saddam Hüseyin de kullandı, Amerika dahil birçok güç kabul etmedi. Saddam’ın kimyasal kullandığı insanlar da bizim insanlarımızdı. Onlara da içim çok acıdı çünkü onlar Türkiye’ye geldiklerinde elimizden gelen yardımı yapmaya çalıştık. Ama Türkiye günde 4-5 defa uçak kaldırarak kimyasal atıyor Kürdistan’a, insanlarımızı şehit düşürüyorlar, bedenlerini yakıp kömür haline getiriyorlar. Kürdistan coğrafyasında artık ot bitmiyor. O kimyasal zaten bir zehirdir, düştüğü yerde insan da olsa her ne olursa yakıp eritiyor ama kimse görmüyor ve neden diye sormuyor, biz insan değil miyiz?” diye seslendi.   ‘Çocuklarının cenazelerini tanıyamıyorlar’   Kimyasal saldırılara karşı dünyanın “sessizliğine“ tepki gösteren Hikmiye, Birleşmiş Milletler (BM) dahil tüm dünyanın ayağa kalkması ve hesap sorması gerektiğinin altını çizdi. Savaşın sona ermesi çağrısını yineleyen Hikmiye, “İnsan kemikleri kömürleşiyor, insanlar çocuklarının cenazelerini tanıyamıyorlar, yazık değil mi, adı kimyasal çünkü. Anneler olarak bunu kınıyoruz, çok çirkin bir şey, bu savaşın durmasını istiyoruz başka da bir şey istemiyoruz” dedi. KDP Genel Başkanı Mesut Barzani’nin Türkiye ile işbirliği yapığını söyleyen Hikmiye, şöyle devam etti: “Türkiye’nin ne işi var Irak’ta? Barzani de bir Kürttür, niye bu saldırılara yol açtı? O çocuklar bizim çocuklarımız, Kürt halkının çocukları, Barzani bunu bilmiyor mu? Nerede olursa olsun Kürt Kürttür. O da buna tahammül etmemeli, nasıl vicdanı el veriyor Kürt çocuklarının kimyasalla bombalanmasına. Çünkü Türkiye ne yapıp ettiyse orada başarılı olamadı, Barzani de kendini ortak etti bu başarısızlığa.”   ‘Êdî bese!’   Yaşananlara “Êdî bese!”, “Artık yeter” diyerek tepki gösteren Hikmiye, “Barzani Türkiye’ye yol gösterdi, eğer yol göstermeseydi hiçbir yere gidemezdi ama Barzani de çok ayıp bir şey yaptı. Biz her yerde bunu söylüyoruz, eğer kendini bir Kürt lideri olarak tanımlıyor ve bu önderliğe devam etmek istiyorsa kendi çocuklarını öldürmemelidir. Tam tersine çocuklarını katlediyor hem de kimyasallarla. Kendi ülkesinin toprağını eritti. Beklentimiz aklını kullanarak bunu durdurması. Bunlara artık yeter diyoruz. Biz anneler tecridin kalkması, saldırıların son bulmasını istiyoruz” dedi. Hikmiye, başta Abdullah Öcalan olmak üzere yaşamın her alanına yayılan tecridin son bulması için mücadele etmekten vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.   ‘Herkes sesini yükseltmeli’   Barış Annesi Medine Çeken de, “Tecrit, kadınların da tecrit altında olması demek, oradaki zulüm ister istemez kadınlara da yansıyor” diyerek, herkesin tecride karşı sesini yükseltmesi gerektiğini söyledi. Medine, devamında şunları kaydetti: “Yaşanan her şey için sokaklardan evlerimize girmememiz gerekiyor artık. Sessiz kalmasınlar, biz zulme boyun eğdiğimiz sürece ölümler ve bu zulüm hiçbir zaman bitmeyecek. Bunun en iyi örneklerinden biri de benim, hiçbir zaman susmadım, her zaman başkaldırdım ve kazandım. Kadınlar ayaklarının üzerinde durabilmeli, güçlerini gösterebilmeliler. Annelerin çabası küçümsenecek bir çaba değil ve her alanda da varlar, hiçbir şekilde durmuyorlar, daha da güçlenmemiz lazım. Çok baskı altında kalıyoruz.”   ‘Avrupa artık sessiz kalmamalı!’   Kimyasal silah kullanımına Avrupa’daki tüm ülkelerin ses çıkarması gerektiğini vurgulayan Medine, “Yapan Kürdüm diyor, bizden biri ama kendi kardeşinin kanıyla besleniyor. Bütün Avrupa ülkelerinin artık buna sessiz kalmamasını istiyorum, onlar da artık bir yerde dur desinler. Böyle bir savaş politikası olamaz. Savaşın da bir adabı, usulü var. Avrupa’nın da artık buna sessiz kalmamasını istiyorum” diye seslendi.