Mücadeleleriyle sınırları aşan kadınlar 25 Kasım yürüyüşüne çağırıyor 2021-11-19 09:06:48     Hikmet Tunç   VAN - Erkek devlet şiddetine karşı alanlara çıkmaya hazırlanan Van’daki kadın örgütleri, 25 Kasım günü gerçekleştirecekleri yürüyüşe tüm kadınları davet etti. Birlikte mücadelenin önemini vurgulayan kadın örgütleri, mücadelelerinin sınırları aştığına dikkat çekti.     25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne sayılı günler kala, erkek egemen zihniyetin politikaları sonucunda neredeyse her gün en az bir kadının katledildiği Türkiye ve bölge kentlerinde, kadınlar alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Bu kentlerden biri olan Van’da ise kadın platformları, meclisler ve dernekler, eylem ve etkinliklerine bugün başlarken, 25 Kasım günü ise Musa Anter Parkı’ndan Feqiye Teyran Parkı’na gerçekleştirecekleri yürüyüşle seslerini yükseltecek.    Kentteki kadın örgütü temsilcileri, 25 Kasım’a dair değerlendirmelerde bulundu.    ‘Şiddete karşı daha güçlü olma adına etkinlikler düzenliyoruz’   Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) Van Şubeler Platformu Kadın Meclisi üyesi Funda Demir Bozkurt, “Biz de diğer kadın kurumları gibi oldukça donanımlı hazırlanmaya çalışıyoruz. Bugünden başlayarak panelimiz, kitap söyleşimiz, hemen bununla birlikte broş yapma atölyemiz olacak. Daha önce de bu tarz etkinlikler yapmıştık. Katılım oldukça güçlüydü. 25 Kasım’a doğru giderken, özellikle ülkemizde yerelde yaşanan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddetin çok farkında olan bir noktadan yaklaşıyoruz. Bu farkındalığı arttırmak için kendi üyelerimizle, kendi iç çalışmalarımızla biraz daha güçlü hareket etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘Kadınların birlikte, yan yana duruşunu sergilemek için’   Etkinlikler kapsamında özgürlük bilincinin açığa çıkmasını hedeflediklerini kaydeden Funda, şunları dile getirdi: “Özellikle seçmiş olduğumuz filmlerde, kitap söyleşilerinde, daha çok kadına yönelik şiddeti konu edinen, kadının özgürlük bilincini konu edinen yerlerden yaklaştık. Broş yapma etkinliğimizi daha önce de atölyelerle yapmıştık. Özellikle kadınların birlikte, güçlü ve yan yana duruşunu sergilemek adına yaptık. Özellikle kamusal alanda çalışan kadınların 190 sayılı ILO Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun daha iyi anlaşılıp uygulanması için bir panel düzenlemeyi düşünüyoruz. Her iki panelistimiz de avukat, bizim kendi üyelerimiz ve iç çalışmalarımızda bu sözleşmede nerelerdeyiz, neler uygulanıyor üzerinden tartışma yürüteceğiz. Bu sözleşme, şiddete karşı bizleri ne kadar koruyacak? Özellikle bunları ifade edebilmek için bir araya geliyoruz.”   ‘Tüm kadınları etkinliklerimize katılmaya çağırıyoruz’   Amaçlarının kadına yönelik şiddete karşı farkındalığı arttırmak olduğunu vurgulayan Funda, “Ülkede, bölgede neredeyse her gün üç kadının katledildiği, çocukların şiddete uğradığı bir süreçle karşı karşıyayız. Bu anlamda bizim yapmış olduğumuz etkinlikler hem farkındalığı yükseltecek, hem de bir arada olmanın güçlü bir mesaj olduğunu düşünüyoruz. Tüm kadınları da özellikle bu çalışmalarda bizlerle birlikte olmaya çağırıyoruz” sözlerini kullandı.   ‘Sokağa çıkmaya hazırlanıyoruz’   Van Kadın Platformu Sekreteryası Asya Kaçar ise 25 Kasım kapsamında, Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), siyasi parti temsilcileri, kadın meclisleri, feminist aktivistler ve bağımsız kadın kuruluşları ile bir araya gelerek alanlara çıkmaya hazırlandıklarını dile getirdi. Asya, “Kadına yönelik cinsel, ekonomik, psikolojik, fiziksel şiddeti daha görünür kılmak için ve bu şiddetle nasıl baş edebileceğimizi konuşacağız ve bir arada dayanışma halinde olacağız. Bu kapsamda 22 Kasım’da panelimiz ve 25 Kasım da yürüyüşümüz olacak”  sözlerine ye verdi.     Van’da kadın katliamları artıyor   Kadına yönelik şiddete karşı herkesin 25 Kasım günü yapılacak yürüyüşe katılması gerektiğinin altını çizen Asya, “Eğer haberlerden, sanal medya platformlarından kadın ölümlerinden haberdarlarsa, Van’daki kadın şiddetinin git gide tırmandığını, çok yükseldiğini fark edeceklerdir. Buna susmamızın da büyük bir katkı sağladığını düşünüyorum. Çünkü susarsak sıra bize kadar geliyor. Susmak istemiyorsak;  hepimizden ses çıkması gerektiğini düşünüyorum. Herkesi bu sorumluluğu almaya davet ediyorum” çağrısında bulundu.   ‘Kadın mücadelesi sınırları aştı’   Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülcan Kaçmaz Sağyiğit de, Mirabel kardeşlerin mücadelesini anımsatarak, o günden bugüne kadın mücadelesinin sınırları aştığını ifade etti. Mirabel kardeşlerin mücadelesinin mirasçıları olarak bir 25 Kasım’ı daha karşılayacaklarını söyleyen Gülcan, “Aslında biz kadınların her günü 25 Kasım olarak karşılamamız gerekir. Artık Türkiye’de kadına yönelik kırım, şiddet, çocuğa yönelik her türlü istismar en yüksek seviyesine ulaşmış durumda. Bizler bu röportajı yaparken dahi birçok kadın arkadaşımız taciz, tecavüz ve katledilmeyle karşı karşıya kalıyor” dedi.    ‘Kürt kadınlar baskı altında’   Kürt kadınlara yönelik ayrı bir politikanın devreye konulduğunu ifade eden Gülcan, Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından intihara sürüklenen İpek Er’in maruz kaldığı şiddeti hatırlattı. Yine fuhuşun madde bağımlılığının bölgede sürdürülmeye çalışıldığını kaydeden Gülcan, özellikle buna karşı mücadele eden kadınların hedef alındığını sözlerine ekledi. Gülcan, “Özgürlük mücadelesi yürüten Kürt kadınların nasıl baskı altında oldukları, nasıl tutuklandığı örnekleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Sevgili Ayşe Gökkan kadın mücadelesi yürüttüğü için 30 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ayşe Gökkan gibi birçok arkadaşımız sırf kadın mücadelesi yürüttükleri için şu an cezaevinde tutsak haldeler. Gerek içerdeki arkadaşlarımız gerekse bu uğurda bedel ödeyen tüm kadın yoldaşlarımızın mücadelesine bağlı kalarak bizlerin de sokakları terk etmemesi gerekiyor. Kadına yönelik şiddetle uluslararası mücadele gününde alanları, sokakları boş bırakmamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.   ‘Sokaklarda, meydanlarda olalım’   Gülcan sözlerini şöyle sürdürdü: “Kimliğimiz dilimiz, dinimiz ne olursa olsun hangi düşünceye inanıyorsak inanalım, kadın sorunu ortak bir sorundur. Ortak sorun karşısında ortak mücadele geliştirmek gerekiyor. Biz kadınlar bunun bilinciyle öz gücümüzün farkına vararak; yeni bir yaşamı inşa etme gücünün olduğu bilincinde sokaklarda, meydanlarda olalım. Gerek gasp edilen kazanımlarımıza yönelik gerekse, ekstra kazanımlar elde edebilmek için sokakların, meydanların bizim olduğu bilinciyle hareket edelim. Sevgili Mirabel kardeşlerden Maria’nın dediği gibi ‘haklı olduğumuz her şey için mücadele etmeye devam edelim’.”   ‘Şiddet toplumsal bir sorun’   Star Kadın Derneği üyesi Serap Güvenç, kadına yönelik her türlü şiddetin temel sorunlar arasında yer almaya devam ettiğini söyledi. Serap, “Küresel bir sorun olarak devam eden şiddet, kentimizde de toplumsal sorun olarak varlığını sürdürüyor. Toplumsal yaşamın her aşamasında yaşanan kadına yönelik şiddet olgusu, kadını maddi ve manevi bütünlüğüne zarar vermesi yanı sıra yaşama aktif olarak katılmasının önüne de geçmektedir” dedi.     Fuhuşa karşı mücadele   Dernek olarak kadınların maruz kaldığı şiddete, ayrımcı politikalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini ifade eden Serap, “Kadın ve çocukların maruz kaldığı şiddete ilişkin hazırladığımız broşürleri mahalle ve sokaklarda dağıtacağız. Başvurucularımıza yönelik dayanışma ziyaretleri gerçekleştireceğiz. Ayrıca son dönemde bölgemizde yaşanan madde bağımlılığı ve fuhuş ile ilgili Hakkari’de kadınlarla bir araya geleceğiz” diye konuştu.