DAKAP 25 Kasım’a hazır: Savaşa, şiddete karşı özgürlük zamanı 2021-11-16 09:01:09     DİYARBAKIR - DAKAP öncülüğünde gerçekleşecek 25 Kasım eylem ve etkinliklerinin startının yarın verileceğini söyleyen DAKAP Dönem Sözcüsü Çağla İzci, şiddete, taciz, tecavüz ve hak gasplarına karşı alanlarda olacaklarına vurgu yaptı.   Bölgede ve Türkiye’de Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi ve kadın örgütleri, 25 Kasım Kadın Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında erkek-devlet şiddetine karşı alanlara çıkmaya hazırlanıyor. Eylem ve etkinliklerin startı birçok kentte verilirken, Diyarbakır’da da Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) öncülüğünde "Savaşa, şiddete, yoksulluğa, istismara karşı kadın özgürlük zamanı" şiarıyla bir dizi etkinlik gerçekleştirilecek. Etkinliklerin startı ise yarın verilecek.   Diyarbakır'da düzenlenecek olan etkinliklere ilişkin konuşan Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) Dönem Sözcüsü Çağla İzci, "Kadınız güçlüyüz ve her yerde bir aradayız" vurgusuyla alanlarda olacaklarını belirtti.   ‘Ataerkil sistem her alanda kadının karşısına çıkıyor'   Başta Türkiye olmak üzere kadına yönelik şiddete karşı bütün ülkelerde kadınların büyük bir mücadele sergilediğini belirten Çağla, 25 Kasım'ın sadece kadına yönelik şiddetle mücadele günü değil aynı zamanda ataerkil sisteme karşı mücadele edilen bir gün olduğunu kaydetti. Çağla, "Türkiye ve birçok ülkede uzun bir süredir 25 Kasım sanki sadece evde ve sokakta şiddete maruz kalan kadınların mücadele günü gibi anılıyordu. Tabi ki bizler kadın olarak ev içinde gördüğümüz şiddet maalesef ki ataerkil düzenden gördüğümüz en büyük sorunlardan bir tanesi. Fakat kadınlar sadece ataerkil düzenden dolayı şiddet görmüyor. Ataerkil sistem her alanda kadının karşısına çıkıyor. Kadın her alanda bunlarla mücadele ederken katlediliyor. Bunun için 25 Kasım sadece kadına yönelik şiddetle mücadele günü değil, ataerkil sistem ve bu sistemden gelen şiddete karşı çıkılan bir gün" ifadelerini kullandı.   'Zaman kadın özgürlük zamanı'   Türkiye ve bölgede hükümet tarafından kadınlara yönelik uygulanan politikalara işaret eden Çağla, kadınların her yandan baskı ve saldırılara maruz bırakıldığını söyledi. Çağla, "Cezaevlerinde mahpus kadınlara yönelik ciddi oranda yoğunlaştırılmış bir şiddet söz konusu. Bununla beraber özellikle bölgede ve Diyarbakır ilinde cinsel saldırılar artmış durumda. Özellikle hükümet tarafından feshedilen İstanbul Sözleşmesi’yle kadınlar resmen topyekun bir saldırı altında. Bir yandan da kadın mücadelesi asılsız iddianamelerle yargılanıyor ve cezalandırmalarla bastırılmaya çalışılıyor. Yine uygulanan bu politikalarla çocuk istismarları artmış durumda. Aşırı oranda madde bağımlılığı gençler arasında çok yaygınlaşmış. Çeteleşme olayları da iktidar tarafından topluma yayılmaya çalışıyor. Yine aynı şekilde kadın bedeni üzerinden ticaret yapılması. Bütün bu sorunlara karşı, kadınlara uygulanan bu baskılara ses çıkaracağız. Sesimiz 'zaman kadın özgürlük zamanı' sesi olacak" diye kaydetti.   ‘Sesimizi yükseltmek istiyoruz’   Çağla, DAKAP olarak her 25 Kasım'da olduğu gibi bu yıl da kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla çalışma gerçekleştireceklerini dile getirirken, şu bilgileri verdi: "Çalışmalarımızın başlangıç etkinliğini Kasım ayının 17'sinde tutsak kadınlarla dayanışma etkinliği olarak belirledik. Çünkü son zamanlarda gözaltına alınan ve tutsak olan kadınlara yönelik cinsel saldırı boyutuna varan aramalar yapılıyor. Bunun en önemli örneği ise Garibe Gezer. Bu planlama kapsamında tutsak kadınlara kart yazıp saat 11.00'de Ofis PTT önünde kadın arkadaşlarla beraber dayanışma mesajımızı göndereceğiz. Madde bağımlılığı konusunda HDP Gençlik Meclisi’yle beraber her zaman alanlarda mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bunun vurgusunu da yaparak haykırmaya devam edeceğiz. 25 Kasım'a ilişkin final yürüyüşümüz için güzergahlar belirledik. Fakat izinlerden dolayı tam netleştiremedik ve bunun için hala bekliyoruz. Bu konuda yapacağımız yürüyüşün özellikle Bağlar veya Ofis semti olmasını istiyoruz. Çünkü bu güzergahlar en çok kadın bedeni üzerinden ticaret yapıldığı ve bunun topluma dayatılmaya çalışıldığı alanlar. Bunun için yürüyüşümüzü bu güzergahlarda gerçekleştirerek sesimizi yükseltmek istiyoruz.”   ‘Birçok kurumla ortaklaştık’   20 Kasım’da İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Gülistan Doku’ya atfettiği oturma eylemine kitlesel olarak katılacaklarını ifade eden Çağla, Gülistan Doku İçin Adalet Komisyonu’nun düzenlediği ve Bir Tiyatro Odası’na bağlı bir ekibin “Benim adım Tiyatro” gösteriminin olacağını da ekledi. Çağla, finali ise 25 Kasım’da saat 17.00’de meşaleli yürüyüş ile gerçekleştirmeyi planladıklarını kaydederek, “24 ve 25 Kasım’da İnsan Hakları Komisyonu ve Şiddetle Mücadele Ağı geçtiğimiz 10 aylık ihlal raporlarını yayınlanacak” dedi.   Çağla, 25 Kasım için yapılacak olan çalışmalarda çok sayıda sivil toplum kuruluşu ile ortaklaştıklarını sözlerine ekledi.   ‘Alanlarda var olan gücümüzle haykıracağız'   Kadına yönelik şiddet konusunda kadınların her türlü şiddete karşı her alanda mücadele ettiğinin vurgusunu yapan Çağla, mücadele etmek ve bir arada durmak isteyen kadınların suçlu olarak itham edildiğini belirtti. Çağla, şunları dile getirdi: "Bizler kadın olarak bu topraklarda hakkımızı savunduğumuz zaman ‘suçlu’ olarak teşkil edilebiliyoruz. Fakat biz her zaman buradayız. Mücadelemizi yürüterek bir arada dayanışma hali içindeyiz. Ve her gün yaşadığımız sorunlara karşı sesimizi çıkarmaya devam edeceğiz. Tabi bunu sadece 25 Kasım'da değil, her gün bıkmadan, usanmadan yapmayı sürdüreceğiz. Belki de en çok bu yüzden kadınlar cezalandırılmaya çalışılıyor. O yüzden bütün bunlara karşı, 'güçlüyüz ve bir aradayız' vurgusuyla 25 Kasım'da alanlarda olacağız. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde bütün kadın yoldaşlarımızı birlikte haykırmaya ve ‘kadın katliamlarına hayır’ demeye çağırıyoruz.”