Esra, istismar faillerinin tahliyesi ile intihara sürüklendi 2021-10-22 09:03:19     Rabia Önver    HAKKARİ - Şemdinli’de 5 yıl önce Esra Y.’yi cinsel istismara maruz bırakan üç fail altı ay sonra tahliye edildi, 42’şer yıl hapis cezasına rağmen tekrar tutuklanmadı. Esra’nın intihara sürüklenmesine neden olan faillerin tahliyesine ilişkin konuşan dosya avukatı Mevlam Merezoğlu, “Bu kişilerin tutuklanması için bütün yollara başvuracağız” dedi.    Hakkari’nin Şemdinli ilçesine bağlı bir köyde 27 Mayıs 2016 tarihinde N.Y., V.Y. ve Z.Y. isimli 3 erkek, 11 yaşındaki Esra Y.’yi cinsel istismara maruz bıraktı. Çocuğun yaşananları yakınlarına anlatmasıyla beraber başlatılan hukuki  süreç içerisinde 3 fail tutuklanırken, dava Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Üç faile ayrı ayrı “cinsel istismar” ve “hürriyeti tehdit etme”  suçlarından 42’şer yıl hapis cezası verildi. Ancak failler, tutuklandıktan 6 ay sonra  “delil yetersizliği” iddiasıyla tahliye edildi. Faillerin tahliye edildiği tarihten üç ay sonra Esra, intihara sürüklendi.    Dosya avukatı Mevlam Merezoğlu, dosyaya ilişkin ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.    Mevlam, faillerin yargılandığı davaya ilişkin gelişmeleri şu sözlerle anlattı: “Dosyada delil olarak kullanılanlar Esra’nın beyanları. Dosyada üç tanık var. Babası ve kardeşi tanık olarak dinlenen Esra da, müşteki sıfatıyla dinlendi. Esra'nın beyanında da tecavüzün olduğu güne dair ifadeleri mevcut. Dosyaya baktığımızda Esra’nın beyanlarını destekleyen nitelikte DNA testi yapılmış, elbiseleri, meni incelemesine gönderilmiş ve meniye rastlanmış. Yapılan telefon incelemelerinde HTS kayıtları ve PTS kayıtlarında bu kişilerin birlikte hareket ettiği hususu dosyada mevcut. Her ne kadar bu kişiler olayı kabul etmeseler bile yapılan DNA testi, telefon incelemesi ve meni incelemesi bu kişilerin bu saatte birlikte hareket ettiklerini ispatlar niteliktedir.”    ‘42 yıl ceza aldılar, tahliye oldular’   Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada üç failin beraber hareket etmesi sebebiyle “cinsel istismar” ve “hürriyeti tehdit etme” suçlarından 42’şer yıl hapis cezası verildiğini kaydeden Mevlam, “Fakat şahıslar, ceza verilmeden önce olayın gerçekleştiği tarihten 6 ay sonra tutuklu bulundukları dosyadan tahliye edildiler. Bunlar tahliye edilir edilmez aileye, mağdura, çevre yoluyla baskı uyguladı. Dosyada müşteki olan ve mağdurun babası olan kişi ne yazık ki şikayetinden vazgeçti. Daha önce dosyaya somut deliller aktaran tanıklar, tanıklıklarından vazgeçti. Açıkça delil karartma söz konusu oldu. Delil karartmanın sebebi suç tarihinden altı ay sonra bu kişilerin tahliye olmasıydı. Bu kişiler her ne kadar da dosya kapsamında 42 yıl ceza almış olsalar bile 6 ay sonra tahliye edildiler. Tahliyeden yaklaşık 3 ay sonra Esra, ne yazık ki intihar etti” diye belirtti.    ‘Normal şartlarda tahliye edilmeleri mümkün değil’   Savcılığın başlattığı soruşturmada Esra’nın “intihara sürüklendiği” sonucuna varıldığına dikkat çeken Mevlam, Esra’nın dosyası hakkında takipsizlik kararı verildiğini ekledi. Mevlam, şöyle devam etti: “Biz ne yazık ki Esra’nın haklarını savunamadık. Eğer haklarını savunmuş olsaydık yargı olarak Esra’nın arkasında durmuş olsaydık şu an yaşıyor olacaktı. Dosyada bunların tahliye edilmesini gerektirecek hiçbir husus yok, 42 yıl gibi bir ceza verilmiş fakat bunlar tahliye edilmiş. Normal şartlarda bu kadar ceza alan birinin tahliye edilmesi mümkün değil. Fakat nasıl olmuşsa Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi’nde bu kişilere tahliye kararı verildi. Bu tahliye kararı da ne yazık ki Esra’nın intiharına sebep oldu. Çünkü Esra bu kişilerin cezasız kalabileceğini, tekrar böyle bir istismara uğrayacağını düşündü. Bu sebeple kendisinin elinden tutulmadığı ve ailesinin olmaması sebebiyle canına kıydı.”     Bölge Mahkemesi de tahliye kararına değinmedi   Dosyanın Van Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşındığını belirten Mevlam, bölge mahkemesinde de tahliye kararlarına değinilmediğine işaret etti. Mevlam, “Mahkeme, dosyanın esasına inip tekrar inceleme yetkisi olmasına rağmen bu kişilerin tutuklanması gerektiğine ilişkin bir hüküm tesis etmedi. Sadece dosyayı usulen bozdu. Dosyadaki mağdurun yaşının tespiti için mezarının açılması gerektiğinden bahsetti. Bir de tanıkların tekrar dinlenmesi gerektiğine ilişkin usulü bir eksiklik tespit ederek dosyayı bozdu” dedi.     ‘Yargı gerektiği gibi kararlar vermiyor’   Dosyanın yeniden görülmesi kararının ardından 27 Mayıs'ta birinci, 30 Eylül'de ise ikinci duruşmanın görüldüğünü söyleyen Mevlam, bu duruşmalarda mahkemenin kararının değişmediğini ve faillerin tutuklanmadığını dile getirdi. Mevlam, “Hatta bu kişiler, dosyadan vareste tutulma talebinde bile bulundu. İçinde yaşadığımız bu süreçte yargı ne yazık ki olması gerektiği gibi kararlar vermiyor” şeklinde konuştu.    ‘Sanıkların tutuklanması için her şeyi yapmaya hazırız’   Hakkari Barosu olarak taleplerinin dosyada sanık olarak yargılanan şahısların ivedilikle tutuklanmaları olduğunu kaydeden Mevlam, “Çünkü bunlar tutuklanmazsa aile baskı altında hissedecek, deliller karartılacak. Dosyayı her gün kendi lehlerine bir tanık bulup sunuyorlar. Dosyada verilen cezanın iki anlamı var. Biri mağdurun vicdanını rahatlatmak, ikincisi işlenen suçun bedelinin sanıklara ödetilmesi. Biz bu dosyada ne yazık ki Esra’nın vicdanını rahatlatmıyoruz, çünkü kendisi intihar etti. Fakat bu sanıkların cezalandırılması için elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu, bu kişilerin tutuklanması için bütün yollara başvuracağımızı bildiriyoruz” sözlerini kullandı.