3’üncü kez ihraç edilen Dr. Benan Koyuncu: İşime geri döneceğim 2021-10-06 09:04:07     ANKARA - KHK ile işinden 3’üncü kez ihraç edilen TTB İnsan Hakları Kolu Üyesi Dr. Benan Koyuncu, hukuksuzluklara karşı çıkmaya devam edeceğini ve işine tekrar geri döneceğini söyledi.    Türk Tabipler Birliği (TTB) İnsan Hakları Kolu Üyesi, Ankara Tabip Odası (ATO) Üyesi ve Çankırı Devlet Hastanesi'nde çalışan uzman doktor Benan Koyuncu, Sağlık Bakanlığı tarafından 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) geçici 35’inci maddesi gerekçe gösterilerek, 30 Eylül’de işinden ihraç edildi.   Dijital medya hesabından yaptığı paylaşımla işten atıldığını duyuran Benan, yaşadığı süreci ajansımıza değerlendirerek, işine geri döneceğini belirtti.   ‘2016 yılından beri bu süreci yaşıyorum’   Benan, bu sürecin 2016 yılına dayandığını, 15 Temmuz Askeri Darbe Girişiminin ardından 2016 yılında açığa alındığını dile getirdi. O dönem dijital medya hesaplarının incelendiğini ve herhangi bir örgüt ile ilişkili olup olmadığının araştırıldığını belirten Benan, “Dosyamda herhangi bir bulguya rastlanılmaması üzerine mesleğime geri döndüm. Sürecin sonunda ne idari bir ceza aldım ne de hakkımda bir karar verildi. Herhangi bir suça rastlanmağı için geri döndüm. Asistanlığım bitti ve uzmanlık eğitimine girdim. Uzman doktor olmaya hak kazandım. Tüm meslektaşlarım gibi ben de güvenlik soruşturmasına tabi tutuldum ve uzmanlık yapmam engellendi. O dönem Çankırı Devlet Hastanesi’ne atandım. Benim için 1 yıllık bir süreç oldu. 6 ay boyunca güvenlik soruşturmasını bekledim ve bir dava sürecim oldu. Davayı kazanmam sonucunda mesleğime geri döndüm. Hakkımda dava sürecinde hiçbir suça rastlanılmadı. Bu şekilde 2 yıldan beri çalışıyorum. Herhangi bir ceza almadım, hakkımda herhangi bir soruşturma yapılmadı. Olumlu ya da olumsuz hiçbir dava sürecim yok” dedi.   ‘Bir kağıtla atıldım’   Bu şekilde 2 yıldır çalıştığını söyleyen Benan, “30 Eylül günü bir kağıt parçasıyla mesleğimden atıldım. Böyle bir şey başıma üçüncü kez geliyor. Geri döndükten sonra belki 4’üncüsü, 5’incisi de olacak. Biz sağlık aktivistleri olarak bu duruma zaten alışığız. Yıllardan beri, eski dönemlerden beri  hükümetler değişiyor ama bizlere yapılan haksızlıklar değişmiyor” şeklinde konuştu.    ‘17 Ekim’de arkadaşlarımızın eylem takvimi var’   Benan, pandemiyle birlikte zorlaşan çalışma koşullarına karşı meslektaşlarının ve sağlık emekçilerinin de seslerini yükseltmeye başladıklarına dikkat çekerek, seslerin yükseldiği ölçüde baskıların da arttığına işaret etti. İktidarın buna çözüm üretmek yerine, ses çıkaranları meslekten atmayı kendine bir yöntem olarak belirlediğini kaydeden Benan, “Baskılar da artmaya başladı. Örneğin aile hekimlerine ceza yönetmeliği geldi. 17 Ekim’de arkadaşlarımızın bu konuya dair eylem takvimi var. Örneğin muayene sürelerinin 5 dakikaya indirilmesi, birçok arkadaşımızın izin kullanamaması gibi uygulamalar var. Çünkü hastanelerde çok yoğunluk var. Covid hastaları fazla olduğu için ameliyatlar ertelenmeye başladı. Bu ülkenin sağlık politikası pandemiyle mücadele edemiyor. Pandemiyle mücadele hastaneye indirgenmiş durumda ama bununla mücadele sahada verilir. Sağlık emekçilerinin iş yükü giderek artıyor ve ücretlendirme konusunda daha da yoksunlaşıyoruz. Ama biz buna karşı susmayacağız. 3-4 günden beri örgütümle birlikte her yerde yer aldık, sesimizi duyurmaya çalıştık. Bu uygulamaların haksız hukuksuz olduğunu her mecrada söyledik, söylemeye devam edeceğiz” şeklinde ifade etti.   ‘Katıldığım eylemler suç sayıldı’   Dava sürecinin onlar açısından çok kolay olacağını, daha önce de bu şekilde işine geri döndüğünü söyleyen Benan, “Bir dosyam var. ‘Üstüne ne koymuş olabilirler’ diye düşünüyorum. Güvenlik soruşturmasında bir arşiv taraması yapılıyor. Benim hakkımda da bir fişleme dosyası var. Dosyada katıldığım eylemler, sosyal medya paylaşımlarım ve bir de eski eşime ait olan dava vardı. Meslek örgütü yöneticiliği de yaptım, aktivistim ve sendika üyesiyim. Eylemlere bunlardan dolayı katıldım. Biz ‘Hangi eylemler suç teşkil ediyor?’ diye sorduk. Çünkü çok geniş bir tarih aralığından, 2008-2018 arası eylemlerden bahsediyorum. Ben eleştiren, düşünen bir insanım. Ben hekimim, halk sağlığının içindeki bir insanım. Tabi ki kötü uygulamaları, kadın cinayetlerini, doğanın katledilmesini, işçilerin işten atılmasını eleştireceğim. Bunun için kimse beni sorgulayamaz, suçlu bulamaz” ifadelerine yer verdi.   'Tekrar geri döneceğim'   Benan, hangi dijital medya paylaşımının suç teşkil ettiğini ve kendisini hangi örgütle ilişkilendirdiklerini sorduğunu, buna karşılık emniyetten ise “Herhangi bir ‘terör örgütü’ ile ilişkisine rastlanmadı” şeklinde bir yazı geldiğini söyledi. Benan, “Bunun üzerine yürütmeyi durdurma kararı verilerek mesleğime geri döndüm. Dava süreci kolay olacak, raftan dosyayı indirdik alıp geri sunacağız. Ancak bu ülkede hukuksuzluk yerleşmiş. Benim sürecime insanların bu kadar tepki göstermesi de bu yüzden. ‘Bu kişinin suçu olsa 2’nci kez mesleğine geri dönmezdi. Siz bu kişiyi bir kağıt parçasıyla 3’üncü  kez neden atıyorsunuz?’ diye soruyorlar. Doğru dürüst bir soruşturma bile yapılmadı. Ben tekrar geri döneceğime inanıyorum. Ama bu ülkedeki hukuksuz uygulamalara karşı da mücadele etmeye devam edeceğim. Zaten 2 yıldan beri de köşemde oturmadım, her türlü hukuksuzluğa karşı çıktım. Bundan sonra da meslek örgütüm ve sendikamla birlikte karşı çıkmaya devam edeceğim” dedi.