
1 Mayıs’ta kadınların talepleri alanlara taşınacak
- 09:02 26 Nisan 2025
- Emek/Ekonomi
Elfazi Toral
İSTANBUL - HDK Emek Meclisi üyesi Sera Yağmur Sonat, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda “Kadınların taleplerini 1 Mayıs alanlarına taşımak çok önemli” diyerek hem kadınlar için hem de toplum için “barış “ taleplerinin olduğunun vurgusunu yaptı.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB), bu yıl 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı’nı Kadıköy’de kutlanması yönünde karar alındı. Kutlama adresi olan Kadıköy için sendikalar, meslek odaları, siyasi partiler ve örgütlerin, çalışmaları ve çağrıları devam ediyor. Derinleşen kadın yoksulluğu ve emek “düşmanı” politikalara karşı kadınlar 1 Mayıs'ta alanlarda olmanın hazırlığını yapıyor. Erkek egemen zihniyeti altında yaşam mücadelesi veren işçi -emekçi kadınlar 1 Mayıs'ta alanda olacaklarının mesajını veriyor.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Emek Meclisi üyesi Sera Yağmur Sonat, 1 Mayıs’ a dair konuştu.
‘1 Mayıs mirasını sürdüreceğiz’
“1 Mayıs bizler için sadece bayram değil aynı zaman da bir mücadele günüdür” diyerek sözlerine başlayan Sera Yağmur Sonat, 1 Mayıs'ın hem kadınların hem de işçi emekçinin kendi emeğiyle kazandığı bir gün olduğunu söyledi. Sera Yağmur Sonat, “1 Mayıs bütün taleplerimiz alanlara taşıdığımız mücadele günüdür bizimi için. Eşit işe eşit ücret talebini, sendikal haklarımızı alana kadar hem kadınların hem de emekçilerin mücadele ettiği bir gündür. Tarihteki kanlı 1 Mayıs’lardan gücümüzü alarak bu mücadeleyi tarihten bugüne sürdürmeye devam ediyoruz. Toplumun her kesimi bu sömürü düzeni tarafından ezilmekte. Bizler de öğrenciler, kadınlar, emekçiler olarak bu günde kendi taleplerimizi alanlara taşıyoruz. 1 Mayıs mirasını sürdüreceğiz” dedi.
Kadınların talepleri
Her işçinin ve emekçinin eşit haklardan yararlanması gerektiğini ifade eden Sera Yağmur Sonat, asgari ücreti anımsatarak şunları dile getirdi: “ En başta söylememiz gereken şey, insanca ücret insanca yaşamak hakkı olmalı. Bugün açlık sınırı asgari ücret sınırının altında. O yüzden insanca yaşam için insani ücret talep ediyoruz. Sendikal haklar ve örgütlenme özgürlüğünü talep ediyoruz. Fazla mesainin çözülmesini istiyoruz. Kadınlar işyerlerinde mobbinge ve şiddete maruz kalıyor bunların son bulmasını istiyoruz. Hala kadın işçiler için eşit işe eşit ücret maalesef mümkün değil. Taleplerin başında kadınlar için eşit işe eşit ücret talebi yazılmalıdır. Kadınlar için doğum ve bakım hakkının tanınması ve doğum izninin uzatılması gerekiyor. Kadınların daha demokratik ve daha adil bir talebi var. Kadınlar sadece işyerlerinde değil yaşamın her alanında şiddete maruz kalıyor. İktidarın şiddet yanlısı politikalarıyla kadınların özgürlüğünü her geçen gün kısıtlıyor. İstanbul Sözleşmesinin fesh edilmesiyle birlikte kadın cinayetleri daha da artmış durumda. O yüzden öldürülmediğimiz eşit bir şekilde yaşadığımız ve eşit bir şekilde temsil edildiğimiz bir toplum hayal ediyoruz. Kadınlar bu taleple 1 Mayıs'ta sokağa çıkacaklardır.”
‘Eşit ve adil bir eğitime ulaşmak çok zor’
Öğrencilerin eğitim hakkından yararlanmadığını belirten Sera Yağmur Sonat, “Şu anda bir öğrenci sadece bir öğrenci değil aynı zaman da bir işçi” olduğunu ve öğrencilerin barınma sorunu yaşadığını aktardı. Sera Yağmur Sonat, “Eğitime ulaşmak çok zor artık. Lise öğrencileri için dershane bulmak çok zor. Eşit ve adil bir eğitime ulaşmak çok zor. Öğrencilerin en büyük korkusu işsizlik korkusu. Öğrenciler geleceksizlik ve güvencesizlik endişesini yaşıyor. Bu doğrultuda gençlerin talepleri var. Ve tamamen kuşatılmış tamamen umutsuz bırakılmış bir gençlikle karşı karşıyayız. Kendi mesleğini yapmadığı için intihar eden bir sürü genç var. Atanamayan birçok öğretmen var ve bunlar çok büyük sorun teşkil ediyor. Gençler bu doğrultuda kendi gelecekleri ve kendi hakları için örgütlenmesi lazım” şeklinde konuştu.
‘Kadınların taleplerini 1 Mayıs alanlarına taşımak çok önemli’
Kadınların yaşamın her alanında “sömürü” çarkına maruz kaldığına dikkat çeken Sera Yağmur Sonat, kadınlar, iktidarın yürüttüğü baskı ve saldırı politikalarına maruz kaldığını söyledi. Ekonomik krizden en çok etkileyen kesimlerin başında kadınların geldiğini vurgulayan Sera Yağmur Sonat, “Özellikle Kürt kadınları ve mülteci kadınlar ekonomik krizden etkileniyor. Bu anlamda onların taleplerini 1 Mayıs’a taşımak çok daha önemli. Kadın cinayetlerini önleyecek adımlar atılmazken, kadını eve bağlayacak bir sürü yasa tasarısı ortaya çıkıyor. En son sezaryen meselesi ortaya çıktı. Kadınların nasıl doğuracağına karışan bir iktidar var karşımızda. Buradaki mesele hangisinin sağlıklı olacağından ziyade neyin sağlıklı olduğunun erkeklerin karar veriyor olması. Sezaryen belki çok sağlıklı olmaya bilir ancak bunun sağlıklı olup olmadığına karar verecek kişi erkekler değil kadınlardır. Gün geçtikçe ekonomik kriz derinleştikçe kadını daha fazla eve yaşlı ve çocuk bakımına bağlandığını, çalışma ve sosyal alandan daha çok koparıldığını görüyoruz. Bütün bunlara rağmen kadınlar hem 25 Kasım’da hem 8 Mart’ta hem de 1 Mayıs'ta alanlarda taleplerini belirtiyorlar” diye ifade etti.
‘Acil barış talebimiz var’
Sera Yağmur Sonat, son olarak ise şunlar paylaştı: “Hepimizin ihtiyacı barış içinde yaşadığımız demokratik bir toplum olduğunu görüyoruz. Çizmemiz gereken ilk haritanın bu olduğu düşüncesindeyim. Toplumun geniş kesimlerinin kendi hak ve özgürlükleri doğrultusunda birlikte mücadele etmesi gerektiğini ve ne olursa olsun barışın bir an önce sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Savaş politikalarının bir an önce sona ermesi gerekiyor. Bu yüzden acil bir barış talebimiz var. Demokratik eşit bir toplumun birlikte yaratılmasını elzem görüyoruz. Sadece inşaatlarda veya fabrikalarda çalışan işçiler değil aynı zamanda ev içi emek sömürüsüne maruz kalan kadınlarda işçi. Günde 12 saat kafede çalışan öğrencilerde işçi. Hastanede çalışan temizlik görevlisi ve aynı yerde olan hemşirede işçi. Ve bunlar sadece işçi değil, aynı zamanda kadın aynı zamanda Kürt aynı zamanda mülteci ve aynı zaman da LGBT’lerin talepleri var. Son zamanlarda öğrenci ve işçi emekçiler arasında güçlü bir bağ oluştu. İşçi ve öğrenci bağının olması bizler için çok kıymetli. Bu bağı daha fazla güçlendirmemiz ve mücadele alanlarına daha fazla taşımamız gerekiyor. Barış talebini daha yüksekle dile getirmemiz gerekiyor. Bu bağlamda hareket etmemiz ve bu bağlamda örgütlenmemiz önemli. 1 Mayıs alanlarını da bu bağlamda doldurmamız gerekiyor.”