Görünmeyen emeğin isyanı (2)

  • 09:01 26 Nisan 2025
  • Dosya
 
Topraktan direnişe: Kadınlar 1 Mayıs’a ses veriyor
 
Derya Ceylan 
 
HABER MERKEZİ - Afrika’da kadınlar, hem toplumsal yeniden üretimin hem ekonomik üretimin ana taşıyıcıları. Ancak bu emeğin büyük bölümü hâlâ görünmez, güvencesiz ve karşılıksız. Uganda’da ise kadın çiftçiler, bu yapısal eşitsizliği örgütlü mücadeleyle değiştirmeye çalışıyor. 1 Mayıs, onların da günü.
 
Afrika kıtası, küresel üretim zincirlerinin en alt halkasında yer alan, ancak aynı zamanda en yoğun ve çok katmanlı sömürü biçimlerinin yaşandığı bir coğrafya. Kadın emeği, kıtanın kırsal ekonomisinden tekstil atölyelerine, ev içi bakım hizmetlerinden göçmen işçiliğe kadar her alanda belirleyici rol oynuyor. Ancak bu emek çoğunlukla kayıt dışı, düşük ücretli, sosyal güvenceden yoksun ve sendikasız biçimde gerçekleşiyor.
 
ILO’nun 2023 Küresel Raporu’na göre Sahra Altı Afrika’da kadın işçilerin yaklaşık yüzde 89’u kayıt dışı sektörde çalışıyor. Kadınlar tarımda, tekstilde, ev içi işlerde ve küçük ölçekli üretimlerde yoğun olarak yer alıyor. Aynı zamanda ev içi bakım emeği gibi ücretsiz ve görünmeyen işler de yine kadınların omuzlarına yüklenmiş durumda.
 
Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, kolonyalizmin mirası olan sınıfsal ve etnik ayrımcılıkla birleştiğinde, Afrika’da kadın işçiler için mücadele yalnızca ekonomik değil; varoluşsal bir nitelik taşıyor. Bu çok katmanlı adaletsizlik tablosuna karşı birçok ülkede kadınlar kooperatifler, sendikalar ve yerel dayanışma ağları kurarak kolektif mücadele biçimleri geliştiriyor.
 
Bu bağlamda Uganda, kıtanın hem sorunların hem de çözüm arayışlarının çarpıcı şekilde kesiştiği örneklerden biri.
 
Uganda: Nüfusun yüzde 80’i tarım sektöründe çalışıyor
 
Uganda’da nüfusun yaklaşık yüzde 80’i tarım sektöründe çalışıyor ve bu iş gücünün büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Ancak kadınlar, çoğunlukla kendi adlarına toprak sahibi olamıyor. Geleneksel miras ve mülkiyet sistemleri, toprak haklarını erkek akrabalara devrediyor. Kadınlar başkalarına ait arazilerde düşük ücretlerle, sosyal güvenceden yoksun ve sendikasız biçimde çalışmak zorunda kalıyor.
 
Kadınlar yalnızca tarımsal üretimi sırtlamıyor; aynı zamanda ev içi bakım işleri, çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı, su taşıma, yemek pişirme gibi yeniden üretim işlerini de tek başlarına üstleniyor. Bu durum, onların eğitim, siyasal katılım ve ekonomik karar alma süreçlerinden dışlanmasına neden oluyor.
 
Tarımın omurgası kadınlar ama kazançtan payları yok
 
ILO ve UN Women’ın 2023 verilerine göre Uganda’daki kadınların  yüzde 92’si kayıt dışı emekçi. Ekim, hasat, kurutma, paketleme ve pazarlama dahil tarımsal üretimin her aşamasında aktif olmalarına rağmen, kadınlar çoğu zaman gelir paylaşımında söz sahibi olamıyor.
 
Kadın çiftçiler, tarım sübvansiyonları ve devlet destek programlarına da çoğunlukla erişemiyor. Çünkü bu desteklerin temel şartı mülkiyet belgesiyle kayıtlı çiftçi olmak. Kadınlar, bu belgeleri alamadıkları için sistematik olarak dışlanıyor.
 
‘Topraktan geldik, toprağı istiyoruz’
 
Tüm bu eşitsizliklere rağmen Uganda’daki kadınlar örgütlü mücadeleyle haklarını savunmaya başladı. “Women in Agriculture Uganda”, “GROOTS Uganda”, “National Association of Women’s Farmers” gibi kadın öncülüğündeki yapılar, kooperatifleşme yoluyla üretimi kolektifleştirmeye ve kadınların ekonomik gücünü artırmaya çalışıyor. Bu kooperatifler aracılığıyla kadınlar, tarımsal araç ve ekipmana erişim sağlıyor, ürünlerini doğrudan pazarlayabiliyor, toplu kredi ve sigorta sistemlerine dahil oluyor ve bazı bölgelerde ilk kez kendi adlarına tapu sahibi olabiliyor.
 
Ancak bu kazanımlar hâlâ kırılgan. Uganda Tarım Bakanlığı’nın politikaları, toplumsal cinsiyet eşitliğini önceleyen bir çerçeveden uzak. Kadınlar, hâlâ yapısal olarak karar alma mekanizmalarının dışında bırakılıyor.
 
Görünmeyen emek, görünen direniş 
 
Ülkede kadın emeği, uzun yıllar boyunca ekonomik istatistiklerin dışında bırakıldı. Ancak artık bu görünmeyen emek, sessizliğini örgütlü direnişle bozuyor. 1 Mayıs, bu kadınlar için sadece bir “kutlama” günü değil; adaletsiz bir düzenin teşhiri ve toprağa, emeğe, yaşama dair hak talebinin ifadesi.
 
Bugün Uganda’da 1 Mayıs, yalnızca sanayi işçilerinin değil; çamurlu tarlalarda çalışan, kuyu başında su bekleyen, toprağı işleyen kadınların günü. Bu kadınlar artık yalnızca ürün değil; umut ve değişim de ekiyor.
 
Yarın: Avrupa’nın kızıl yüzü: Clara Zetkin’in izinde direniş