2024 ‘emekliler yılı’ olmadı

  • 09:04 24 Ocak 2025
  • Emek/Ekonomi
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR – En düşük emekli maaşının 14 bin 469 lira olarak eşitlenmesine ve emeklilerin yaşadığı sorunlara dair konuşan emekli Sevgi Akgül, emekliler olarak onurlu bir yaşam istediklerini dile getirerek örgütlenmenin önemine dikkat çekti.
 
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Aralık ayı enflasyon rakamlarını açıklamasıyla beraber memur ve memur emeklilerinin yüzde 11,54, emeklilerin yüzde 15,75 zam alacağı 3 Ocak tarihinde belirlendi. Hazine ve Maliye Bakanının imzaladığı genelgeyle belirlenen zam oranları resmileşti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, en düşük Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) ve Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) emekli aylığının yüzde 15,75 artışla 14 bin 469 liraya yükseltildiğini bildirdi. TÜİK verilerine göre aylık enflasyon yüzde 1,03, yıllık enflasyon ise yüzde 44,38 olarak gerçekleşti. Kimi anketlere göre aylık enflasyonun yüzde 1,61 gelmesi öngörüldü. 
 
TÜİK verileri gerçeği yansıtmıyor
 
SSK ve Bağ-Kur emeklilerin 6 aylık enflasyon farkı oranında alacakları zam oranı ve emekli ile memur maaşlarında zam oranını belirleyecek 6 aylık enflasyon farkı ortaya çıktı. Açıklanan Aralık ayı enflasyon verilerinin ardından kesinleşen 6 aylık enflasyon farkı, SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına yüzde 15,75'lik bir zam olarak yansıyacak. 2025 yılının ilk altı ayında en düşük memur maaşı, 39 bin 177 liradan 41 bin 90 liraya yükseldi. En düşük emekli memur maaşı ise 17 bin 587 liradan 19 bin 616 liraya çıktı. TÜİK'in enflasyon verileri, gerçeği yansıtmazken, TÜİK tarafından açıklanan yüzde 44.38 olan 2023 enflasyonunun aksine Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) yıllık enflasyonu yüzde 83.40; İstanbul Ticaret Odası (İTO) ise yüzde 55.27 olarak açıklandı. 
 
En düşük emekli aylığı 14 bin 469 lira
 
Enflasyon rakamlarının ardından 2025’in ilk yarısı için SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına yapılan yüzde 15.75’lik zamdan kök maaşı 12 bin 500 liranın altında kalan emekli yararlanmadı. Şimdi en düşük maaş 14 bin 469 lirada eşitlendi. SSK ve Bağ-Kur emeklileri yüzde 15,74 oranında zam alırken, bazı emeklilerin maaşlarının 12 bin 500 liranın altında kalması, ekstra bir zammı beraberinde getirmedi. İktidarın düzenleme yapacağı ve en düşük emekli maaşının 15 bin liraya çıkaracağı beklenirken emeklilere 531 lira dahi verilmedi.
 
İktidar tarafından 2024 yılının emekli yılı olacağı söylemlerini, açıklanan verilerle çürütmek mümkün. Açlık sınırı 30 bin 617 lira, yoksulluk sınır ise 66 976 lira iken emeklilerin aldığı ücrete ve emeklilerin yaşadığı sorunlara dair konuşan emekli Sevgi Akgül, asgari ücretin açlık sınırının altında, emekli ücretinin ise asgari ücretin altında kaldığını belirterek, onurlu bir yaşam ve hakça bir paylaşım istediklerini ifade etti. Sevgi Akgül, bu durum karşısında örgütlülüğün önemine değinerek örgütlenme çağrısında bulundu.
 
Asgari ücretin altında emekli ücret
 
2025 yılında asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığını ifade eden Sevgi Akgül, emekli maaşlarının, asgari ücretin de altında kaldığını belirtti. 4 milyon emeklinin Ocak ayında yapılan zamla 15 bin TL alacağını söyleyen Sevgi Akgül, “Türkiye’de 16 milyon emeklinin, 2 milyonu kayıt dışı çalışıyor. 4 milyon emekli çalışıyor, kadın emekli çalışanlarının sayısı ise 219 bin 855. İstanbul’da yaklaşık 3 milyon 240 bin emekli var. Ankara’da yaklaşık 1 milyon 261 bin, İzmir’de 1 milyon 176. Her 5 kişiden biri emekli yani. Bu sayılardan sadece 5 bin emekli çeşitli sendikalarda örgütlü. Bu sayı da bize, ülkemizde örgütlenmenin ne büyük bir sorun haline geldiğinin göstergesi. Türkiye’deki ‘klasik sendikacılık zihniyetinin’ de bir yansımasıdır bu. Emekliler bir yandan çok ağır bir yokluk ve yoksullukla bir yandan da örgütlenme haklarıyla uğraşıyorlar. Yaş ortalamalarını göz önünde bulundurulduğunda bu sürecin ne kadar zor olduğunu görmek mümkün” dedi.
 
‘Bizden kesilen primlerin birikimi bizlere yansıtılmıyor’
 
Emeklilerin sendikal hakları konusunda yaşanan sorunlara değinen Sevgi Akgül, “Emeklilerin sendikal haklarına ilişkin her ne kadar kuruluş ve çalışma esaslarını belirleyen bir yasal düzenleme olmasa da hukuki dayanağını anayasanın 90’ıncı maddesi ile uluslararası sözleşme ve hükümleri oluşturuyor. Türkiye’deki emeklilerin sendika hakkı bu hukuki dayanaktan dolayı, emekli sendika hakkı anayasal bir hak ve özgürlüktür. Bu anlayışla örgütlenmeye çalışan emeklilerin sendika hakkının önüne engeller konulması evrensel hukuka aykırıdır. Ben 62 yaşında SSK işçi emeklisiyim. 20 yıldır yalnız yaşıyorum. Ev kirası vermememe rağmen hiç bu kadar yoksullaştığımı hatırlamıyorum. Bizler emeği, primi ile emekli olmuş insanlarız. Bizden kesilen primlerin birikimi bizlere yansıtılmıyor” şeklinde konuştu.
 
‘TÜİK verileri gerçek değil’
 
TÜİK verilerinin gerçek olmadığını, alışverişe çıkan her insanın bildiğini vurgulayan Sevgi Akgül, “Ne kadar ücret kaybına uğradığımızı kimi siyasi parti liderleri, alay eder gibi televizyonlardan ‘şu yılda şu kadar altın, bu yılda bu kadar altın alınıyor’ gibi gerçekle dillendirmelerine rağmen somut bir şey yapmıyorlar. Gittikçe güvencesiz, haklarına sahip çıkmayan hatta SSK’ya yük olduğumuzu söyleyerek emeklileri yok sayıyorlar. Geçinemiyoruz ama bizler onurlu bir yaşam ve hakça paylaşım istiyoruz. Emekli sendikaların varlığı kabul edilmeli. Örgütlenmelerinin önü açılmalı, anayasal haklarından doğan ILO, uluslararası sözleşmeler uygulanmalı. Yokluk ve yoksunluk bizi birçok şeyden mahrum ediyor. Bugün emeklilerin geldiği durum bu. Bu da örgütlenmenin önünde büyük bir engel” diye belirtti.
 
Emekliler ‘şükürcü’ hale getirilmek isteniyor
 
Sevgi Akgül, AKP iktidarının, iktidara gelmeden önce emekli maaşlarının, asgari ücretin yüzde 47’si gibi olduğunu, günümüzde ise emekli ücretinin asgari ücretin altında kaldığını hatırlattı. Emeklilerden kesilen primlerin, maaşlara yansıtılmadığını dile getiren Sevgi Akgül, “Devlet bizi sadaka ister durumuna düşürdü. Promosyon veya iki dudağın arasında cüzi yapılan zamlarla oy hesabı yapıyor. Kiraların emekli/asgari ücretin bile yetmediği bir ortamda söz söylemek çok zor. Çarşı, pazara çıkmak gerekiyor, fiyat ve maaşlar arasındaki uçurumu görmek için. Emekliler bu yoksullukla evlere kapatılmak, sosyal yaşamdan uzaklaştırılmak isteniyor. Televizyonlarda gerçeklikten uzak programları seyreden, şükürcü bir hale getirilmek isteniyor” diye ifade etti.
 
‘Örgütlenmek tek çaremiz’
 
Kadınların, kadın emeklilerin bu yoksulluktan daha fazla etkilendiğine dikkat çeken Sevgi Akgül, “Kadınlar bu yoksulluktan, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden ve ev içi bakım emeğinden kaynaklı yıpranmadan, payını alıyor. Sonrasında yaşlı ve torun bakımları ile katmerleşmekte. Bunlar da örgütlenmenin önünde engel oluşturuyor. Ama benim kadın mücadelesine inancım yüksek. Bu ülkedeki en muhalif kesimi kadınlar oluşturuyor. Kadınların örgütlülüğü de bu noktada çok önemli, emeklilerin de. Yani tüm bu sorunlar karşısında örgütlenmek tek çaremiz. Örgütlenmemiz gerekiyor” dedi.