Marmara Bölgesi Cezaevleri raporu: Bin 572 hak ihlali

  • 12:33 22 Ocak 2025
  • Güncel
 
 
İSTANBUL- İHD İstanbul Şubesi, Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerine dair açıkladığı 3 aylık raporda, bin 572 hak ihlalini tespit ettiklerini belirterek, “Pek çok sorun acil çözüm beklemektedir” dedi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Marmara Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair Ekim, Kasım, Aralık ayı raporunu yaptığı basın toplantıyla açıkladı. İstanbul Beyoğlu’ndaki İHD binasında yapılan toplantıya,  çok sayıda hak savunucusu katıldı. Toplantıda raporu  İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, İHD İstanbul  Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Meral Nergis Şahin okudu.
 
16 hapishaneden toplam 48 başvuru alındığı belirtilen raporda, başvuruculardan 5’nin kadın, 43’nün  erkek ve 9’nun adli, 39’u politik nedenlerle hapiste oldukları kaydedildi. Raporda, aldıkları başvurulardan ve basın taramalarından toplam bin 572 ihlal saptandığı ifade edildi. Yine rapora göre yaşam hakkına yönelik ihlaller, işkence, darp, kötü muamele, onur kırıcı davranış, sağlık hakkına yönelik ihlaller, yeterli ve sağlıklı beslenme ve temiz suya erişim hakkı ihlali, öz bakım ihtiyaçlarının karşılanmaması şeklinde hak ihlallerinin tespit edildiği vurgulandı. Raporda, yaşam hakkına yönelik ihlaller 3, işkence, darp, kötü muamele, onur kırıcı davranış 457, sağlık hakkına yönelik ihlaller 142, iletişim hakkı ihlalleri / Tecrit 245 olarak kayıt altına alındı. Rapora göre Marmara Bölgesi cezaevlerinde 2 tutsağın yaşamını yitirdiği ifade edildi. 2 Ekim 2024 İstanbul Metris R Tipi CİK’nda tutulan ağır hasta tutsak Abdülkadir Kuday, 5 Ekim 2024 Balıkesir Bandırma Açık Cezaevi’nde tutulan İbrahim Hakkı Savaşeri’nin hayatını kaybettiği belirtildi.
 
‘Devasa sorunlar dört duvar arasında saklı kalıyor’
 
Raporda, “2’si Marmara Bölgesinden olmak üzere 8 mahpus ölümü tespit edebildiğimiz bu rapor döneminde de özellikle keyfi yasak ve işkenceler ile sağlık ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar mahpusların yaşam hakkına ağır tehdit oluşturmuştur. 5 Aralık 2024 tarihinde Adalet Bakanı’nın Meclis’te yöneltilen bir soru önergesine verdiği yazılı yanıtta 2024 yılı ilk 11 ayında hapishanelerde yaşamını yitiren mahpus sayısının 709 olduğunu açıklaması tam bir şok etkisi yaratmış, kamuoyuna yansıyan mahpus ölümlerinin bu sayının en fazla onda biri olduğu anlaşılmıştır. Bu durum hapishanelerde yaşanan devasa sorunların dört duvar arasında saklı kaldığını ve çok azının dışarıya duyurulabildiğini de ortaya koymuş, bu alanda çalışma yürüten herkesin çalışma yöntemlerini sorgulamasına neden olmuştu” ifadelerine verildi.
 
Umut hakkı beklentileri devam ediyor
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın tutulduğu İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde görüş yasağına dair 144 ihlalin tespit edildiği belirtilen raporda, S, Y ve YGC tipi cezaevlerinin ağır tecridi arttırdığı ifade edildi. Raporda, İdare ve Gözlem Kurullarının “iyi hal” değerlendirme yaparken, din kursuna katılmadığı, bağımsız koğuşta kalmadığı, az ya da çok kitap okuduğu, kurslara katılmadığı ya da çıkınca ne yapacağı, kiminle oturacağı, imamla görüşmediği, halay çektiği, slogan attığı, Newroz kutladığı ya da hiçbir şey yapmadığı şeklinde gerekçelerle “iyi halli olmadığı” şeklinde kararlar aldıkları vurgulandı. Raporda, “Umut hakkı ve tecrit konusunda Devlet Bahçeli ve hasta mahpuslar konusunda MHP’li Feti Yıldız’ın açıklamalarından sonra mahpuslar ve mahpus yakınları başta olmak üzere kamuoyunda oluşan beklentiler devam etmekte, yetkililerden somut adımlar beklenmektedir. Hak ihlallerinin artmasına paralel adalete erişimde yaşanan sorunlar da artmaktadır. Yapılan hukuka aykırılıklar ve keyfi hak gaspları, karşı davalarla ve disiplin cezaları ile vazgeçirme de dahil değişik yöntemlerle adalete erişim engellenerek saklı tutulmaya çalışılmaktadır” denildi.
 
‘Sorunlar acil çözüm beklemekte’
 
Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verdi: “Sonuç olarak; giderek yaygınlaşan ve kalıcı hale dönüştürülen tecrit ,tedavi ve sağlığa erişimde yaşanan sorunlar, infazda eşitsizlikler, işkence, kötü muamele, keyfi yasak ve uygulamalar, adalete erişimde yaşanan sorunlar yanında ekonomik kriz ile artan mahpus yoksulluğunun yol açtığı sorunlar, mahpusların zorla ve angarya koşullarında çalıştırılması gibi pek çok sorun acil çözüm beklemektedir. Her raporumuzda belirttiğimiz üzere, raporumuz, sadece derneğimize yapılan sınırlı başvuruları ve basın taraması yoluyla elde edilen verileri kapsamaktadır. Hapishanelerdeki sorunların, ihlallerin ve keyfi uygulamaların çok daha fazla olduğunu biliyoruz.”