Gazetecilerin tutuklanmasına tepki: Daha güçlü olacağız!

  • 09:07 22 Ocak 2025
  • Güncel
Gülistan Gülmüş
 
AMED- Arkadaşlarının tutuklanmasının nedeninin hakikati yazmakta ısrarcı olunmasından kaynaklı olduğunu vurgulayan gazeteciler, “Bu saldırılar hiçbir zaman bizim geri adım atmamıza sebep olmayacak. Aksine daha kararlı, daha güçlü bir şekilde alanlarda olmamıza, daha güçlü haberler yazmamıza yarayacak” dedi.
 
İstanbul merkezli soruşturma kapsamında 17 Ocak'ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan gazeteciler Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş, Welat Ekin, Vedat Örüç ve Reyhan Hacıoğlu, "örgüt üyeliği" iddiasıyla 20 Ocak’ta tutuklandı. Tutuklamalara karşı birçok kesimden tepkiler yükseldi.
 
Gazetecilerin tutuklanmasına, meslektaşlarından da tepki geldi. 
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) yöneticilerinden Arjin Dilek Öncel, “Bir şafak operasyonuyla İstanbul’da gazetecilerin evi basıldı. Bu arkadaşlar kimdir diye baktığımızda televizyon programcılığı yapan, uzun yıllardır herkesin tanıdığı arkadaşlarımızdı. 3 kadın 3 erkek arkadaşımız gözaltına alındılar, 3 günlük bir gözaltı sürecinin ardından da tutuklandılar. Doğru düzgün ifadeleri dahi alınmadan tutuklandılar ve gazetecilik faaliyetleri suç unsuru olarak yönetildi. Kuzey ve Doğu Suriye’deki politikaları hiçbir şekilde iktidar burada konuşturtmak istemiyor. Oradaki suçlarının burada konuşulmasını, teşhir edilmesini istemiyor. Bu nedenle arkadaşlarımızın alındığını biliyoruz. Onlara sorulan sorular arasında, ‘Neden tecritten bahsediyorsunuz?’ soruları vardı” ifadelerini kullandı.
 
'Cezaevleri gazetecilerle dolu'
 
Gazetecilere, ifadeleri alınırken “neden tecritten bahsediyorsunuz?” gibi sorular sorulduğunu, kaydeden Arjin Dilek Öncel, “Onların tecrit dediği PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit zaten, Türkiye’nin ve Orta Doğu’nun gündemi. Çünkü Kürt sorununun çözümünün o olduğunu tüm kesimler her fırsatta ifade ediyor. Şu an yandaş medyada bu konular konuşuluyor. Kürt gazeteciler tecridi konuşmayacak ta neyi konuşacak? Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılar, ihlaller sürerken Kürt gazeteciler buna dikkat çekmeyecekse neyi konuşacak? Bunları Kürt gazetecilerin konuşması, AKP iktidarını rahatsız etti. Bir ayda 13 gazeteci tutuklandı. 8 kadın gazeteci tutsaktı ve onlara 6 kadın gazeteci daha eklendi. Cezaevleri gazetecilerle dolu. Peki gazeteciler tutsak edildiğinde ne oluyor? Dışarıda kadınlar şiddete uğradığında, çocuklar tecavüze uğradığında onların sesini kimse duymuyor, savaş suçu işleniyor, bunu kimse görmüyor. Halkın haber alma hakkı da bu noktada gasp ediliyor. O yüzden sadece gazeteci örgütlerinin değil, halkın da tepki göstermesi gerekiyor. Türkiye ve Kürdistan’da yaşayan halkların bu baskılara, tutuklama furyasına ‘dur’ demesi gerekiyor” dedi. 
 
‘Hakikati duyurma sorumluluğumuz var’
 
Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Şirvan Şilan Çil ise, özgür basına yönelik saldırıların uzun yıllardır sürdüğünü kaydederken, hakikati duyurmaya devam edeceklerini belirtti. Şirvan Şilan Çil, meslektaşlarının tutuklanmasına şu sözlerle tepki gösterdi: “Kuzey ve Doğu Suriye’de son süreçte yaşanan büyük bir savaş hali var. Orada bulunan arkadaşlarımız Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, haber takibi yaparken katledildi. Hakikati duyurmaya çalışan özgür basın emekçileri hedef alındı. Burada yapılan saldırılar dışında Türkiye’de de özgür basına dönük çok büyük saldırılar devam ediyor. Bu saldırılar hem sitelerimize yapılan erişim engelleriyle, arkadaşlarımızın tutuklanmasıyla devam ediyor. 6 arkadaşımız tutuklandı. 6 arkadaşımız tutuklandı ama bizler hakikati yazmaya, onun sesini duyurmaya devam edeceğiz. 
 
Bizlerin özgür basın çalışanları olarak hakikati duyurmak gibi bir sorumluluğumuz var. Bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Dün onlar tutuklandı, yarın bizler tutuklanabiliriz ama dışarıda kalan arkadaşlarımız kalemlerimizi yerde bırakmayacaklar. Son 40 yıldır Türkiye’de yaşanan savaşa baktığımızda faili belli faili meçhullere kurban gitti, katledildi, tutuklandı ama yazmaya devam ettiler, bizler de yazmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımız tutuklandı ama bizler hakikatin sesini duyurmaya devam edeceğiz.”
 
‘Bir ayda 13 gazeteci tutuklandı’
 
MA muhabiri Heval Önkol da, gazetecilere yönelik saldırıların hakikati duyurmaktan kaynaklı olduğunu ifade ederken 19 Aralık 2024 tarihinde katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın aynı sebeplerle katledildiklerine dair hatırlatmalarda bulundu. Heval Önkol, “Özgür basın çalışanları birçok kez hedef haline geliyor, bunun en büyük nedeni gerçekleri ortaya çıkarmalarından kaynaklanıyor. Hakikati ortaya çıkaranlardan biri de Nazım ve Cihan arkadaşımızdı, hakikati yazdıkları için Türkiye’nin SİHA saldırısı sonucu katledildi. İktidar onları katletmekle sınırlı kalmadı. Orada yapılan saldırılar sonucu 5 arkadaşımız yaralandı. Bununla da sınırlı kalmayan iktidar son bir ay içerisinde 13 gazeteci arkadaşımızı tutukladı. Sadece bunlara bakmak bile özgür basına saldırının göstergesi olarak ortaya çıkıyor” dedi.
 
‘Saldırılar bize geri adım attıramayacak’
 
Heval Önkol son olarak şunları söyledi: “Bu durum özgür basının ilk kez karşılaştığı bir şey değil, son da olmayacak. Bunun bilinciyle biz çalışıyoruz, sahalardayız ve bu saldırılar hiçbir zaman bizim geri adım atmamıza sebep olmayacak. Aksine daha kararlı, daha güçlü bir şekilde alanlarda olmamıza, daha güçlü haberler yazmamıza yarayacak. Onların kalemi hiçbir zaman yerde kalmayacak. Bizler Ape Musa’nın, Nagihan Akarsel’in, Xeyro’nun, Nazım’ın, Cihan’ın kalemini hiçbir zaman yerde bırakmayacağız. Daha kararlı ve güçlü bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz.”