‘Xwebûna Jin’ Sûr’u özü ile buluşturacak!

  • 09:01 21 Ocak 2025
  • Güncel
Şehriban Aslan
 
AMED- Göreve geldiklerinden beri ilçenin sorunlarını çözmek için halkla birlikte çalışan Sûr Belediye Eşbaşkanlarının öncelikleri arasında kadın çalışmaları var. Açacakları Xwebûna Jin Kadın Dayanışma Merkezi’ni “Kadınların kendi özünü bulma hali” olarak tanımlayan Eşbaşkan Gulan Önkol kadın yoksulluğu, şiddet ve madde bağımlılığı ile mücadele edeceklerini söyledi.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) 31 Mart 2024 tarihinde yaptığı yerel seçimlerde Amed’in Sûr ilçesinde bulunan Sûr Belediyesi’ni yüzde 63.60 oranında oy ile kazandı. 8 yıl sonra kayyımdan geri alınan Sûr Belediyesi bir yıla yakındır halk ile iç içe olup halkçı belediyeciliğin örneğini sergiliyor. Özelde kadınlar genelde Sûr’da yaşanan her soruna halk ile çözüm getiremeye çalışan Eşbaşkanlar Gulan Önkol ve Adnan Örhan halkın taleplerini karşılamaya çaba gösteriyor. Hizmetlerinde en büyük engelin kayyımın bıraktığı milyonlarca borcun ve yeteri kadar ödeneklerinin olmaması olduğu söyleniyor. 
 
Halkın sorunlarını çözmek ve proje üretmek konusunda kararlı olduklarını ifade eden Sûr Belediye Eşbaşkanı Gulan Önkol, JINNEWS’e konuştu. 
 
‘Halkın söylemlerinden güç alıyoruz’
 
Gulan Önkol, 8 yıllık kayyım yönetiminden sonra belediyeyi kazandıklarını söyleyerek, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyetin kadınları kuruma daha sahiplenici hisseden bir yaklaşım içerisinde olduklarını belirtti. Kendilerini ziyarete gelenlerin yaklaşımlarını dile getiren Gulan Önkol, “Bize evlerine geldiklerini söylüyorlar. Belediyenin kendilerinin olduğunu ve belediyelerinden çalışmalar beklediklerini ifade ediyorlar. Biz bu söylemlerden hem güç hem de keyif alıyoruz” dedi.
 
‘Arsalar peşkeş çekildi’
 
Belediyenin bütçe konusuna değinen Gulan Önkol, “Belediyeye geldiğimiz gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada bir tasarruf tedbiri genelgesi yayınlandı. Bu genelgenin amacının belediyelerin çalışma alanlarını daraltmak olduğunu çok iyi biliyoruz. Çünkü devlet bütçelerinde çok ciddi harcama kanalları var. Buralardan bütçe kısılmazken halkın içinde olan ve halk için çalışan belediyelerde yapılan bu tür kısıtlamalar aslında hizmetlerin önünde engel teşkil etti. Bu durum bizi çok zorladı ve zorlamaya da devam ediyor. Çünkü büyük borçlarla belediyemizi aldık. Gelen kayyım yönetimi sürekli bir hırsızlık bir talan etme, belediyeyi borçlandırma, arsaları peşkeş çekip satarak kendi işçi maaşını ödeme şekliyle birçok açıdan bizi zor sokmuştu. Böyle bir tablo ile karşılaştık” sözlerine yer verdi.
 
‘Kadın dayanışma merkezini açtık’
 
Önceki kayyım dönemlerinde doğrudan kadın kurumlarının ve kooperatiflerinin kapatıldığına dikkat çeken Gulan Önkol, “Parti anlayışımız ve paradigması gereği yerinden yönetebilen, ekonomisini geliştiren kurumlar inşa ediyorduk. Bu alanlarda çalışma yürütmeye devam ediyorduk. Ama maalesef ki kayyımın kadın anlayışı kurumlarımızın hepsini kapattı. Bizler de kurumların tekrardan açılışını sağlamak, ekonomik anlamda kadın istihdamını sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Neler yaptık dersek; yakın zamanda henüz açılışını yapmadığımız Xwebûna Jin Kadın Dayanışma Merkezi var. Kadının kendi özünü bulma hali olarak adlandırdık. Bizim için bu anlam önemli çünkü Sûr’da özellikle yürütülen politikalardan biri kadın yoksulluğu. Şiddet hali, madde bağımlılığı ve fuhuş bunların hepsi yoksullukla beraber pik ettiği yerdeydi. Bizler de bu anlamda özellikle stratejik planlamamızı hazırlarken sürekli kadın, genç ve çocuk odak çalışmalarıyla halk buluşmalarıyla bir araya geldik” şeklinde belirtti.
 
‘Kadıların talebi üzerine açtık’
 
“Sur halkı ile gelecek olan 5 yıllık çalışmayı beraber planlamak istedik” diye Gulan Önkol, “Hatta kadının ve toplumun bir bütününün bu katılımı esas alan bir yerde planlamalarımızı yaptık. Kadın dayanışma merkezi de bunun bir ayağı. Yaptığımız çalışmalarda kadınlar antidepresan kullanmak istemediklerini söylüyordu. Sûr’daki 10 kadından 6’sı antidepresan kullanıyor. Kendilerini yalnız hissettiklerini söylediler. Maalesef ki kayyım dönemlerinde bir yalnızlaştırma politikası da güdüldü. Bu çalışmalarımız aynı zamanda bize kadınların çoğu kadın ev içi emekçisi olduğunu gösterdi. Emeklerinin ne kadar görünür kılınmadıklarını, işçilik sayılmadığını anneliğin ya da kadınlığın tüm emek boyutuyla 7/24 yaptığını ve bu anlamda görünür kılınması için bizden destek beklediklerini söylediler. Biz de kadınlardan gelen talepler üzerine dayanışma merkezini açma kararı aldık. Bir psikoloğumuz ve hukukçumuz var. Gelen kadınların çocukları için de bakım hizmeti veriliyor” dedi.
 
‘Buluşmalarda kadınların sorun ve çözüme hakimiyetini gördük’
 
Kadınlar açısından bir kadın eşbaşkanın olması kendilerine yakın hissettirdiğini kaydeden Gulan Önkol, kadınlarla bir araya geldiklerinde neler istediklerini ve taleplerinin neler olduğunu sorduklarını ifade etti. Gulan Önkol, “Kadınlar ilk birkaç dakika durup cevap vermiyordu. Çünkü yıllarca kayyım döneminde muhatap alınmamışlar. Toplumda bir bütünen görmezden gelinmişler. Yaptığımız çalışmalar sonucunda da kadınların toplumdaki sorunlara ne kadar hakim olduğunu gördük. Kadınlar,  ‘madde bağımlılığı var, fuhuş var ama gençlere, kadınlara ve çocuklara sosyal alanlar geliştirirseniz bunun önüne sizler geçmiş olacaksınız’ dediler. Aslında sorunlara çözüm geliştirecek kadar topluma hakimler. Yaptığımız buluşmalar salt belediyecilik üzerinden değildi. Kadın sağlığı taranmaları ve aşamaları, özbenlik, toplumsal cinsiyete dayalı birçok atölyemiz gerçekleşti. Bu buluşmalardan çok fazla şey öğrendik, öğrenmeye de devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Temel sorunlara vurgu
 
Gulan Önkol, son olarak özelde Sûr’un genelde de tüm Kürdistan’ın sorunu olan madde bağımlılığı ve fuhuşa vurgu yaparak şu sözlere yer verdi: “Belediyelerin bu sorunlara dönük önleyici tedbir çalışmaları olmalıdır. Bizler bu anlamda Mezopotamya Psikologlar Derneği ile bir protokol imzaladık. Hem kadın çalışmaları hem de önleyici tedbirler için. O çalışmanın modülleri bitmek üzere. Daha çok gençler ve çocuklar için bu protokolü imzaladık. En baştan beri söylüyoruz bölgenin en büyük sorunlarından biri madde, fuhuş, yoksulluk ve bunun üzerinden yürütülen soğuk savaş politikalarıdır. Fakat imkânlarımız önümüzde en büyük engel. Sürekli proje arayışlarına giriyoruz. Ortaklığı geliştirme çabalarımız var. Bunların gelişmesi durumunda özellikle gençler için sosyal tesisler kurmayı planlıyoruz.
 
Bu hafızayı hep taze tutacağız
 
Sur halkına ve kadınlarına özelinde şu çağrım olabilir; bizler bir arada olduğumuz müddetçe bize karşı ne gelirse gelsin onunla baş edebileceğime inanıyoruz. Birliğin beraberliğin kendi kültürüne diline sahip çıkma üzerinden yaşatılabileceğine inanıyoruz. Neticede burada dil ve kültür üzerinde de ciddi asimilasyon politikası var. Fakat Sûr bölgesi tarih ve hafıza bölgesidir. Bu hafızayı her zaman canlı tutacağımıza ve çalışmalarımızı büyüteceğimize buradan belirtmek istiyoruz.”