CPT’ye İmralı için özel ziyaret başvurusu

  • 10:00 12 Aralık 2024
  • Güncel
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - Asrın Hukuk Bürosu, müvekkilleri Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutsak için CPT’ye yeni bir başvuruda bulundu. Başvuruda, İmralı cezaevinin ivedilikle ad-hoc ziyaret edilmesi, disiplin cezalarına ve avukat yasaklamalarına son verilmesi için girişimlerde bulunulması ve 22 Eylül 2022 tarihli ziyarete dair raporun paylaşılması talebinde bulunuldu.
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 26 yıldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatlığını üstlenen Asrın Hukuk Bürosu, Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’ne (CPT) yeni bir başvuru yaptı.
 
Başvuruda, 23 Ekim 2024 tarihinden bu yana haber alınamayan Abdullah Öcalan ile İmralı’da bulunan diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için Ağustos-Eylül-Ekim-Kasım 2024 periyodundaki 4 aylık döneme ilişkin gelişmelere ve taleplere yer verildi.
 
Yapılan 52 başvuru cevapsız
 
Yapılan başvuruda Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne ayrı ayrı 34 kez avukat görüş başvurusu, 18 kez aile ve vasi görüş başvurusu olmak üzere toplam 52 başvuru yapıldığını ancak 52 başvurunun tamamının cevapsız bırakıldığı ifade edildi. Başvuruda 25 Mart 2021 tarihinden 23 Ekim 2024 tarihine kadar, hiçbir haber alınamadığı 23 Ekim 2024 tarihinde Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan’ın aile görüşü gerçekleştirebildiğini ancak o tarihten bu yana bir görüşe izin verilmediği belirtildi. Abdullah Öcalan’ın avukatının 7 Ağustos 2019 tarihinden bu yana kesintisiz bir şekilde engellendiği diğer diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın ise 2015 yılı Mart ayından bu yana tek bir avukat görüşü dahi gerçekleştiremediğini ve 9 buçuk yılı aşkın bir süre içerisinde yalnızca 3 aile görüşü yapabildiklerine dikkat çekildi. Başvuruda, gönderilen mektupların akıbeti bilinmediği ve rapor dönemi içerisinde 10 Ekim 2024 tarihinde, avukatları olarak gönderdikleri dört mektubun da akıbetinin bilinmediği ayrıca müvekkilleri tarafından tek bir mektubun kendilerine ulaştırılmadığı ifade edildi.
 
2018’den bu yana 24 ‘disiplin cezası’
 
Başvuruda, 14 Eylül 2018 tarihinden bu yana, en az 24 “disiplin cezası” gerekçe gösterilerek aile ve vasi görüşmeleri sistematik bir şekilde engellendiğini belirten avukatlar, 4 Temmuz 2024 tarihinde avukatlardan gizli olarak yürütülen, talep edilmesine rağmen dosya örneği paylaşılmayan ve yasalara aykırı bir şekilde keyfi olarak 31 Temmuz 2024’te kesinleştirilen 3 aylık disiplin cezasının raporun kapsadığı dönemde infaz edildiğini kaydetti.
 
Cezalar ve reddedilen itirazlar
 
Başvuruda, 3 aylık disiplin cezası uygulamada iken, İmralı Cezaevi Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 16 Ekim 2024 tarihinde başvurucular aleyhine yeni bir “3 aylık disiplin cezasının” verilmiş olduğunu öğrendiklerini ve yaptıkları itirazın Bursa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 Kasım 2024 tarihinde kesin olarak ret edildiği ifade edildi.  Avukatlar, 3 Mayıs 2024 tarihli 6 aylık avukat yasaklama kararı uygulamada iken, Bursa İnfaz Hakimliği tarafından 8 Kasım 2024 tarihinde yeni bir “6 aylık avukat yasaklama” kararı verildiğini öğrendiklerini ve yasaklama kararına karşı yaptıkları itirazların keyfi bir şekilde reddedildiğini ifade etti.
 
AYM hukuksuzluğu sürdürüyor
 
Başvuruda, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikle cezaevinde yaşanan işkence yasağı, adil yargılanma hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, aile ve özel hayata saygı hakkı, haberleşme hürriyeti, etkili başvuru hakkı, suç ve cezaların kanuniliği ilkesi, haklara getirilen kısıtlamalar ve ayrımcılık yasağı gibi anayasa ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan haklarına ilişkin Anayasa Mahkemesine yapılan 50’den fazla başvurunun, mahkeme önünde derdest olup karara bağlanmadığının altı çizerek, “İmralı’da uygulanan ve giderek ağırlaştırılan tecrit koşullarına karşı yapılmış bireysel başvurular hakkında Anayasa Mahkemesi’nin karar vermekten kaçınması, yaşanan bu hukuksuzluğun sürdürülmesinde etkili bir rol oynamıştır” diye belirtti.
 
Tecrit en önemli gündem
 
Başvuruda, içlerinde Baro Başkan ve yöneticileri ile parlamenterlerin de olduğu 300’den fazla hukukçu-avukatın, 4 Ekim 2024 tarihinde Anayasa Mahkemesi önünde İmralı cezaevinde ağırlaşan hak ihlallerinin sona erdirilmesi için Anayasa Mahkemesi’ne sorumluluğunu yerine getirmesi için yaptığı açıklamayı hatırlatan avukatlar, “Bu açıklama, Sn. Öcalan’ın ve içerisinde tutulduğu olağanüstü tecrit rejiminin; insan hakları savunucularının ve hukukçuların da en önemli gündemi olduğunu göstermektedir. Bu anlamda başvuruculara yönelik işkenceye karşı etkili bir mücadele; Türkiye’nin hak ve hukuk kapsamına da katkı sağlayacaktır.”
 
AİHM kararları hatırlatıldı
 
Başvuruda, AİHM’in 18 Mart 2014’te Abdulah Öcalan’ın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmesinin, umut hakkı ilkesi gereğince Öcalan(2) nolu kararla AİHS’e aykırı bulması hatırlatılarak AİHM’in kararlarını denetlemekle yükümlü olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ise aradan yaklaşık 8 yıl geçtikten sonra ilk kez Aralık-2021 tarihli toplantısında Öcalan(2) kararını gündemine aldığı belirtildi. Komite’nin, Türkiye’ye daha fazla gecikmeden mevcut yasal çerçeveyi AİHM tarafından belirlenen standartlara uygun hale getirmek için gerekli tedbirleri kabul etmesi çağrısında bulunmasına ve müebbet hapis cezası alan kişiler hakkında bilgi istemesine rağmen Türkiye, aradan geçen 10 yıla rağmen "ihlal" kararına dair tek bir adım dahî atmadığına dikkat çekildi.
 
Başvuruda, komitenin 3 yılın ardından ikinci kez Öcalan(2) kararını gündeme aldığı toplantıda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının işkence olduğu ve ulusal makamların AİHM’in belirlediği standartlara uygun herkes için bir inceleme mekanizması kurması gerektiğini yeniden hatırlattığı ve 2025 yılının Eylül ayına kadar hükümet tarafından somut bir ilerleme sağlanmadığı takdirde, bir ara karar taslağı hazırlaması için sekretaryaya talimat verdiği kaydedildi.
 
Avukatlar, başvurunun devamında şu taleplere yer verdi:
 
*“İmralı’daki mevcut koşulların 22 Eylül 2022 tarihli son ziyaretinizden bu yana belirsizlik içerisinde devam ettiği ve giderek katılaştığı, 2 yılı aşkın gibi bir sürede koşulların yeni bir düzeyde olduğu gerçekliği karşısında, İmralı Hapishanesinin ivedilikle ad-hoc ziyaret edilmesini
 
*Başvurucuların mevcut tutulma koşullarının insan onuruna uygun hale getirilmesi, avukat ve aile ziyaretleri başta olmak üzere dış dünya ile bağlarını sağlayacak, koruyacak tüm haberleşme haklarının yerine getirilmesi, sistematik olarak verilen disiplin cezalarına ve avukat yasaklamalarına son verilmesi için gerekli tüm girişimlerde bulunmasını
 
*İşkence, insanlık dışı ve kötü muamele koşullarını ortadan kaldıracak zorlayıcı tedbirin alınmasını, bu anlamda önemle Sözleşme 10/2. Maddesinde düzenlenen prosedürün başlatılmasını ve duyurulmasını, özellikle avukat ve aile ziyaretlerinin en kısa sürede yapılamaması halinde 22 Eylül 2022 tarihli ziyaret esnasında yapılan tespitler başta olmak üzere İmralı olağanüstü tecrit rejimi ile ilgili geçmişten bu yana yapılan genel gözlemlerin kamuoyu ile paylaşılmasını, 22 Eylül 2022 tarihli ziyaret raporunun da prosedür kapsamında açıklamaya eklenmesine karar verilmesini talep ederiz.”