‘Rojava’ya sahip çıkalım’

  • 10:12 12 Aralık 2024
  • Güncel
 
Derya Ren
 
RIHA - Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırılarını değerlendiren Kongra Star Lübnan Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Henan Osman, Orta Doğu’da yaşananların tarihi olduğunu belirterek, “Rojava’ya sahip çıkalım” dedi.
 
Suriye topraklarına yönelik Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) saldırı başlatmasının sonrasında yıkılan Baas rejimi yerine HTŞ tarafından geçici bir hükümet kuruldu. Öte yandan, HTŞ’nin saldırılarını fırsat bilen Türkiye ve ona bağlı SMO çeteleri, Özerk Yönetim’in denetiminde bulunan yerlere hem havadan hem de karadan saldırı başlattı. Saldırılarda birçok sivil yaşamını yitirirken, yaşam alanları İHA’larla bombalanmaya devam ediyor. Saldırılara karşı başta Kürdistan olmak üzere dünyanın her yerinden tepkiler gelirken, insan hakları örgütlerinin saldırılar karşısındaki sessiz tutumu dikkat çekiyor.
 
Öte yandan, İsrail’in Filistin’e başlattığı saldırıların devamında Lübnan’ın birçok bölgesi İsrail tarafından bombalanmış ve bu saldırılar sonrasında binlerce Lübnanlı Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına göç etmişti. Rojava’ya yönelik başlatılan saldırılarla bölgeye göç eden Lübnanlıların da yaşamı tehlike altına girdi.
 
Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıları ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye göç eden Lübnanlıların durumuna ilişkin Kongra Star Lübnan Dış İlişkiler Komisyonu Sözcüsü Henan Osman JINNEWS’e konuştu.
 
‘Orta Doğu’da büyük bir tehlike var’
 
Rojava’ya yönelik gerçekleşen saldırıların Orta Doğu’da yaşananlar ile bağlantılı olduğunun altını çizen Henan Osman, Lübnan’da yaşanan savaştan kaynaklı birçok kişinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye gittiğinin altını çizdi. Henan Osman, “Lübnan’dan birçok kişi Kuzey ve Doğu Suriye’de Özerk Yönetim’in denetiminde olan yerlere gitmek zorunda kaldı. Tüm Orta Doğu’da büyük bir tehlike var. Ancak bu tehlike Kürtler için farklı bir boyutta. Lübnan’da yaşayan Kürtlerimiz, ülkede yaşanan savaştan kaynaklı Özerk Yönetim alanlarına geçtiler. Aralarında çocuklar ve kadınlar da vardı ve onlar için bu bölgelerin güvenli olduğunu tahmin ediyorduk. Ama Türkiye’nin saldırılarıyla bu alanların da tehlike altında olduğunu görüyoruz” diye belirtti. 
 
‘Rojava’da yaşananları gündeme getirdik’
 
Saldırılarla “Demokratik Ulus” paradigmasının hedef alındığını kaydeden Henan Osman, “Aynı zamanda bu saldırılar Kürtlerin kazanımlarına yöneliktir. Bizler de burada Lübnan Kongra Star olarak her yerde bu saldırılara karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Öte yandan, yaşanan durumlara ilişkin farklı insani örgütlere raporlarımızla bilgilendirmeler yapıyoruz. Uluslararası gazetelere ve ajanslara yazılar yazıyoruz bu konuda. Saldırılarda kadınlara yönelik kirli politikalar uygulanıyor. Dün Lübnan’daki sendikalar ile bir araya geldik ve Rojava’da yaşananları gündeme getirdik. Orada yaşananlara herkesin ses çıkarması gerektiği konusunda çağrıda bulunduk. Bu saldırıların tüm Orta Doğu ülkeleri için bir tehlike olduğunu ve buna tek ses olmak gerektiğini vurguladık” dedi.
 
Tarihi süreç vurgusu
 
Henan Osman, Lübnan’da Kürtlere ait kurumlarda temel gündemin Rojava’ya yönelik saldırılar olduğunu ifade ederek devamında şunları söyledi: “Tarihi bir süreçten geçiyoruz. Sykes-Picot Anlaşması ile Kürtlerin hakları elinden alındı. O antlaşmadan sonra Kürtlerin toprakları bölündü. Emperyalist devletler, Orta Doğu’da haritaları yeniden çizmek istiyor. Ancak yaşanan son süreçler bizim için bir fırsattır. Eğer direnişimizi büyütürsek, kendi rengimizle Orta Doğu’da yerimizi alabiliriz. Bundan kaynaklı Kürdistan’ın her dört parçasında da sesleniyorum: Kazanımlarımıza sahip çıkalım. Rojava’daki kazanımların kaybedilmesi diğer her üç parçada bulunan kazanımların da tehlikeye düşmesi demektir. Herkesin Özerk Yönetim’e sahip çıkması gerekiyor.”
 
‘Kürtler kimsenin kurbanı olmasın’
 
“Rojava’ya sahip çıkmak kadın kazanımlarına sahip çıkmaktır” diyen Henan Osman, Rojava’da tecrübe edilmiş yönetimin korunması gerektiğine vurgu yaptı. Henan Osman, “Rojava’ya sahip çıkalım ki bir daha Kürtler kimsenin kurbanı olmasın. Rojava olarak çok ciddi bedeller verildi, şehitlerimiz oldu. Ermeniler, Süryaniler, Asuriler, Kürtler ve Araplar olarak şehitlerimize sahip çıkalım ve onların kazanımlarını almalarına izin vermeyelim. Çünkü Özerk Yönetim’in korunması ve Demokratik Ulus’un inşası Suriye’nin demokratikleşmesi anlamına geliyor” diye konuştu.