Wan Barosu’ndan Rojin Kabaiş açıklaması

  • 21:49 7 Aralık 2024
  • Güncel
WAN - Wan Barosu Başkanlığı ve Kadın Hakları Merkezi, Rojin Kabaiş’in cenazesinde iki DNA’nın bulunmasına dair yayınladıkları açıklamada, DNA’nın kime ait olduğunun raporda belirtilmediğini söyledi.
 
Wan Barosu Başkanlığı ve Kadın Hakları Merkezi, 27 Eylül’de kaybolmasından 18 gün sonra cenazesine ulaşılan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) öğrencisi Rojin Kabaiş’in ATK’den gelen otopsi raporunda cenazesinde iki DNA’nın tespit edilmesine ilişkin açıklama yayımladı.
 
Dijital medya X platformu üzerinden yayımlanan açıklamada, sürece dair bilgi paylaşıldı. Rojin Kabaiş’in bedeninde bulunan DNA’ların kime ait olduğunun otopsi raporunda yer almadığı belirtilen açıklamada, sürecin takipçisi olmaya devam edecekleri vurgulandı.
 
Wan Barosu Başkanlığı ve Kadın Hakları Merkezi tarafından yayımlanan açıklama şöyle:
 
“Van Barosu ve Van Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak takip ettiğimiz Rojin KABAİŞ dosyasına ilişkin kamuoyunu bilgilendiren metnimizdir;
 
Bilindiği üzere Rojin Kabaiş’in otopsisinin yapılması üzerine cansız bedeninden alınan bulgular İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmiş ve ilgili kurum tarafından bir Adli Tıp Raporu hazırlanmıştır. Adli tıp raporunun bir nüshası 14 Kasım günü tarafımızca Van Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan teslim alınmıştır. Raporun teslim alınması üzerine tarafımızca rapor ile ilgili ayrıntılı değerlendirmeler yapmak ve eksik hususların tespiti amacıyla toplantılar yapılmıştır. Yapılan toplantılara alanında uzman hekimler de iştirak etmiştir. Hazırlanan raporda ölüm nedeninin ‘suda boğulma’ olarak belirlendiği daha önce yaptığımız basın açıklamaları aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılmıştır. Ancak dosyada CMK 153 uyarınca alınmış olan kısıtlılık kararı olması nedeniyle ve soruşturmanın güvenliğini tehlikeye düşürmemek amacıyla kamuoyu ile paylaşılan bilgiler kısıtlı tutulmuştur.
 
Yapmış olduğumuz toplantı ve değerlendirmeler neticesinde raporun Rojin Kabaiş’in ölümünü aydınlatmaya yeter bilgileri içermediği tespit edilmiştir. Yapılan tüm tespitler ile ilgili talep ve itirazlar dosyaya sunulmuştur. Ayrıca savcılık ve başsavcılık ile yapılan görüşmelerde de bu hususlar dile getirilmiş ve kısıtlılık kararına uygun olacak ölçüde kamuoyu bilgilendirmeleri de yapılmıştır.
 
Bahsi geçen sosyal medya hesapları ve internet sitelerinde Rojin Kabaiş’in cansız bedeni üzerinde 2 adet DNA bulunduğu bilgisi paylaşılmaktadır. Bahsi geçen DNA’ların bulunduğu bilgisi doğru olmakla birlikte, bu DNA’ların kime ait olduğu, dolayısıyla DNA’ların şüpheli veya şüphelilere ait olup olmadığı ile ilgili bilgi raporda yer almamaktadır. Savcılıktan tarafımıza DNA’ların kimlik bilgisinin tespiti için çalışmaların yürütüldüğü bilgisi verilmiştir.
 
ATK raporunda DNA’lar ile ilgili yapılan değerlendirmede;
 
DNA’lar üzerinde şüpheli bir bulgunun tespit edilemediği,
 
Adli Tıp Kurumu yönünden iş basamakları taranarak ve mukayeseler yapılarak bulaş riskinin bertaraf edildiği,
 
Maktulün bulunduğu yerden otopsi mahalline sevki sırasında meydana gelmiş olabilecek bulaş riskinin, mukayeseye uygun biyolojik örnek ve kayıtların olmaması sebebiyle bertaraf edilemediği,
 
Bulaş riskinin bertaraf edilmesinden sonra DNA örneklerinin şüpheli veya şüphelilere ait olabilme ihtimalinin değerlendirilebileceği bilgisi yer almıştır.
 
Tarafımızca yapılan itirazlarda, DNA’ların vücudun hangi bölgesinde yer aldığının belirtilmesi, maktulün sevki sırasında görev almış tüm kişilerin DNA örneklerinin alınması ve mukayeselerin yapılması, bulaş riskinin bulunduğu tüm alanların yeniden değerlendirmeye alınması, bulaş riskinin hangi yöntem ile ve ayrıntılı olarak kimler tarafından alınan örnekler ile bertaraf edildiği bilgisinin verilmesi ile DNA’ların kimlik tespitinin yapılması gerekliliği belirtilmiş ve talep edilmiştir.
 
Cansız bedenin ortalama kaç gün suda kaldığı hususuyla ilgili hiçbir bilgi bulunmaması, boğulmaya neden olan suyun özelliği itibarıyla Van Gölü suyu olup olmadığının tespit edilmemiş olması, kamuoyunda dolaşımda olan ve Rojin’in bulunduğu ana ait olan görüntülerde yer alan vücut rengi değişikliklerine ve otopside hazır bulunan gözlemci hekimin tespit ettiği renk değişikliklerine ilişkin ayrıntılı bilgi yer almaması, Rojin’in midesinde bulunan akışkan sıvının muhteviyatının ve yurttaki son görüntülerinde yediği görülen yemeklerle uyumlu olup olmadığının tespit edilmemiş olması, Rojin’in bulunduğu an üzerinde olan elbiseler ile ilgili incelemelerin nasıl ve kim tarafından yapıldığıyla ilgili bilgi bulunmaması, mesanenin boş olması hususunun açıklanması ve tıbben mesanenin tamamen boşalmasının ne kadar sürede olabileceği bilgisi, Rojin’in boynunda bulunan bir kemikte tespit edilen ve gözlemci hekimimizce otopsi esnasında kırık imajı verdiği değerlendirilen anormallik ile ilgili raporda hiçbir yorum, bilgi ve değerlendirmenin yer almaması ve sair hususlar ile ilgili ayrıntılı itiraz ve taleplerimiz dosyada mevcuttur.
 
ATK raporunda yer almayan ancak Rojin Kabaiş’in ölümünün aydınlatılmasına sağlayacak veya kolaylaştıracak, hukuken ve tıbben tespit edebildiğimiz tüm hususlara ilişkin ayrıntılı talep ve itirazlar titizlikle dosyaya sunulmuştur.
 
Rojin Kabaiş dosyasının ilk günden itibaren takipçisi olduğumuzu yineliyor ve dosyanın maddi gerçekliği ortaya çıkana kadar titizlik ve özenle çalışacağımızı basına ve tüm kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.”