Kitap Fuarı’nda Gültan Kışanak’tan dayanışma mesajı

  • 16:41 7 Aralık 2024
  • Kültür Sanat
 
AMED - Amed’de düzenlenen 8. Kitap Fuarı, imza günleri ve söyleşi etkinlikleriyle yurttaşların yoğun katılımıyla devam ediyor. “Davacıyım” adlı kitabı için fuara katılan siyasetçi Gültan Kışanak, etkinlikte dayanışma vurgusu yaptı.
 
Mezopotamya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde devam eden Amed 8. Kitap Fuarı, hem kitapseverleri hem de önemli isimleri bir araya getirmeye devam ediyor. Fuarın 7’nci  gününde, eski Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı ve siyasetçi Gültan Kışanak’ın Dipnot Yayınevi tarafından basılan “Davacıyım” adlı kitabının söyleşi ve imza etkinliği düzenlendi. Etkinliğe Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak da katıldı. 
 
'Hepimizin adına davacıyım'
 
“Davacıyım” adlı kitabına ilişkin konuşan Gültan Kışanak, “Bu dava hepimizin davası. Hepimizin adına davacı oldum” dedi. Gültan Kışanak, halkın iradesini gasp etmeye çalışan, demokratik siyasetin önüne engel kuran, kadınların özgürlük yürüyüşünü durdurmak isteyen, Kürt halkının demokratik çözüm istemini “terörize” etmek isteyen, bunları suçmuş gibi göstermeye çalışan zihniyete karşı davacı olmaktan başka yapacak bir şeyin olmadığını vurguladı. Savunmalarını hakikati tarihe not etmek, yazmak, konuşmak eksikleri, yanlışları göstermek, yapılan hataları ve haksızlıkları teşhir etmek, biraz da çözüm yolu göstermek ekseninde tuttuğunu dile getiren Gültan Kışanak, “Kobanê kumpas davasında hepimizin ortak tutumu, ‘Bu bir kumpas, barış ve çözüm arayışının önüne kurulan bir kumpastı’ yönündeydi. Bunu teşhir etmek, yüzleştirmeyi gerçekleştirmek istedik. Elimizden geldiği kadar bu savunmaları kitap olarak tarihle de buluşturmak gerekiyor” dedi.
 
‘Tarihe konuştuk’
 
Yaklaşık 8 yıl boyunca bitmez, tükenmez bir yargılama süreci yaşadıklarını  ifade eden Gültan Kışanak, “En son mahkeme evraklarının sayfası 2-3 milyonu geçti. Bu da savunmayı etkisiz kılmak için dosyayı içinden çıkılmaz hale getirmek-hukuksuz yargılamanın bir yolu ve yöntemidir. Tarihi yapanlarla, yazanlar aynı olursa, hakikat yazılır. Biz biraz da mazlumların hakiki tarihini yazmak ve not düşmek gerekir diye düşündük. Bu mahkeme heyetine verilmiş bir savunma değil, hakikati anlatma çabasıdır. Tarihe konuştuk. Hem Kürtlerin hem de Türkiye’nin siyasal tarihinde Kobanê kumpas davası çok konuşulacak, tartışılacak. Önemli kumpas davalarından biri olarak tarihe geçecek” sözlerini kullandı. 
 
‘Yeni bir dönem başladı’
 
Kürt sorununun demokratik çözümü konusunda hem Türkiye genelinde hem de Orta Doğu coğrafyasında “çözüm süreci” döneminde pozitif bir ortamın ve çözüm konusunda ciddi bir imkânın olduğunu kaydeden Gültan Kışanak, “Maalesef bunu akamete uğratmak ve sonuç almadan bastırmak isteyen bir karşı darbe girişimiyle karşılaştık. 2016’daki davalar bunun sonucuydu. Yeni bir dönem başladı, yeni önemli gelişmeler var. Yer yer kaygıyla karşılasak da, tarih kaygılarla yazılmıyor. Tarih biraz cesaretle, ferasetle ve ana cevaplarla yazılıyor. O nedenle ortaya çıkan yeni duruma karşı, yeni sorumluluklarla karşı karşıya olduğumuzu düşünüyorum.
 
Kadim halkların yaşadığı bir coğrafya
 
Suriye’deki, Rojava’daki gelişmeler bize şunu gösteriyor: Kürtler artık tarih sahnesinde önemli bir yer aldı. Bununla ilgili Rojava’daki gelişmeler bize çıkış yolu gösteriyor. Orta Doğu, çok kimlikli, kültürlü, kadim halkların yaşadığı bir coğrafyadır. Demokratik bir yaşam inşa etmeleri dışında bir çözüm görünmüyor. Ortaya çıkan durumun halklarımızın ittifakına vesile olacağını düşünüyorum.
 
Demokratik özgürlükçü bir yaşam inşa edebiliriz
 
Tüm halkları kendi kimlikleriyle, kültürleriyle, siyasi iradelerini kabul ederek ortak yaşam yaratmak mümkündür. Rojava bu pratiği açığa çıkardı. Orada birçok halk, birlikte bir yaşam modelini ortaya çıkardı. Bu geçen 12 yıllık süre içinde önemli bir deneyim. İyi bir model olarak bence tüm Suriye’de uygulanabilir. Demokratik, özgürlükçü bir yaşam, halkların iradesini kabul eden bir yaşam inşa edilebilir. Yapmamız gereken, bu Mezopotamya ve Orta Doğu coğrafyasının daha bütünlüklü şekilde ele alınması noktasında çabalarımızı yoğunlaştırmamızdır” ifadelerini kullandı.
  
‘Kayıplar telafi edilebilir’
 
Gültan Kışanak, “Rojava’da siyasi çözüm sürecine girilecekse, Türkiye’de de Kürt sorununun demokratik çözümü için bazı adımlar atılmasının kolaylaştırıcı olacağını düşünüyorum. Ne duygularımız, ne kültürümüz, ne de tarihimiz bölünüyor. Rojava’nın kaderi, buradaki Kürtlerin de kaderidir. Buradaki Kürtlerin kaderi ise Başur’daki Kürtlerin kaderidir. Yapıcı tutumlar alınması gerektiğini düşünüyorum.
 
2013-2014 yıllarında önemli bir süreç yaşandı. Şimdi bunun imkanları yeniden açığa çıkmış durumda. O zaman bu fırsat heba edildi. Geçen 10 yıl, barış ve çözüm adına kaybedilmiş yıllardır. Şimdi bu kayıpları telafi ederek barışı ve çözümü kazanabiliriz” diye konuştu.
 
Gültan Kışanak’ın konuşması, salondaki dinleyiciler tarafından alkışlarla desteklendi. 
 
Daha sonra Dipnot Yayınevi’nin standına geçen Gültan Kışanak, burada  aralarında Serra Bucak’ın da olduğu çok sayıda okuyucu için kitabını imzaladı.