Kayıp yakınları dört kentten seslendi: Failler yargılansın

  • 14:19 7 Aralık 2024
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Kayıp yakınları dört kentte, yakınlarının akıbetini sorarken, faillerin de yargılanmasını istedi. 
 
İnsan Hakları Derneği ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla, Amed, Êlih, Gever ve İzmir'de bu hafta da alanlara çıkarak eylemlerine devam etti. 
 
Amed
 
İHD Amed Şubesi ve kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla her hafta düzenlenen eylem, 826’ncı haftasında Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesindeki Koşuyolu Parkı’ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde yapıldı. Eyleme çok sayıda kayıp yakını ve insan hakları savunucusu katıldı. Gözaltında kaybedilenlerin ve faili meçhul cinayetlerde katledilenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankart açıldı.
 
Bu haftaki eylemde, Bedlîs’in Tetwan (Tatvan) ilçesinde 29 Kasım 1994’te hastanede bulunan eşi için refakatçi olarak gittiği hastaneden bir daha dönmeyen Ender Toğcu’nun hikayesi anlatıldı.
 
Eylem öncesinde konuşan İHD Amed Şube Başkanı Ercan Yılmaz, yıllardır Türkiye'nin özellikle 1990’lı yıllarda yaşanan zorla kaybetme olayları ve faili meçhul cinayetlerle yüzleşmesi için mücadele ettiklerini belirtti.
 
Ender Toğcu’nun hikayesini, İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu.
 
Ender Toğcu’nun Kaybettirilme Hikayesi
 
Ender Toğcu’nun evli ve bir çocuk babası olduğu, 29 Kasım 1994 günü saat 15.00 civarında abisi Ali Toğcu’ya eşinin yanına hastaneye gideceğini söyleyerek yanından ayrıldığı belirtildi. Ali Toğcu’nun annesinin ifadesine göre, Ender Toğcu o gün hastaneye hiç gitmedi. Aynı gece saat 22.30’da, Ender Toğcu’nun babasının evine 7-8 kişilik bir sivil polis grubu baskın düzenledi. Evdeki baba Hüseyin Toğcu ve küçük oğluna şiddet uygulayan polislerin, Ender Toğcu’nun yerini sordukları, babasının korktuğu için "Oğlum Kayseri’de dayısının yanına gitti" dediği aktarıldı. Bunun üzerine polislerin babayı, “Oğlun bizim elimizde, üç gün içinde ölüsünü teslim ederiz” diye tehdit ettikleri ifade edildi.
 
Polislerin daha sonra abi Ali Toğcu’nun evine giderek Ender Toğcu’yu sorduğu, Ali Toğcu’yu da yanlarına alarak babasının evine döndükleri ve odunlukta saklı bir silahı çıkararak, "Bunu Ender’in söylediği yerden aldık" dedikleri belirtildi.
 
Olayın ertesi günü Ender Toğcu’nun abisi Ali Toğcu’nun, kahvehanede otururken Çarşı Karakolu’ndan gelen polislerce gözaltına alındığı, üç gün boyunca sorguya çekildiği, sorguda kendisine kardeşinin nerede olduğunun sorulduğu ifade edildi. Polislerin, “Yalan söyleme, biz onu yakaladık; üzerinde telsiz ve pil gibi eşyaların fiyatının yazılı olduğu bir liste çıktı” dedikleri belirtildi.
 
Ender Toğcu’nun babası Hüseyin Toğcu, kayıp oğlunun bulunması için her ay Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu ancak "Oğlunuz gözaltında değil, kaydı bulunmuyor" yanıtı aldığı aktarıldı. Ağabeyi Ali Toğcu’nun da yaptığı başvurulardan bir sonuç alınamadığı ve aradan geçen 30 yıla rağmen Ender Toğcu’nun akıbetinin öğrenilemediği ifade edildi.
 
Eylem, oturma eylemiyle son buldu.
 
Êlih
 
Êlih’te İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 662’nci haftasında Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" pankartının açıldığı eylemde kayıpların fotoğrafları taşındı. Bu haftaki eylemde, 15 Ekim 1994’te Dêrsim’in Xozat (Hozat) ilçesi Taştêk köyünde askerler tarafından gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Nazım Gülmez’in hikayesi anlatıldı.
 
İHD Batman Şube yöneticisi Rezan Baytar tarafından okunan hikayede, Nazım Gülmez’in evli ve 9 çocuk babası olduğu, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağladığı, 13 Ekim 1994’te köye yapılan baskında gözaltına alındığı ve iki gün sonra köye dönen askerler tarafından köylülerin önünde evinden zorla götürüldüğü belirtildi. Nazım Gülmez’in eşi Garip Gülmez’in, Xozat’taki binbaşıya eşinin akıbetini sorduğu ve “Biz onu elimizde tuttuk, serbest bıraktık; biz de arıyoruz” yanıtını aldığı aktarıldı. Savcılıklara yapılan başvuruların yetkisizlik kararlarıyla sonuçlandığı, dosyanın Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne kadar uzandığı ancak hiçbir sonuç alınamadığı ifade edildi.
Eylem, oturma eylemiyle son buldu.
 
Colemêrg 
 
İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 152’nci haftasında Gever (Yüksekova) ilçesindeki Sanat Sokağı’nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde, Colemêrg’in Çelê (Çukurca) ilçesine bağlı Marufan köyünde ajanlık dayatmasını kabul etmediği için askerler tarafından gözaltına alınarak işkenceyle katledilen Hasan Ateş’in hikayesi paylaşıldı.
 
İHD Şube Yöneticisi Eren Baskın, Hasan Ateş’in gözaltında ağır işkenceler gördüğünü, ailesinin tüm başvurularına rağmen “böyle bir operasyon yapılmadı” yanıtını aldığını belirtti. Hasan Ateş’in cenazesinin, bir köylüyle birlikte taşlarla kapatılmış halde bulunduğu, ailesinin tüm girişimlerine rağmen dosyanın “kovuşturmaya yer yok” kararıyla kapatıldığı aktarıldı.
 
Eylem, oturma eylemiyle son buldu.
 
İzmir 
 
İHD İzmir Şubesi, iki haftada bir düzenlediği “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” eylemini Konak’taki eski Sümerbank önünde gerçekleştirdi. Eylemde, 6 Aralık 1993’te gözaltına alınıp kaybedilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbeti soruldu.
 
İHD İzmir Şubesi Eşbaşkanı Ali Aydın, Hüseyin Taşkaya’nın Siverek’te asker, polis ve Bucak Aşireti’ne mensup korucular tarafından gözaltına alındığını ancak gözaltı kaydı tutulmadığını belirtti. Ali Aydın, Hüseyin Taşkaya’nın ailesinin tüm başvurularına rağmen bir sonuç alınamadığını ifade etti.
 
Eylem, yapılan açıklamanın ardından son buldu.
 
 

Etiketler:

adalet jinnews