Cumartesi Anneleri: Adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz

  • 13:21 7 Aralık 2024
  • Güncel
 
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1028’inci haftasında 31 yıl önce  kaybettirilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sorarak, faillerinin bulunmasını istedi. Eylemde, adalet mücadelesinden vazgeçilmeyeceği vurgulandı. 
 
Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenledikleri eylemlerinin 1028’incisini Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri ve insan hakları savunucularının yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ve HDK temsilcileri, ellerinde karanfiller ve kayıpların fotoğraflarını taşıdı. Anneler bu hafta, 31 yıl önce kaybettirilen Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu.
 
Eylemde açıklamayı okuyan Hüseyin Taşkaya’nın gelini Ayşe Taşkaya, Sêwereg’de müteahhitlik yapan Hüseyin Taşkaya’nın 42 yaşında ve 4 çocuğu olduğunu söyleyerek,  ilçenin Bucak Aşireti’nin hakimiyetinde olduğunu ve çokça hak ihlallerinin yaşandığını belirtti. Ayşe Taşkaya, “Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından hazırlanan 13 Ağustos 1997 tarihli Susurluk Raporu'nda, güvenlik güçlerinin bölgedeki operasyonları tamamen Bucak Aşireti’ne devretme eğiliminde olduğu ve aşiretin silahlı mensuplarının ‘devlet içinde devlet’ görünümünde oldukları belirtilmişti” diye konuştu.
 
Hedef haline geldi
 
Hüseyin Taşkaya’nın Sêwereg’teki hak ihlallerini eleştirdiği için Bucak Aşireti’nin hedefi haline geldiğini ifade eden Ayşe Taşkaya, “Baskı ve tehditlerin yoğunlaşması üzerine ailesini İstanbul’a taşıdı. Kendisi de işlerini toparlamak amacıyla amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 tarihinde, amcasının Siverek’in Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen askerler, polisler ve Bucak aşiretine mensup korucular Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına aldı. Onu askeri araca bindirerek götürdü” sözlerini kullandı.
 
‘Haberimiz yok’ yanıtı verildi
 
Hüseyin Taşkaya’nın ailesinin durumunu sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa ve valiliğe başvurduğunu söyleyen Ayşe Taşkaya, aileye verilen cevabı şu şekilde dile getirdi: “Askeri yetkililer, gözaltından kısa bir süre sonra Taşkaya’nın polise teslim edildiğini iddia etti. Emniyet ise ‘Bizde yok, Sedat Bucak’a sorun’ diyerek sorumluluktan kaçındı. Dönemin DYP milletvekili, aşiret reisi ve korucubaşı Sedat Bucak, ‘Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor’ dedi. Ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı, Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.”
 
Kaybedilişinin 31’inci yılında!
 
Ayşe Taşkaya, Siverek Cumhuriyet Başsavcılığı’nın olayın soruşturulması ve suçluların cezalandırılması görevini yerine getirmediğini vurgulayarak, “Hüseyin Taşkaya’nın akrabalarının ve bütün mahallelinin tanıklığında gözaltına alınmasını ‘ailenin soyut iddiası’ olarak değerlendirdi ve dosya için takibata yer olmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Gözaltında kaybedilişinin 31’inci yılında bir kez daha hatırlatıyoruz: Hüseyin Taşkaya’nın gözaltına alındığı kayıtlara geçirilmedi. Bugüne kadar akıbeti ve nerede olduğu konusunda hiçbir bilgi verilmedi. Taşkaya’yı kaybedenlere suçlarını gizleme, izlerini örtme ve sorumluluktan kaçma imkânı tanındı.”
 
‘Vazgeçmeyeceğiz’
 
Ayşe Taşkaya, son olarak kayıplar için adalet istediklerini vurgulayarak şu çağrıda bulundu: “1028’inci haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: Hüseyin Taşkaya’nın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili gerçeği ortaya çıkarmak, suçtan sorumlu kişi ve kuruluşları tespit etmek ve cezalandırmak savcıların ve mahkemelerin görevidir. Bu görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin, Hüseyin Taşkaya ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”
 
Eylem, meydana bırakılan karanfillerin ardından son buldu.