‘Kayyım kadınlara vurulmuş bir darbedir'

  • 19:57 1 Temmuz 2024
  • Güncel
İZMİR - Kayyıma karşı başlatılan adalet nöbetinde konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, kadın mücadelesi ve kayyıma karşı verilen mücadeleyi birbirinden ayırmadıklarını ifade ederek "Kayyım kadınlara vurulmuş bir darbedir" dedi. 
 
İzmir'de Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Emek Partisi (EMEP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Platformu (SMF) öncülüğünde Colemêrg’teki irade gaspına karşı başlatılan adalet nöbeti 11’inci gününde devam etti. Eski Sümerbank önünde yapılan nöbete Barış Anneleri, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP), Partizan, Kaldıraç, Jinart Huner ve çok sayıda sivil toplum örgütü ve yurttaş katıldı. 
 
“Kayyuma karşı adalet nöbetindeyiz” yazılı önlüklerin giyildiği eylemde, “Kayyum darbedir. Belediyeler bizimdir. Gasp edemezsiniz. Kayyuma karşı nöbetteyiz” pankartı açılırken “Belediyeler bizimdir gaspa izin vermeyeceğiz”, “Kayyum iradeye darbedir, "Kayyuma hayır”, “Halkın iradesi kazanacak” ve “Kayyumları kabul etmiyoruz”, “Hakikat için adalet”, “Deniz Poyraz isyanımızdır” dövizleri taşındı. Kitle sık sık “Bijî berxwedana Colemêrg”, “Faşizme karşı omu omuza”, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız” sloganlarını attı.
 
‘Kadın mücadelesi ve kayyıma karşı verilen mücadeleyi birbirinden ayırmıyoruz’
 
Burada konuşan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu İzmir Kadın Meclisleri Temsilcisi Tülin Osmanoğulları, kadın mücadelesi ve kayyıma karşı verilen mücadeleyi birbirinden ayırmadıklarını ifade ederek her iki mücadelenin de siyasi iktidarın kadın ve Kürt düşmanı politikaları sonucu ortaya çıktığını vurguladı. Tülin, iktidarın kadınlar için “Kadınlar bizim için çok kıymetlidir ama bizim sınırlarını çizdiğimiz yere kadar özgürdürler. Bizim belirlediğimiz sınırlar dışına çıkarlarsa bunun bedelini her türlü ödemek zorundadırlar” dediğini belirterek şu ifadelere yer verdi: “İşte Kürt halkına da diyorlar ki ‘Kürtlerle biz kardeşiz, etle tırnağız, bir arada yaşıyoruz ama bizim çiziğimiz sınırlar içerisinde ancak özgürsünüz.’
 
Kayyımdan önce kadınlar sosyal haklarına rahatça ulaşabiliyordu
 
İktidarın Kürtlere “Seçime girebilirsiniz, seçme ve seçilme hakkına da sahipsiniz ama bu ülkede Kürt olarak bir belediyeyi yönetemezsiniz” dediğini ifade eden Tülin, “Bu açıdan kadın mücadelesiyle kayyıma karşı verilen mücadele birbiriyle aynıdır. Biz Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak şu açıdan da kayyımlara karşıyız; ilk defa kayyımlarla karşılaşmıyoruz. O kayyımlar atanmadan önce o belediyelerde kadınlar kamusal alanda sosyal haklarına çok rahat ulaşabiliyorlardı. O belediyelerde kadın danışma merkezleri kuruldu. O belediyelerde kadına yönelik şiddetle mücadelede psikososyal merkezleri kuruldu. Alo Şiddet hattı, Mor hatlar kuruldu. O belediyelerde kadın gittiğinde hem Kürtçe hem Türkçe kendi anadilinde derdini anlatıp hizmet alabiliyordu” şeklinde konuştu.
 
'Anlatamamanın ne demek olduğunu Fatma Altınmakas’tan biliyoruz'
 
Kurumlara gidip anadilde dert anlatamamanın ne demek olduğunu Fatma Altınmakas’tan bildiklerini vurgulayan Tülin, “Fatma şiddet görüyor, karakola gidiyor ama Türkçe bilmediği için yaşadığı şiddeti anlatamıyor. Karakolda normalde İstanbul Sözleşmesi’ne göre tercüman olması gerekiyor. Fatma’yı dinleyip anlayacak kimse olmadığı için Fatma evine geri gönderiliyor ve öldürülüyor. Biz bu açıdan da kayyımların Kürt illerinde kadınların haklarına vurulmuş bir darbe olarak görüyoruz. Bu yüzden de kayyıma karşıyız diyoruz. Bunun dışında çok önemsediğimiz eşbaşkanlık ortadan kaldırılıyor” dedi.
 
‘Kayyım kadınlara vurulmuş bir darbedir’
 
Kadın mücadelesi ve kayyıma karşı mücadeleyi birbirinden ayırmadıklarını tekrarlayan Tülin, son olarak şunları söyledi: “Kayyım kadınlara vurulmuş bir darbedir. Sonuna kadar da bunun karşısındayız. Kayyıma karşı da direniyoruz ve buradan da kayyıma karşı direnen DEM Partili arkadaşlarımıza diyoruz ki ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’
 
Nöbet konuşmaların ardından sloganlarla sona erdi.